- 893 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
RAHMETLE, SAYGI, SEVGİ VE ÖZLEMLE BİR KEZ DAHA METİN AMCA

19.10.2013 Tarihinde yazmıştım Metin Amcayı. O tarihte yazdığım yazının başlığı ‘’ Böyle bir anı anlatılmazı mı ‘’ idi.
Aradan üç sene geçti. Bu üç sene içinde maalesef Metin Amca ile tanışma fırsatım olmadı. Bu gün ise 19 Mayıs 2016 tarihi itibariyle Metin Amca’nın bu fani dünyaya veda edip ebedi aleme irtihal ettiğini öğrenmiş bulunuyorum.
Öncelikle Metin Amcaya Yüce Rabbimden rahmet dilerken kederli ailesine, özellikle de arkadaşlarım olan iki kızına baş sağlığı diliyorum. Rabbim cennette kavuşmayı nasip eylesin.
Pardon...Metin Amca dedim ama kim olduğunu açıklamadım değil mi?
Öncelikle Metin Amca’nın tam adı Metin Pekün’dür. Kendisi Ülkemizin sayılı doktorlarından biri olup oldukça uzun süre İstanbul- Baltalimanı Hastanesinde doktorluk görevi yapmıştır. Yurdun başka yerlerinde de tabii ki...Kızları ise sitemizin değerli şairelerinden olan Merve Fazilet Pekün/ Bayraktar ( Kibargül) ile yine sitemiz şairelerinden Dr. Mehlike Şule Pekündür.( Yüreğime Gelmeyen Bahar)
Metin Amca ile şahsen tanışmadığım gibi bu iki kız kardeşten Mehlike Şule Hanımla da şahsen tanışmadım. Merve Hanımla ise pek çok şiir etkinliği ya da dost meclisinde birlikte olduk.
Her zaman söylediğim gibi biz Edebiyat Defteri Sitesi olarak oldukça güzel bir aileyiz. Bu siteye üye olmadan önce varlıklarından bile haberdar olmadığım çok güzel insanlarla tanıştım bu site sayesinde. İşte o sebeple ki hiç tanımasam da rahatlıkla ‘’ Metin Amca’’ Diyebiliyorum. Dahası kendi ailemden biri hayata gözlerini yummuş gibi üzülüyorum. Ama öte taraftan Metin Amca bu bu dünyada hayatı dolu dolu yaşadığı, ardında çok güzel eserler bıraktığı için de üzüntüm hafifliyor.
Evet..Belki başkaları da vardır ama en azından çok güzel iki evlat bıraktı arkasında. En önemli eserleri belki de buydu. Diğer taraftan o kadar çok hastaya şifa dağıttı ki. Hatta o kadar çok insana yeniden hayat verdi ki.
Yanlış anlaşılmasın. Hayatı veren de alan da Allah’tır, buna inanırım ben. Metin Amcayı vesile kıldı Yüce Rabbim.
Metin Amcanın seksen seneyi aşan ömrü elbette ki pek çok çilelerle doluydu.. Ama o, bu büyük çilelerin, görev yaptığı yılların yokluk ve yoksulluğunun içinde yine de gülecek, ya da daha sonraki yıllarda anlatıldığında bizleri kahkahalarla güldürücek nice anılara sahipti.
İster misiniz Metin Amca’ya ‘’ Mekanın Cennet olsun’’ Dualarımızı gönderirken onu ağlayarak değil de gülerek yâd edelim.
O zaman koltuklarınıza sıkı oturun ve tamamı gerçek olan Metin Amca’nın sayısız anılarından Merve arkadaşımın yazmama izin verdiği bir kaçını okuyun bakalım. Koltuklarınıza sıkı oturun zira gülerken düşebilirsiniz.
***********
Metin Amca öfkeden kıpkırmızı olmuş bir şekilde hemşireleri arıyordu ama namussuz kızlar adeta buhar olup uçmuşlardı. Oysa onlara sorulacak bir hesabı vardı. Onların yüzünden az daha bir hastayı kaybediyordu.
Çok şükür hasta cavlağı çekip bu fani dünyadan dâr-ü bekâya irtihal etmemişti. Zavallı adamı deyim yerindeyse Azrail’in elinden çekip almıştı.
