- 2338 Okunma
- 33 Yorum
- 4 Beğeni
Teyzanne
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
“Eğer bu son sınavları da verirsem, önümde hiçbir engel kalmayacak Teyzanne” diyordu telefondaki heyecanlı ses; yani benim manevi oğlum… Veteriner olacak ve okulunda asistan olarak görevine devam edecekti artık.
“Sınavlara on beş gün var. Birkaç günlüğüne yanına geliyorum. Sanırım iki saate kadar oradayım.” diyor ve hemen arkasından ekliyordu; “Hadi teyzanne, sıva kolları; sevdiğim Özbek pilavını yap bana. Geldiğimde uzun uzun konuşuruz nasıl olsa.”
Telefonun öbür ucundan, heyecanını ve gülümsemesini hissettiğim ses tonuyla sesleniyordu bana manevi oğlum. Aynı heyecan ve coşkuyla “Tamam oğlum, bekliyorum. Tez gel hadi!” diyerek karşılık verdim. Hissediyordum işte; aynı heyecan, belki de daha fazlası bende de vardı.
Mutfağa girdim. O gelmeden sevdiği her şeyi bir çırpıda hazırlamak istiyordum.
Ne çabuk büyümüş, nasıl da çabuk geçmişti yıllar… Şöyle bir geriye döndüm. Geçmişe, çok uzaklara… Sanki zaman durmuş, tüm acılar yüreğimize çöreklenmiş, hiç geçmeyecek sanmıştık o hüzünlü yılları.
Bir yandan yemekleri hazırlıyor, diğer yandan neler yaşadığımızı düşünüyordum.
Annesi, en sevdiğim arkadaşlarımdan biriydi. Aynı okulda okumuş, aynı mahallede oturmuştuk. Benden önce evlenmişti; ama yine birbirimize çok yakın evlerdeydik. Görüşmelerimizin oldukça sık devam ediş nedeni, elbette yakın evlerde oturuşumuz değildi sadece. Çok severdik birbirimizi…
Zor bir hamilelik süreci geçirmişti. Onun da en sevdiği yemek Özbek pilavı idi. Benden onu yapmamı isterdi hep. Haftanın iki günü mutlaka yapar, götürürdüm. Ben daha kapıdayken elimden tencereyi alır, mutfağa geçer, pilavı hem kaşıklar hem konuşurdu. “Her gün yesem usanmam. Şu karnımdaki çocuk sağlıkla dünyaya gelecekse, önce Allahın sonra senin sayende.” derdi. Onun mutluluğuyla ben de mutlu olurdum.
Canım arkadaşım benim…
Beklenen gün gelip çatmıştı ve ben yine yanındaydım arkadaşımın. Umut’u ilk benim kucağıma verdi doktor. Dışarıda bekleyenlere müjdeyi vermek amacıyla; kollarımda bebek, yüzümde muzaffer bir edayla, gülümseyerek çıktım doğum odasından.
Ne güzel bebektin öyle Umut… Daha birkaç dakika olmuştu doğalı; ama minicik yüzündeki kaş ve gözlerinin güzelliği beni mest etmeye yetmişti. Arkadaşım; “Beraber büyütelim oğlumu, hep yanımda ol olur mu?” dediğinde, tereddütsüzce “Ben umuttan ayrılamam ki zaten!” demiştim.
Aradan geçen üç yıl içinde ben de evlenmiş, ilk kızımı kucağıma almıştım. Umut’la birlikte gelmişlerdi kızımı görmeye. Umut önce şaşırmış, sonra da “İlla kardeşimi kucağıma verin, ben onu çok seveceğim!” diye tutturmuştu. Annesi ile beraber kızımı kucaklamış, dokunmaya kıyamadan uzun süre kucağında tutmuş, yanağını incitmekten korkarcasına eliyle yavaş yavaş okşamıştı.
