- 574 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Nükleer Bir Savaşın Kesinlikle Kazananı Olmayacaktır
’’Emekli İngiliz General Richard Shirreff, NATO ile Rusya arasında bir yıl içinde nükleer savaş çıkabileceğini öne sürdü.’’ BASINDAN
İkinci Dünya Savaşında ABD’nin iki tane atom bombasını Hiroşima ve Nagazaki’de patlatmasının üzerinden neredeyse yetmiş küsur yıl geçti. Bu gün süper güç diye tabir edilen ülkelerde ve yine değişik kategorilerde ki bir kaç ülke de atom bombası bulunmakta. Nükleer antlaşmalar gereği atom silahı kullanılması her ne kadar savaşlarda yasaksa da yine de ülkeler terk edilmiş çöl gibi yerlerde nükleer denemeler yapmaktan geri kalmıyorlar. Gerçekten hem dünyamız, hem de insanlık için çok vahim bir durumdur bu yaşananlar.
Kısa bir zaman önce üstte ki beyanatı veren İngiliz Generali Richard Shirreff, artık ne amaç ile verdiyse bu beyanatı ki böyle bir şey gerçekleşecek olsa Allah muhafaza dünyamızın, bu güzel gezegenimizin altı üstüne gelecektir. Bu olaylardan da direk ya da dolaylı olarak onlarca masum ülke de olumsuz etkilenecektir. İkinci Dünya Savaşını araştıranlar Japonya’ya atılan atom bombaları sonucunda sadece insanların ölmekle kalmadığını, tabiatın ve çevreninde büyük felaketlere ve yıkımlara uğradığını göreceklerdir.
Bir atom bombası üretmek çok büyük maliyetler ve ileri teknoloji gerektiren bir iştir. Süper güçlerde ki nükleer silahların tam sayısı bilinmemekle beraber, yapılan araştırmalardan elde edilen veriler sonucunda bu silahların hepsinin peş peşe kullanılması durumunda tüm dünyayı beş on kere yok edecek güçte olduklarını uzmanlar çeşitli defalar dile getirmişlerdir. Ünlü bilim adamı Albert Einstein’ın bu konu ile ilgili çok manidar bir cümlesi vardır ki şöyle ’’Üçüncü dünya savaşını bilmem ama dördüncü dünya savaşı taşlar ve sopalar ile yapılacaktır.’’ Öyle ya nükleer bir çılgınlıkta yüzlerce ülke birbirine girip de milyonlarca insan bir anda yanıp kavrulup yok olursa gerisini varın siz düşünün. Tabi ki ne aklı başında insan kalacak, ne binalar ne de doğru düzgün silahlar... Sonrasında ilk çağ gibi, kullanılacak silahlar da taşlar ve sopalardan ibaret olacaktır haliyle...
Aslına bakarsanız Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları da büyük bir vahşiliğin, vurdumduymazlığın, maceracılığın bir neticesidir. Çünkü 1945 yılına gelindiği zaman savaş neredeyse sona ermek üzeredir. ABD ve müttefiklerinin savaşı kazanmasına ramak kalmıştır. Japonya ile birlik oluşturmuş olan Nazi Almanya’sı ve Faşist İtalya’nın teslim alınması an meselesidir. Bir şekilde zaten askeri olarak bitmiş olan Japonya’da pes edecek, eninde sonunda, kayıtsız şartsız teslim olacaktır mutlaka; atom bombası atılsa da atılmasa da...
Bizler sorumluluk sahibi bireyler, eli kalem tutan insanlar olarak her zaman savaşların, hele hele de nükleer savaşların her zaman karşısında olmak durumundayız. Aksi bir fikir düşünülemez bile... İnsanlığı, insanları yok etmek isteyenler her kim olursa olsun, ister tek tek kişi ya da devletlerin başındakiler her zaman için nefret ile anılacaklardır. Kışkırtıcı demeçler vererek sanki uyarıyormuş pozuna bürünüp de aslına savaş çığırtkanlığı yapmak gerçekten esef ile karşılanacak bir durumdur. Bırakın nükleer savaşları, çılgınlıkları da insanlığı daha nasıl ileri düzeye taşıyabiliriz, açlık ve yoksulluk ile nasıl mücadele ederiz onlar üzerine kafa yoralım. Bir Kızılderili atasözünde denildiği gibi ’’Biz dünyayı atalarımızdan miras değil torunlarımızdan ödünç aldık.’’ Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine...