- 768 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
BU ÇOCUK NEDEN BÖYLE
Bir araya gelindiğinde, özellikle çocukları olan ebeveynlerin ortak dertlerinin başında, hayırsız evlat yakınmalarıdır. Ama bu sebepli-sebepsizdir.
Geriye dönüp acaba neden bu çocuk böyle oldu sorusunu sormadan.
Acaba bu çocuğun böyle olması, biz ne gibi bir katkı sunduk acaba.?!!
Öyle lafı çok uzatmadan birkaç cümle ile yapılan hataları söyleyelim.
Çocuk erkekse, zaten sözün bittiği yerdeyiz.
O doğuştan paşadır. Her hali ile paşa. Ukalalık yapsa bile, erkektir yapar. Dokunulmazlığı vardır. Soyun devamıdır. Oğluma söz söyleyeni mıhlarım mantığı.
Eğer çocuk kız ise, yandı gülüm keten helva idi bir zamanlar ama sonradan yüzde sekseni kentte yaşayan insanlar olarak, prensesler ordusu yetiştirdik. İş yapmasına izin vermedik. Erkek çocuğu gibi sorumsuz ve sınırsız yetiştirdik.(feodal ilişkiler içinde olanlar dahil değil)
Bu anlattıklarım evdeyken yaşananların yüzde 90’ın ı oluşturur.
Birde evlilik sonrası yaşananlar var. Kız veya erkek annesi ayırmaksızın aynen şu yaşanır.
Evli kızı, çalışsın, çalışmasın damadı ev işlerinde yardım ediyor ise, ‘’damat çok iyi çocuk, kızım çok mutlu.’’olur.
Ama aynı şeyi kendi oğlu yapıyorsa,
Oğlum, çok şanssız, gelin hiçbir iş yapmıyor, kendi yapması gereken işleri bile, oğlum işten gelip yapıyor, nereden bulduk bu kızı şeklinde yakınmalar başlıyor.
Suçlu ararken, aynaya hiç bakmayız nedense.?
Zaten sistem, aşırı özgüvenli insan yetiştirme adına, ukalalar ordusu yetiştiriyor, onun hiç farkında olmadan.
YORUMLAR
Herkesin kendi tarlasında tapanında, bağında bahçesinde çalıştığı bir üretim modelinin kültüründen gelen insanların, işbirliğinin, eşgüdümün gerektiği fabrika üretiminin kültürüne yeni geçtiği zamanda devam eden sorunu/sorunluluğu bu durumlar...
Köylülüğün, yani eleştiri ve özeleştirinin gelişmemişliğinin görünüşleri...
Eğitim şart!... :)))
Saygılarımla.
karabencan25
Sağlıcakla kalın.
Aile en önemli bir okul
Aile denen okulda iyi öyetiştirilmezse on üniversite de bitirse
Ne fayda sadece meslek sahibi olur
Erkek çocuğun rol modeli baba, kız çocuğununsa anmedik
Siz ne verirseniz çocuk onu alır.ebeveyner anne ve babalarına nasıl,
Büyüğü evlenince şikayet etme hakkınız yoktur
Beşer ektiğini biçer
Toplumun kanayan sorununa parmak basmış yazar hoşça kalın
karabencan25
Bir geçiş süreci muhakkak geçecek bunlar.
Ama kolay, ama zor..
Saygılar, selamlar efendim.
Hep çocuk görme, bir türlü onun da bir fert olduğunu anlamamak düşülen en büyük yanılgı galiba. Sevgi verilir, hem de en yoğunundan, ama kişiliğe saygı atlanır hep.
Bir türlü kendi seçimini yapacak yaşına gelmez ebeveynlerin gözünde. Hata yapmaz mı? Elbette yapar. Hem hata yapmayan mı var?
Bir yaştan sonra evlatlar, en az sevgi kadar, saygıyı da hak ederler. Bunu atlamamak lazım.
Sağlıcakla,
karabencan25
Ama, 12 eylül sonrası okulların sadece öğrenim bölümünün kalıp, eğitim kısmının unutuduğu süreci de unutmamalıyız..
Yararlı olan tüm toplumsal normlarda unutulup, sadece dine dayalı eğitime yönelmekte diğer bir nedeni oluşturdu.
Aslında, Kemalist aydınlanmayı anlayamadık desek ya da yarım kaldı..
Geçiş sürecinde ki toplumda o aydınlanma o kadar kesintiye uğradı ki..
Ya global ekonomi sistemi de ayrı bir yara.
Kalın sağlıcakla..
