- 805 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bu gün perşembe perişan günmü ne
Bugün günlerden Perşembe…..
Bildik günlerden bir gün de perişan bugün Perşembe,çünkü benim işim bu perişan buluşların saldığı işkence acısını tatma arzusu,sadiste değilim hani….
Bu gün benim ülkenin,yani benim olmayan benimmiş gibi gösterilen,benimmiş gibi hissettirilmeyen ülkemin kasaba,kasaba,köy,köy en ücra köşelerine sine,sine yağmur olup,yağma isteğim var.
Köşe bucak alacaklıdan kaçan memurun kaçamaklığı var,bakkal,kasap keskin bıçak ağzı nefes alıp,vermelerim var.
At var avrat var silah var bu isteğin elinde,ya tetik kendi kendine düşerse,namlu kendi,kendini aniden kirletirse,olur ya şeytan doldurur,olmadık bir yerde,salar peşime ansızın soğuk yemiş köylünün zar diye dağları uykusundan uyaran osuruğuyla,Allah korusun dağ,taş devrilir nemelam benim bu gün bu isteğe elverip,sır vermemem gerektiği savındayım iltica etme aşamasındayım.
Gönül gezdirmek mi derler buna ne,işte öyle bir şey.
Hani lokantaya gidersin ,menü listesine bakıp,tek,tek yemeklerin isimleriyle dil ucunuza sanal olarak tatlarını sürersiniz soğuktan tut sıcağına kadar,aman sen dur gardaş dilini yakarsın dur..!
Hangisinin hayali size tatlı gelirse onu siparişlersiniz
Bir de poponuzu iskemleye şöyle sağa,sola kaydırarak rahat bir oturma şeklini alırsınız,ve başlarsınız sağı solu ufak,ufak keserek elindeki çatalı bırakmış emmim dalmış pirzolayı çekiştire,çekiştire yemeye,dersiniz çüş,olur,olur dersiniz,ben demem ne yalan söyleyeyim,fazlada sıkıştırmaya gelemem demem,demem .ama yeterin dersem namerdim adam nasıl yerse yer her yiğidin başka,başka yoğurt yiyişi vardır ,o yüzden çüş demem dersem namerdim bu inadınız yüzünden.
Neyse yinede ben içimde saklamayı bilmem dobra,dobra olmayı severim emmim gibi rahat olmayı çok isterdim tadını tuzunu kaçırmadan,bir yaz tatili eşim kızım ve kuzenlerimden nimet ve kızılderelim dediğim kızı ile birlikte çanakkaleye bir yolculuğumuz sırasında öyle acıkmıştım ki çocuklar hanımlar arabada bir şeyler atıştırmış ben atıştırmamamdan kaynaklı ,kar topu oynamış çocukların sobaya girecek gibi sıcağa açlığı kıvamında açtım ki ,otobüs Namık kemal tesislerine girdi ve mola verdiğini düşünerek yemek menü listesine bile bakmaya dayanamadığımdan olsa gerek kuru fasulye bol sirkeli cacık alıp,oturdum çocukların masasına ,öyle acıkmışım ki damak tadına bile gerek duymadan yuvarlıyorum yuvarlamak ne kelime gevmeden yutuyorum kaşık ,kaşık derken bizim yemek bitmeden otobüs kalkmış gidiyor derken dur hop ne iştir demeye fırsat bile yok gidiyor kaptan,derken bizim çoluk,çocuk kalktı kalkarmı kamil otur aşağı, hanım başladı mırıldanmaya araba kaçıyor bırak şunları,hıh dinleyen kim kalktım oturduğum yerden ayağa kaptımmı cacık tasını gömdüm kafama gönderdim hörtümü beş kuruşluk paşa çayı gibi ulu orta….
Neyse dostlar aramızda kalsın ,….
Çüş demem ayıp..!
Siz,siz olun sizde demeyin ayıp,günah olurdu cacığa….
Hop kaptan dursun’a mı sipariş eyledik ne,aloooo
Yok ya ben bu gün perişanlardayım
Perşembe değil mi..?
Perşembe perişan gün işkence gün neyse…..
Benim şimdi öyle,bu ülkenin bütün tek kişilikte olsa yerleşim yerlerini gezmek iltica etmek gibi bir gezerken memleketim boyabat’ın meşhur aşçılarının yaptığı kuyu kebabının,kuzu kavurmasının,tas kebabında gönül gezdiresim var.
İstanbul’un ne eti belli olmayan siyah kızıl rengi kaçmış amele yanığı gibi kırmızı etlerden vazgeçip,karamanın koyunu sonra çıkar oyunu koyun etinden uzak kızıl ırmağın yayın balığında,aynalı sazanına,uzun burun,ve levreğinde damak tadı kalasım var.
Balıkçı dediler içer diye kız vermediler !
Balıkçı dediler denizi sever kız vermediler yazılarında balıkçıyla oturup,şaraplanmakta geçmiyor değil hani ….
O özel insanların deniz kızı tutkunluğu da yoktur.
Varsa yoksa deniz kokusudur
Hoş sohbet nafaka çıkarma hatıraları harika…
Ben bu gün diyorum ki,çıkayım bu memleketin tüm köy odalarını selamlayıp,iki öyünlük przola yerini alacak kah kahalanayım.
Nedendir bilmemde ben nedense hep köy odalarını ,kahvelerini harika tiyatro sahnelerinde ki şahıslara taş çıkartacak kıskandıracak Anadolu insanıyla özdeşleştiririm.
Her birinin dilinde ,elinde ,belinde bir başka hüner,mimiklerinde başka bakir dürüstlük saflık beslediğine şahit olurum.hele alınlarında yaşamın vurduğu o ince narin hayat çizgilerinin derinlemesine kızıl ırmağı besleyen derelere benzetirim de çokta severim
Derken mis gibi dumanı üstünde bizim şu siparişler gelsin,içim gırıktamaya daraltmaya başladı .
Avcı yavuzun yerine kalıcam yoksa akşama bile kalmadan çavuşu tokatlıycam haaa usta
Bu gün Perşembe ya perişan gün anlasana şairin dediği gibi perişan halimin hali perişanım
Nisan yağmuru gibi köy,köy,kasaba ,kasaba yağma iştahlarındayım,hadi hayırlısı hayırlı cumalar yarına.
KAMİL SÖYLEMEZ