- 1740 Okunma
- 7 Yorum
- 1 Beğeni
YUMURTANIN KULPU YOK, GÖZLERİMDE UYKU YOK.
Benim tam yedi tane kardeşim var. Her birisi ayrı ayrı tipler olan kardeşlerim içinde bazı yazılarımda en fazla bahsettiğim babamım dördüncü oğlu olan Naci’dir.
Kamil Biberoğulları’nın yedi erkek, bir kız evladı içinde işte bu Naci aslında kardeşler içinde tahsili en az olanı olup ilk okuldan sonra okumamıştır. Yani mekteple medreseyle hiç arası olmamıştır ama buna rağmen hayatın içinde pişmiş, tabiri caizse hayat üniversitesinde yüksek lisans yapmış bir İstanbul fırlamasıdır.
İşte benim bu Naci kardeşimin oldukça ilginç lafları vardır. Mesela eve gelir işten. Eşi, yani yengemiz, daha doğrusu gelinimiz o gün yorgundur ya da hastadır, dolayısıyla da yemek yapamamıştır. Oysa Naci benim kangallardan daha daha da kangaldır özellikle yemek konusunda. Haa öyle yemek ayırımı yapmaz, önüne ne korsan yer ama ille de mutlaka eşi bir şeyler hazırlamalıdır. ‘’ Hanım sen madem hastasın, bu gün de ben bir şeyler uydurayım’’ Gibi huyları yoktur.
Naci’nin böyle huyları olmadığı için yenge hanım da hasta hasta ya da yorgun yorgun kalkar iki yumurta kırıp koyar kocasının önüne.
Naci alışmıştır her akşam adeta ziyafet sofrasına konmaya. Karşısında sahanda yumurtayı görünce patlatır lafı: ‘’ Sen o tavuk milletinin tüylü poposuna kurban ol. Onlar olmasaydı ne yapacaktın acaba?’’
İşin doğrusu ben de çok zaman aynı lafı söylerim kendi kendime. ‘’ Sizin o tüylü poponuzu yerim ben. ‘’ Derim tavuklara ( Ki en sevdiğim yiyeceklerden birisi de tavuğun kalçalarıdır. Hele de çevirme.olursa... Yumurtası ise bir bekar olarak tabii ki soframızın vazgeçilmezleri arasında olup sık sık arz-ı endam eder yemek masamızda.)
Hava ekmek ve su... Hiç düşündünüz mü dördüncüsü ne diye? Bence Yumurta. İşte o sebepledir ki yumurta en önemli nimetlerin başında gelir.
Haa bu arada. Bazıları için öldürücüdür yumurta. Mesela bir arkadaşımın eşini bilirim. Kadıncağız bir bayram ziyaretinde farkında olmadan içinde yumurta olan bir tatlı yemişti de hastanenin acil servisine son anda yetiştirmişti arkadaşım. Beş dakika daha gecikseymiş kadıncağız rahmet-i rahmana uçuyormuş.
Evet...Yumurta nadiren ölümcül olsa da aslında hava, ekmek ve sudan sonra en önemli nimettir. O bakımdan saygıya layıktır ve nasıl ki yere düşmüş bir ekmeği alıp üç kez öpüp başımıza koyduktan sonra onu uygun bir yere kaldırıyorsak yumurtayı da aynı şekilde üç kez öpmeli, başımıza koymalı, ondan sonra kırıp mesela menemen yapmalıyız. Öyle hoyratça iki yumurtayı birbirine tokuşturmak son derece kaba ve bu nimete yapılmış bir nankörlüktür.
Evet..Yumurta oldukça önemli bir nimettir. O bakımdan hoyratça kullanılmamalıdır. Lakin gelin görün ki günümüzde maalesef protesto eylemlerinin baş aktörü haline getirilmiştir bu aziz ve mübarek temel besin kaynağımız. Gel de sinir olma. Ne demek ulan birilerine yumurta atmak?
Birilerine yumurta atanlar hiç düşünmezler mi ? O yumurta mini minnacık bir tavuğun kıçından kolay mı çıkıyor? Ulan siz hayatınızda hiç yumurtladınız mı da yumurtayı böyle hoyratça sağa sola atıyorsunuz?
Erkekler haydi neyse, ya kızlara ne demeli? Düşünün ki o yumurta aslında bir tavuğun evladı. Onu dünyaya getirene kadar ne çileler çekti zavallı. İleride siz de anne olacaksınız. Biri sizin evladınızı kaldırıp birilerine fırlatsa hoşunuza gider mi? Hele bir de o yumurta çift sarılıysa? İkiz kardeşleri katlediyorsunuz. Farkında mısınız?