Metin Amca, karşısına Foreman çıkmış Muhammed Ali gibi burnundan soluyarak fellik fellik hemşireleri arıyordu. Soracaktı onlara içinde rakı bulunan serum şişesini hastanın koluna takmayı. Oysa o beyinsizlere kaç kez söylemişti ’ Kızım bakın, şu dolaptaki serum şişelerine sakın dokunmayacaksınız. Onların içine rakı sotaladık. Nöbetçi olduğumuz gecelerde ara sıra kaçamak yapıyoruz. Sakın ve de zinhar bu dolaptaki serum şişelerine el sürülmeyecek ’ Diye.
Allahtan adamın durumuna bakmak için gittiğinde adam ona ’ Bu gün ne kadar güzelsin aşkım hıck. Ne olur benimle evlen hıck ’ Demişti de Metin Amca durumda bir gariplik olduğunu anlamıştı.
Adamın damarlarındaki alkolü geri almak için herifi resmen inek gibi sağmışlardı. O değil de adama lavman yapmış olması Metin Amcayı deli etmişti . Doktor olmasına rağmen vatandaşın poposuna bir şeyler sokmaktan oldum olası hoşlanmazdı.
Şimdi neredeydi o hemşireler? Onların saçlarını başlarını yolacaktı.
Hasta bakıcılar ve asistanlar da dahil herkes seferber oldu hemşireleri bulmak için ama adeta toz olmuştu zilliler.
Tam ümidini kesmek üzereydi ki malzemelerin konduğu odadan gelen sesler duydu.
-Ay kııızzzz..Seninkiler de orman olmuş valla.
-Ayyyy..Ayyyy...Ayyyyy. Yavaş kız. Canımı yaktın.
-Yansın ayol...Erol’a okşattığın zaman unutursun nasıl olsa.
-Oooohhh. Valla kaymak gibi oldu.
Bunlar aradığı hemşirelerdi. İyi de malzeme odasında ne işleri vardı? Ne yapıyorlardı o merdiven altındaki küçücük odada?
Hışımla kapıyı açıp içeri girdiğinde ne görse iyi?
Hemşire hanımlar almışlar ellerine koca koca yara bantlarını, bacaklarına yapıştırıp yapıştırıp ’ caaarrrrt ’ diye çekiyorlar. Yani efendim yara bandı ile epilasyon olayı var o küçücük odada. Yerler, üzeri kıl dolu bir sürü yara bandı ile kaplanmış vazitte.
Metin Amca ne diyeceğini şaşırdı manzara karşsında. Bundan aşağı yukarı eli sene öncesinden bahsediyoruz. ( Bakmayın Metin Amca dediğime..O zamanlar tığ gibi bir adam bizim Metin Amca ) Bir taraftan öyle ha dediğinde bulunmuyor yara bandı. Tasarruflu kullanmak gerek; ama öte taraftan hemşireler de haklı. O devirlerde şeker oldukça pahalı. Ayrıca şimdiki gibi Sesu, Vet, Pimeks ve benzeri hazır ağdalar ya da ağda, epilasyon salonları filan yok.
Kızları karşına dizdi ve ’ Ulan içinizden hangi geri zekalı üç yüz bir nolu odadaki hastaya içinde rakı olan serum şişesini taktı?’ diye sorduğu anda hasta bakıcı avaz avaz bağırmaya başladı.
-Ebe Hemşire Nermin, Ayşe, Meral...Doğumhaneden bekleniyorsunuz. Doktor Metin Pekün siz de hocam.
Şimdi diyeceksiniz ki ’ Ne diye hastabakıcı bağırıyor ki? Dahili anons yok mu?’ Yahu ne dahili anonsu? Elli sene öncesinden bahsediyorum.
Metin Amca ’ Hatunun biri tıkandı sanırım..Çıkaramıyor. Haydi bakalım kızlar’ Diyerek ekibi topladığı gibi doğumhaneye girdi.
Gerçekten de zor bir doğumdu ama Metin Amca için değil tabii ki? O, doğumhanede işin kendine ait kısmını hallettikten sonra kalan kısmı ebe-hemşirelere bırakarak dışarı çıktı.
Dışarıda yirmi beş yaşlarında bir delikanlı bekliyordu onu.
Delikanlı heyecanla sordu.
-Te be ne oldı? Benim gacı yaptı mı doom? Oldu mu benım da bir kızancıgım?
Metin Amca bir hastayı daha kurtarmanın, dünyaya bir canlı daha getirmeye vesile olmanın sevinciyle cevap verdi:
