Yazılmamış Yazılar Yazmak
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Meşhur bir söz vardır, “Gök kubbe altında söylenmemiş söz yoktur.” diye. Buna rağmen yazı çizi işi ile iştigal eden her fani özgün söz söyleme iddiasına bilmeden veya bilerek soyunmuştur. Tabiri caizse hurufat bahçesinden koklanmamış gül dermeye çalışan bahçıvan misalidir şair ve yazar takımı. Bu iddia sahiplerinin baş belası intihal ve ilham denilen ikilidir.
İntihal denilen iş her zaman kelimesi kelimesine olmaz. Bazen de çağrışım sınırları içinde meydana gelir. İşin erbabınca anlaşılır. Her ikisini de anlayabilmek için okuyucu takımından olmak lazım gelir. Meşhur şair Rainer Marian Rilke, “ilk mısra Allah’tandır gerisi emektir.” der şiir için. Böyle bir anlayış ve yaklaşım bu satırları karalamaya çalışan fakir tarafından da benimsenen bir anlayıştır.
Aslında her şair ve yazarın, daha doğrusu kalıcı olmak isteyen şair ve yazarın özgün sözler söylemeye çalışması bu yolda emek harcaması gerekir. Bu gerçeğin yanında farkında oluruz olmayız; her kalemin, etkisi altında kaldığı başka bir kalem mutlaka vardır. Bu durum yazar veya şairin bilinçaltına yer etmiştir. Bu etki altında kalma kaçınılmazdır. Önemli olan bu etkiyi kelimesi kelimesine yansıtmak değil, kendi potasında eritip yeni bir bileşik ortaya koymaktır. Kendi potasında eriten özgün, bunu başaramayan taklitçi sınıfına dahil olur ki bu bir kalem için en acınacak durumdur.
Asıl olan Yüce Yaratıcı’ nın eserlerinden ilham alarak onun verdiği yeteneklerle güzellikler ortaya koymak olmalıdır. Yazılmamış yazılar yazmak hedefe konulursa, yazar veya şair özgün söz söyleme iddiasında bulunmasa da yazdıklarıyla okuyanı ve duyanı etkileyecektir.
Harflerin ışıltılı dünyasına dahil olmanın güzelliğini yeni söyleyişlerle taçlandırabilenler hoş bir seda bırakma bahtlılığını yakalayanlardır. Bu hususta Divan Şiirimizin iki ustasına kulak vermemiz elzemdir. “Suya versin bağban gülzârı zahmet çekmesin/Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzâra su.” diyen Fuzûlî ile “Avazeyi bu cihana Davut gibi sal/Bâki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş.” diyen Şair Bâki’yi. Yani mükemmel varken ya daha mükemmelini yapacaksın, ya da … Bir de hoş seda bırakacaksın. Bundan gayrısı abesle iştigalden öte geçmez. Yazılmamış yazılar yazamasak da yazılmışların gölgesinde huzur bulmakla avunuyoruz. Yazılmamış yazılar yazabilenlere selam olsun…
20.05.2016 İbrahim Kilik
YORUMLAR
Ne kadar çok yeni kavram girdi edebiyata değil mi? Metinlerarasılık, pastiş, kolaj gibi. Fakat bunların hiçbirisi intihal olarak görülmüyor. Hatta mitolojilerden kesit alıp başkalaştıranlar da var. Parazit yazar diyorlar öylelerine. Onlar da intihalle suçlanmıyor. Hatta kaynak göstermeden eserlerden cümleler kullanılıyor. Sıkı bir bilgi gerektiriyor konu galiba. Biraz karışık da olsa, hikayesini aşırmamak üstünde bir konsensüs var sanki.
Rasim Özdenören, “Güneş altında söylenmedik bir şey kalmamış olsa bile, sen, sözünü öyle bir biçimde dile getirmelisin ki, o sözün o biçimde dile getirilmiş olması, dinleyenlerin kendi gerçeklikleriyle yeniden ve yeni bir irtibat kurmasına yol açsın” demiş. Haklı galiba?
Güzel bir konuydu. Hep güncel ve öyle de kalması muhtemel.
Sağlıcakla,
nitemtran tarafından 5/21/2016 6:23:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
sayın üstat yazınıza bir yorum yazayım dedim,yazıyı tamamlayıp diye uğraşırken erter tuşuna bastım bir anda malum hatalar oluştu. üzgünüm.
belirtmeliyim anlatım ve fikirler çok güzel.
selam olsun size ve değerli kaleminize.
zakir
Hani bir kitap vardi ya, "suya yazı yazmak"; işte aynen bunun gibi aslında cirpinislarimiz. Bir dalga geliyor ve hepsi silinip gidiyor. Yeni olan ne var, yaratilanlarin dışında? Evet, hepsi birer taklitten öteye gecemiyor, ki normal olan da bu. Komik olansa koyunu kopyalayıp bir Doli yaratma iddiasinda olmak. Yeni hiçbir şey yok. Zaten iddia da bu olmamalı. Söz söylemenin, yazmanin, okumanin rahatlatıcı etkisi aslinda bizi buralarda bulunduran. Yoksa her şey soylendi elbet.
Cok güzel bir tefekkür yazısıydi, bir şey demeden geçmek olmaz.
Çok güzel bir yazı. Günün yazısı olmasını diliyorum.
Selamlar sayın Zakir.