Anadolu’nun ıssız ve kıraç topraklarında bir avuç sun’i yem için ‘’Allah Allah’’ Diyen ayakları nasırlı, ibiği kızgın güneşten çatlamış, gagasında en ucuzundan solucanlar olan gariban emekçi tavukların yumurtalarını fırlarmak kolay. Bulmuşsunuz minicik tavuk yumurtalarını, kafanıza göre sağa sola sallayıp duruyorsunuz. Sıkıysa deve kuşu yumurtası atın da görelim.
Madem o kadar kabadayısanız balık yumurtası ( Havyar) atın da ense tıraşınızı görelim. Nahh atarsınız. Kilosu kaç para biliyor musunuz?
Bir insana bir yumurta fırlatırken hiç düşünüyor musunuz bir yumurtaya milyonlarca spermin hücum ettiğini ama yumurtanın sadece bir, bazen iki, nadiren ikiden fazlasına ‘’ Buyur gel koçum’’ Dediğini? Bu kadar ehl-i namus olan bir nimete yaptığınız bu nankörlüğü neyle izah edeceksiniz? Yarın bir gün rûz-u mahşerde bunun hesabını nasıl vereceksiniz?
Dahası da var.
Oturup şiirler yazıyorsunuz. Mesela bir kıza ‘’ Kaç gel gece yarısı’’ Diyeceksiniz. Haydi bakalım. İşin işine yumurtayı dahil etmeden diyin de göreyim. Oysa yumurtayı olaya müdahil ettiğinizde iş ne kadar kolaylaşıyor. Şöyle ki:
Yumurtanın sarısı
Yere düştü yarısı.
Yarısından fayda yok.
Kaç gel gece yarısı.
Oysa sizin de bildiğiniz gibi yumurta yere düşse hem sarısı hem de beyazı tamamen yere düşer. Yani öyle ‘’yarısı yere düştü, yarısı elimde kaldı, elimde kalan yarısı da bir işe yaramaz’’ Diye bir olay yok. Öte taraftan diyelim ki yumurta yere düştü ve sarısının yarısı elinizde kaldı. Bunun tavlamaya çalıştığınız kızla ne alakası var? Yumurta sarısının yarısı yere düştü diye elin el değmemiş bakire ve dahi masume kızı size niçin kaçsın? Hem de gece yarısı? Tövbe Bismillah. Akıl var mantık var değil mi? Ama sıkar oraya bir başka dize uydurmak. Haydi deneyin de görelim. Öldüm Allah bir başka dize oturtamazsınız. İlle yumurta olaya müdahil olacaktır.
Ve siz hayatınızı bu kadar kolaylaştırmış olan yumurtayı kaldırıp fırlatıyorsunuz öyle mi? Yazık,çok yazık.
Siz daha ‘’ Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan çıkar?’’ Sorusunun cevabını bilmiyorsunuz, bu hayati konuya bir çözüm bulamamışsınız ama yumurta fırlatıyorsunuz? Buna bedhahlık denmez de ne denir?
Kabadayılık yapacaksınız mesela. Çıktınız caddeye , patlattınız narayı ‘’’ Heeeeyyyyt ulan. Elli gram içmişem, yüz gramını yakama gökmüşem. Erzurum’un Cumhuriyet Caddesinde ölmüş pişige ( Kediye) pıçak çekmişem. Varrr mı ola bana yan bakan’’ Diye. Ama ayaklarınızda spor ayakkabı var. Yedi aleme rezil rüsvay olursunuz. Neden? Çünkü ayakkabılarınız yumurta topuk kundura olmak zorundadır. Yalan mı?
Gelelim bir başka konuya. Her ne kadar dinen mekruh olsa da çok seviyorsunuz koç taşağını ( Afedersiniz bu kelimeyi sansürlemeden yazdım. Sebebini anlayacaksınız az sonra) Kasaba gidip de ‘’ Kasap bey ben iki adet taşak istiyorum’’ Diyebiliyor musunuz? Eğer aile terbiyesi almışsanız asla diyemezsiniz. Ya ne dersiniz peki? ‘’ Kasap bey bana iki adet koç yumurtası verir misiniz?’’ Demez misiniz? Dersiniz. Kamil Oğuz Mangırcıkoğlu musunuz ki ‘’ Kasap bey oradan iki adet billur sarar mısınız?’’ Diyesiniz. Ona ‘’ Billur ‘’ da dendiğini kaçınız biliyor ki? Ve sorarım size:Koç yumurtlar mı? Deyin bakalım. Yumurtlar mı?