-Doğdu doğdu ... Gözün aydın bir oğlun oldu.
Delikanlı derin bir ‘Ohhh’’ Çektikten sonra devam etti.
-Çok şükür be yaaa...Artık gacıyı boşayabılım.
Metin Amca şaşırmıştı.
-Anlamadım. Karın doğum yaptı. Hem de bir erkek çocuk doğurdu diye mi boşayacaksın?
Delikanlı cevap verdi?
-Yok beaaa..Ondan degildır. Artık yaramaz bana bu gacı.
Metin Amca içinden ‘’ Ne diyor lan bu hanzo?’’ dese de dışından diyemedi ve merakla sordu:
-Niye ki?
Delikanlı bilgiç bilgiç cevap verdi.
-Te be doktorum. Oğrendim ki çocuk kadının karnı kesilerek alınmaz imiş. Şeyinden çıkarmış.
Metin Amca ‘’ Evet. Anasının hamamından çıkarlar genelde’’ Dememek için kendini zor tuttu.
-Evet..Rahminden çıkar. Ne olmuş?
Delikanlı gayet kendinden emin devam etti.
-Abe doktorum civanım. Daha ne olsın. Koskoca bir çocuk çıkmış oradan. Şimdi orası kocaman olmuştur. Naaapayım ben kocaman ..Neyliydi?
Metin Amca öfkelenmişti ama o bir doktordu. Ne kadar öfkelenirse öfkelensin sakin olmak zorundaydı.. Ağzını açıp ‘’A’’ der demez toparladı kendisini.
-Rahim.
Delikanlı devam etti:
-Hah işte. Neyliyim ben kocaman rahimli gacıyı?
Metin Amca baktı karşısında zır cahil biri var. İyi de ona nasıl anlatacak rahimin doğumdan sonra tekrar eski boyutuna döneceğini.?
’ Benimle gel ’ diyerek maacır gencini mutfağa götürdü ve bir süzme bal kavanozu çıkararak bu maacırın önüne koydu.( Muhacir değil efendim. Maaacır )
-Bak şimdi delikanlı. Parmağımı bu bal kavanozuna sokuyorum.
Metin Amca parmağını bal kavanozuna sokarken maacır genci dikkatle ona bakıyordu. Doktorun niyeti neydi acaba?
Metin Amca daha sonra parmağını baldan çıkardı ve sordu.
-Parmağımı baldan çıkarınca ne oldu?
-Önce bır çukur oldu be yaaa.
-Tamam... Şimdi bir daha bak. Çukur var mı?
-Yoktur beaaaa. Kapandı çukur.
-Demek ki neymiş? Kapanıyor... Rahim de aynen böyledir. Oraya bir şey girse de, oradan bir şey çıksa da şekli ve boyutu değişmez. O, eski şeklini alır yine. Yaniii. Karını boşamana gerek yok.
Maacır genci anladı durumu. Ama ne yazık ki memlekette cahil insan o kadar çoktu ki...
Metin Amca bütün meslek yaşamı boyunca bir taraftan insanlara şifa dağıtmaya, bir taraftan da cahilleri eğitmeye adadı kendisini. Daha nice maceralar yaşadı hayatı boyunca ama ben şimdilik bu kadarını biliyorum. Merve Hanım kendisi yazmaya karar verinceye kadar ya da bana anlatıp benim diğer maceraları yazmama da izin verinceye kadar bu bir parmak balla idare edeceğiz artık.
Bir parmak bal dedim de. Bundan sonra bu yazıyı okuyan - özellikle erkek milletinin - bal kavanozlarına parmak daldıracağını hiç sanmıyorum))))))))))))))))))))))
Sami Biberoğulları- BÖYLE BİR ANI ANLATILMAZ MI ‘’ Yazısı- 19.10.2013
ALLAH MEKANINI CENNET, KABRİNİ PÜR NUR EYLESİN METİN AMCA.
RESİMLER:
1-Metin Amca, eşi ve iki kızıyla. Kızlardan siyah saçlı olanı Merve Hanım, sarı saçlı olanı Mehlike Hanım
2- Metin Amca bir ameliyatta ( Gözlüklü olan)
3- Metin Amca ve hayatını kurtardığı bir kız çocuğu.
4- Metin Amca ve Mehlike Hanım.
5-Metin Amca ve ekibi bir konsültasyonda.
6-Yıllarca pek çok insana şifa dağıtan Metin Amca’nın son günleri
7- Mehlike ve Merve Hanım.
YORUMLAR