Tebrik ederim kanayan yara dediğimiz bir noktaya değinmişsiniz. Yorumlardada görüldüğü üzere biliyoruz yanlış ama yapmayada devam ediyoruz. Doğru yapan olursada yadırgıyoruz oda var. Bu konu aslında çok basit durmasına rağmen çok hassas ve bir o kadarda karışık bir konu. Yazarak bu konuya eğilmeniz çok güzel. Okuyanların kendilerini sorgulama fırsatı oldu benim kanaatimce.
Saygılarımla.
karabencan25
Evet, basit gibi duran ama temel sorunlardan biri. Çünkü, can yakıyor çoğu zaman.
Selamlar ve saygılarımla..
Bu çocuk neden böyle? Ya da kime çekmiş bu çocuk?
Çocuk eğer zeki, tuttuğunu koparan biri ise annesi de babası da ''Bana çekmiş'' Der, ama pısırık, tembel ya da insanların hoşuna gitmeyen kötü yanları var ise bu takdirde anne ve baba için ''Tıopkı sen'' olur..
İşin garibi bu durumu hepimiz yadırgarız. Yanlış olduğunu hem bilir hem de söyleriz ama bizzat kendi hayatımızda asla uygulayamayız. Mesela ben. büyük oğlum 32 yaşına geldiği halde '' ben olmasam ayaklarının üzerinde duramaz'' diye düşünüyordum. Bir kaç gün önce evlendi, baktım pek âla da kendi ayakları üzerinde duruyor.
Evet. Bir şeyleri yanlış yapıyoruz . Hem de yanlış olduğunu bile bile yanlış yapıyoruz. Hatta başkalarına '' Bu yaptığın yanlış'' Derken aynı yanlışı yapıyor ve yine de '' Bu yanlış'' Diyoruz.
Bence öncelikle büyük anne, büyük babaları eğitmekle işe başlanmalı.
Selam ve sevgilerimle.
karabencan25
Selamlar ve saygılarımla.
Çok güzel iki derinliği dile getirmişsiniz.
Fiziksel güçlülükten mi doğuyor, dünyaya erkeler hakim sözcüğü,hala anlamış değilim. Çok sevdiğim ,aydın olduğu halde rahmetli babam,3 cü numara erkek kardeşim doğduğu zaman, 3 katlı evimizin üst katından devasal bir bayrak dalgalandırmış. Yoldan geçen bakıyormuş, bir komşumuz da Hüseyin bey nerenin kurtuluşu bugün demiş, Babamda oğlum oldu oğlum, diye ziyafetler çekmiş. Annem anlatırdı biz çocukken birilerine çocuk aklımla bile kızardım ,demek babam biz iki kızını sevmiyor diye üzülürdüm.
Ne yazık ki, babamdan sonra eşim de aynı model. İkinci kızım doğduğunda eşimde gene kız ya diye yakınlarıma haber vermiş, oğlum doğduğunda kapı kapı arabasıyla dolaşıp oğlumuzun doğduğunu haber verip, erkek arkadaşlarını boğaza götürüp rakı balık ısmarlamış Kız veya erkek annesi,konusuna hiç girmek istemem çok zor günler yaşadığım içindir neyse.
Tebrik ediyorum efendim bizim kültürümüzdeki çok çoook önemli bir konuyu kaleme almak, beni mutlu etmiştir.
Kaleminiz hiç bitmesin ...
Saygılarımı bıraktım.
karabencan25
Benim yazım, bu günü anlatıyor. Tabii, geçmişe dayalı örf,adetlerin etkileri de yadsınmaz. Erkek egemen toplumdan esintiler, hala mevcut ve bu din bu kadar etkinken, devam edecektir. Yalnız, bizi ilgilendiren boyutu, bu geçiş sürecinde Biz ebeveynlerin hatalarını anımsatmaktan öte bir şey değil. Yoksa konu derinliğine tartışılması gereken çok uzun bir sosyolojik olgu. Selam ve saygılarımla efendim.
İnsanlar bencil oluyorlar değil mi Usta?
Ellerinde bir keser hep kendilerine yontuyorlar.
Hele söz konusu kendi çocuklarıysa !
Sonuç?
Ya şittetli geçimsizlik ya da ayrılmalar.
Koyuyorsun çocukların ayağının altına sabunu,
ondan sonrada diyorsun ki;
"Ayaklarının üstünde duramıyor."
Duramaz tabii. Taa başından zemin kaygan.
Lafa gelince kül bırakmayız. Uygulamaya gelince...
Bilinen bir gerçeği yine hatırlatmışsın.
Eğip bükmeden dobra dobra.
Anlayana usta... Anlayana.
Öperim kaleminden...