Kendiniz için de durum farklı değildir.Doktora gidersiniz ve ‘’ Çok kaşıntım var’’ Dersiniz. Doktor sorar ‘’ Hangi bölgede?’’ Eğer benim gibi hanzonun tekiyseniz hemen cevap verirsiniz ‘’ Akdeniz Bölgesinde’’ Çünkü doktorun size bu kaşıntının ilk olarak hangi coğrafi bölgemizde başladığını sorduğunu sanırsınız. Doktor, hele de bayansa başlar kahkahalarla gülmeye. ‘’ Öyle değil bey amca. Yani nerenizde kaşıntı var?’’ Diye sorar. Haydi bakalım ‘’ Neremde olacak taş..larımda ‘’ Deyin de göreyim. Mecburen ‘’ Yumurta torbam kaşınıyor.’’dersiniz. Tabii eğer ben gibi ukalalık yapıp tıbbi bir dille izah edeyim diye ‘’ Vajinal bölgemde’’ deyip de doktoru gülme krizlerine sokmazsanız.
Evet...’’Yumurta torbam kaşınıyor’’dersiniz.Duyan da elinizde bir torba, torbanın içinde bir kaç yumurta var ve o torba kaşınıyor, siz de bunu dert etmişsiniz ve yememiş, içmemiş doktora gitmişsiniz sanır. Yani bir nevi manyaksınızdır. Oysa meselenin boyutu tamamen farklıdır. Fakat yine de nankörsünüzdür. Çünkü birisinin cesaretinden bahsederken rahatlıkla ve çekinmeden ‘’Adamda altı okka taş..’’ var dersiniz de ‘’ Adamda altı okka yumurta var’’ demezsiniz. Ama iş doğrudan doğruya sizin testislerinize geldiğinde( Ki testis de denir ama kaç kişi bilir ki) o testisler anında yumurta olur. Yumurtanın hakkı yine yenir vesselam.
Peki hiç hatıra defteri tuttunuz mu?
Şimdiki nesilde yok böyle adetler ama bizim zamanımızda hatıra defterleri vardı. Şimdi açın o hatıra defterlerinizi.. Tek tek sayfalarını çevirin. Ne görüyorsunuz? Yok yahu arkadaşlarınızın el kalıplarından bahsetmiyorum. O el resimlerinin içinde ne yazıyor: Evet..Bildiniz ‘’ Sepet sepet yumurta sakın beni unutma ‘’ Yazmıyor mu? Yani arkadaşlarınız bir yerde size Sakın yumurtaları ve beni unutma. Ne zaman bir yumurta görsen beni hatırla’’ demiyor mu? Bu durumda siz birisine yumurta fırlatırken aynı zamanda o çok sevdiğiniz arkadaşınızı fırlatıp atmış olmuyor musunuz? Abdullah Yüce’nin dediği gibi bu nasıl bir sevgidir. Bu nasıl bir ızdıraptır? Ama siz Abdullah Yüce’yi de bilmezsiniz tabii ki. Hoş o da nankördür ya neyse...Adam ‘’ Nasibim olsun iki yumurta’’ Diyeceğine ‘’ Nasibim olsun bir yudum şarap’’ diyor.
Ulan deynolar ! ( Özellikle ben gibi BJK Taraftarı olanlara sesleniyorum) Maçlarda desibel rekorları kırmak için ne yapıyorsunuz ha? Ne yapıyorsunuz? Sesiniz daha fazla çıksın diye, ya da yırtına yırtına bağırdıktan sonra sesiniz kısıldığında tekrar düzelsin diye çiğ yumurta içmiyor musunuz? O halde yumurtaya nasıl hor bakarsınız? Hiç mi duymadınız Orhan Abimizin ‘’ Hor görme garibi’’ Şarkısını?
Veeee. Gelelim zurnanın zort dediği yere.
Öyle kolisi yani otuz tanesi 850 Kuruş olan yumurtayı fırlatmak kolay. Sıkıyorsa Faberge Egg denen yumurtaları fırlatın da göreyim sizi.
Faberge Egg mi? Yukarıdaki resimlerde onlardan çok var ama özellikle 7. Resme bakın. Ünlü tasarımcı Damien Hirst’in elmas ile kaplı kafa tasından sonra dünyanın en pahalı süs eşyası olarak şeçilen yumurtadan bahsediyorum. Ne oldu? Yemedi mi? İşte adamı böyle mosmor yaparlar. Haydi fırlatsanıza. Hatta bana fırlatın. Gönüllü olarak razıyım. Hatta yalvarıyorum. Allah rızası için. O olmazsa resim 6 dakilerden birini fırlatsanız da olur. Ama nerede sizde o cesaret.
Neyse bağlayayım yazıyı.