Değerli arkadaşım beni okadar çok onure ettinki anlatam
Rabbim razı olsun .Biliyorumki babam görseydi okusaydı yazınızı çok sevinirdi
Onun için yazmış olduğun anıları okumuştu çok duygulanmıştı
Sizi tanıştırmadığıma okadar çok kendimi hayıflıyorum ki anlatamam :(
Tüm dileklerimle taziyezinize amin diyorum dualarınızı esirgemeyin
Tekrardan çok teşekkürler saygı ve sevgiler .

sami biberoğulları
Rabbim ebedi alemde ve iyilikler içinde tanışmayı nasip eylesin.
Tekrar başınız sağ olsun.
Selam ve sevgilerimle.

Metin Amca'ya Allahtan rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Her iki kızına, Merve ve Melike hanımefendilere baş sağlığı diliyorum.
Kalemine sağlık Sami Abi.
Sağlıcakla,

sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.

Öncelikle Metin amcaya Allah u Teala dan gâni gâni rahmet diliyorum. Defterimiz Şaireleri Melike ve Merve hanımefendilere de baş sağlığı ve sabır diliyorum.
Anı da çok güzel anlatımda.
Yüreğin dert görmesin Ağabey.
Selam ve saygılarımla.

sami biberoğulları
Allah razı olsun.
Selam ve sevgilerimle.
Mübarek Berat Kandilin kutlu olsun.

Öncelikle Metin amcaya rahmet,kızlarına sabırlar diliyor siz hocama da hoş geldiniz diyorum.Bildiğin gibi sen yokken meydanı boş buldum ==çaylar şirkerten yemekler şefketten==yazı dizisine başladım.İlerleyen bölümlerde anlatacağım benim muavinlerimden fırıldak zekonun açık arazide def-ihacet yaparken feryad-ı figan yaptığı olaya benzemiş.
Okuma yazması yoktu askerde de ali mektebinden mezundu.
Takım dolabında ki akülere koyduğumuz safsu ve asit plastik şişelerini karıştırıp taharet almasını anlatıcam.
Neyse sonraya bırakalımda heyecanı kaybolmasın.
Zaten Bedri komutanım muavin hikayelerini dötr gözle bekliyor.
Emeğine kalemine sağlık Sami hocam.

sami biberoğulları
Yazılarını büyük bir zevkle okuyorum. Yalnız anlatımda çok hızlısın. Biraz frene bas, olayı biraz daha ballandırmaya bak. Sonuca çabuk gitme. Okuyucu az kıvransın '' Sonu ne olacak'' Diye.
Selam ve sevgilerimle kandilini kutluyorum. Daha nice kandillere inşallah.

Allah rahmet eylesin Metin amca. Mekanın cennet olsun.
Kızlarına da baş sağlığı ve sabırlar dilerim....
Haber verdiğiniz için teşekkürler.......

sami biberoğulları
Kandiliniz mübarek olsun.

Nasıl bir cehalet ama bir o kadar da özgüvenli. Doktorun yüzüne bunları söyleyebilecek kadar andavallı. Aslında yazmak gerek günlük tutmalı. Ama, bu kadar kültür daha oluşmadı. Yazılsa ne senaryolar çıkacak yaşamlar var. Selam ve saygılarımla hocam. Güzel bir yazı olmuş.

sami biberoğulları
Cehaletinin farkında olan insan susar. Bunun farkında olmayan ise bizim maacır gibi konuşur ama boş konuşur. En zararlı tipler de işte bunlardır.
Selam ve sevgileririmle birlikte kandilini can-ı gönülden kutluyorum.