YORUMLAR
Kemal Abi, minimal öykülere sardın gibime geldi. Bu hafta ikincisi zira. Ben ilkini çok tuttum. Bir başlığı eksikti.
Bu öykü minimal seviyeyi geçmiş gibi geldi bana. Hoşgörüne sığınıp bir kaç şey yazmak istedim.
Başlık çok önemli derler küçüreklerde. Başlıkta verileni tamamlıyor öykünün kalanı. Bizde Ferit Edgü ilk akla gelen.
KISA
"Siz bizim yeni komşumuz mu oluyorsunuz?" dedi genç erkek, genç kıza.
"Biz burda oturuyoruz" dedi genç kız, genç erkeğe.
"Biz de burda oturuyoruz" dedi genç erkek, genç kıza.
Kız kısacık eteklerini kaldırıp sordu :
"Niçin kısa kesmiyoruz?" F.Edgü
Sağlıcakla,
Kemnur
nitemtran
Çarpıcı her şeyiyle. Dersse ders, güldürmekse güldürmek, düşündürmekse düşündürmek, hüzünse hüzün; aslında hepsi birden!
Yalın ve çarpıcı olmuş. Ben çok sevdim. Hatta bu var ya, ilkini geçti.
Kalemine sağlık.
Sağlıcakla,
Küçük mü?
Büyük mü?
Hiç bir öykü uzun yazmakla büyük.
kısa yazmakla da küçük olmaz.
"Zarfa bakma mazrufa bak"derler.
Önemli olan verilen mesajdır.
Hayrünisa gerçekten hayırlı bir kadın.
Oraya değil, onu oraya düşürene bak sen.
Can Dost!
Konu da böyle olur. Yazıda...
Selamlarımla.
Kemnur
Eskilerden bir öykündü ama yine de zevkle okudum.
Selam ve sevgilerimle.
Kemnur
Üstadım, "Senin annen bir melekti yavrum" repliğini hatırlayıp gülsek de, bu kadarıyla meseleden kendimizi sıyıramayacağımızı bilirken, Akşemsettin'in dramını hiçbir zaman hissedemeyeceğimizi de anlıyoruz...
Öyleyse, gülüşümüzün hiç insanca olmadığını itiraf etmek de gerekiyor...
Yoksa, edebiyatın toplumsal işlevine duyarsız kalmakla baştan kaybederiz sanıyorum...
Hiç kimse bir fahişeden çocuk sahibi olmak istemezken, fahişe de olsa bir kadının çocuk sahibi olmayı her şeyden çok istemesi de başka bir muamma!...
Selam ve saygılarımla.
Kemnur
Kemnur
fıkra mı desem hikaye mi gülümsedim ve düşündüm
kalemine sağlık üstadım.