Siz o yumurtasını fırlattığınız tavuğun tüylü poposuna kurban olun e mi?
***********
Yine gözlerimde uyku yok. Neden? Çünkü yumurtanın kulpu yok.
**************
Mübarek Berat kandilinin başta kendi ülkemiz olmak üzere öncelikle tüm İslam alemine, daha sonra da bütün dünyaya ve eğer varsa uzaydaki diğer canlılara da sağlık, sıhhat, sevgi, barış ve esenlikler getirmesini, Tüm insan aleminin beratına vesile olmasını diliyorum.
Bu Mübarek gecede ‘’Bir lahza tebessüm.’’ dedim. Her ne kadar sürç-ü lisan eylemişsem affola.
***********
Not: Yazı her ne kadar güncel bir olaydan ilhamla yazılsa da politik bir yazı değildir. Lütfen öküz altında buzağı aramayalım.
RESİMLER:
1- Evlatlarını cami kapısına bırakmak zorunda kalan bir annenin içler acısı dramı
2- Asla unutmamamız gereken sepet sepet yumurta
3- Balık yumurtası.
4-Çok az kişinin Billur dediği, pek çok insanın ise koç yumurtası dediği koçun taş...ları.
5- Deve Kuşu ve tavuk yumurtası
6- Çeşitli Faberge yumurtaları.
7-Dünyanın en pahalı ikinci süs eşyası olan Faberge yumurtası.
YORUMLAR
Ayakkabı fırlatılacak saray soytarılarının suratlarına yumurta fırlatmanın alemi yok tabii !
Hem minicik yumurta ile hedefinizi şaşırmanız mümkün..!
En politik olmayan "mizahi" yazılar politika üretmeğe yardım eder..Çağımızda hiç bir düşünce politik/ekonomik nedenden beslenmeden yaşayamaz..
Yumurtaya kulp takanlar her zaman var olacaktır..
Dostlukla hep
Volkan70 tarafından 5/22/2016 5:26:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.
Defterde mizah yazılarının yüz akısın Sami Abi. Yazın düşmüşse eğer deftere, hadi iyisin Meto, diyorum, yine moral dopingi gelmiş. Güncel olayları asla bir tarafa düşmeden çok güzel hicvediyorsun ya, işte bu büyük meziyet.
Her fikir ve görüşten insan var bu defterde. Ve gayet de olağan, olması gereken bir durum. Her fikirden insanı kucaklayabilmesi en takdir ettiğim yanı.
Sağlıcakla,
sami biberoğulları
Hangi ödül siz dostların teveccühlerine mazhar olmaktan daha büyük olabilir ki.
Selam ve sevgilerimle.
Kıymetli hocam yazınızı okuduktan sonra yorum yazmak için bir süre gülme kırizimin geçmesini bekledim.
Hocam.?’’ Şimdi bu durumda karşımızdaki bir insan bizimle şey geçiyorsa ‘’ulan sen benimle yumurta mı geçiyorsun diye bilir miyiz?
Emin olun bu yazıyı okuduktan sonra yumurtalarıma bakış açım değişti ( buzdolabındaki tavuk yumurtalarının kast ediyorum.)
Çok etkilendiğim bir yazıydı emeğinize ve böyle bir yazıyı kaleme alan yumurtalarınıza şey yani yüreğinize sağlık.
Saygı ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Yoruma cevap yazamayacağım ama şu kadarını söyleyeyim: Kafana göre takıl ve kıymetini bil . Yarın bir gün ona da yumurta derlerse de şaşırma)))))))))))
Selam ve sevgilerimle.
Değerli hocam, bir dizideki sahneyi hatırladım...
Köylü esas kız, babasının haberinin olmadığı İstanbul gezisinde bir reklama yüz olmuştur...
Kızın babasıyla çekişmeli olan köyün bir ileri geleni durumu fark edince gazeteyi ortaya koyar...
Kızı bu durumdan kurtarmak isteyen esas oğlan, resmin fotomontaj olduğunu ve hemen benzer bir şeyi yapacağını söyler...
Kızın babasını zora düşürdüğünü sanan köylünün kafasını bir eşeğin kafasına monte eder,
"Bakın, gördünüz mü, ne kadar kolaymış" der, sonra da köylüye,
"Size bir kastım yok... Eşeğe de" diye ilave eder...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
yumurta... sayfayı doldurur mu
yazar Sami Hocam olursa doldurur :)
güzel bir paylaşımdı, kalem daim ola
kutlarım
selam ve saygılarımla Sami Hocam
sami biberoğulları
Beğenileriniz benim için onurdur.
Selam ve sevgilerimle.