Ne güzel zamanlarmış…
Ta ki o güne kadar, o kötü güne kadar çok güzel günler geçirmiştik. Umut, annesi, ben ve kızım… Sürekli bir arada oluyor, çocuklarımızı birlikte büyütüyorduk.
Eşinin bir seminer dolayısıyla Ankara’ya gitmesi gerekiyordu. Umut ve annesini de beraberinde götürmek istiyordu eşi. “Birkaç gün değişiklik olur hepimize” diyordu. Tereddüt içinde “Tamam” dedi arkadaşım. “Neden düşüncelisin?” diye sorduğumda;
“Bilmem, içimde bir karamsarlık var. Sanki oralarda Umut’a bir şey olacak gibi hissediyorum.” demişti. “Zaten birkaç gün… Gönlünü ferah tut. Rahat rahat gidip gelin inşallah” diye teselli ettim arkadaşımı. Gitmezden bir gün önce de uğrayıp yol için yaptığım bir şeyleri verdim.
Bir başka sarılmıştı Umut’umun annesi o gün bana. “Seni çok özleyeceğim” dedi ellerimi tutarak ve ekledi; Umut’um umudumuz. Unutma!”
Ayrıldım evden…
Meğer son görüşümmüş arkadaşımı. Kaza haberi, gecenin bir yarısı acı acı çalan telefonla söylendi. Eşim açmıştı telefonu. Memlekete dönüş yolundayken gerçekleşmiş kaza. Hastaneye getirilmişler. Arkadaşım ağır yaralı; ama bilinci açık şekilde bizim evin telefonunu vermiş.
Hastaneye vardığımızda artık her şey çok geçti. Arkadaşımı iç kanamadan kaybetmiştik. Eşinin durumu ağırdı. Zaten kaza yaptıkları arabadan çok zor çıkarmışlar. Ameliyatı hala sürüyordu.
Hastanenin bütün duvarları yıkılıyor sanıyordum. Umut’um, Umut neredeydi? Önüme çıkan bütün doktorlara, hemşirelere Umut’u soruyordum. Kazadan yara almadan kurtulduğunu, yine de tetkikleri yapmak için gözlem odasında olduğunu, sürekli anne, baba ve benim adımı sayıkladığını söyledi doktor.
Hemen yanına koştum Umut’un. Beni görünce gözlerini araladı, ellerimi tuttu, sakinleşti.
Babasının ameliyatı zor geçti; onca çabaya rağmen bir ayağını kurtaramadı doktor. Çok üzülmüştük ailece. Bu durumda işine dönmesi, çalışması imkânsızdı. Malulen emekli oldu. Kısa bir süre sonra da hem kendine bakacak hem de oğlu ile ilgilenebilecek birisi ile yeni bir yaşam kurdu.
Karar vermiştim; Umut’la iletişimi hiç kesmeyecektim. Eskisi gibi olmasa da elimden geldiği kadar sık görüyordum onu. Evime getiriyor, kızımla oynaması için zaman yaratıyordum.
Kızım iki yaşına, Umut beş yaşına girmişti. Oynadıkları saatlerde çok mutlulardı; ancak ne zaman kızım bana “Anne” dese, Umut bir anda sessizliğe bürünüyordu. Anlıyordum onun çaresizliğini. Gözlerimdeki yaşı ona göstermeden siliyor, bir anne şefkati ile onu öpüp kokluyordum.
Bir gün bana “Teyze, benim annem artık yok. Senden başka da teyzem yok. Sen benim hem annem hem teyzemsin; ama ben sana teyze demek istemiyorum. Teyzanne desem nasıl olur?” dedi. Şaşırmıştım, o yaştaki çocuktan böyle bir söz beklemiyordum doğrusu. “Elbette söyle Umut! Sen nasıl söylemek istersen öyle söyle bir tanem.” diyerek saçlarını okşayıp bağrıma bastım.
O günden sonra Umut bana hep Teyzanne dedi.
Zor zamanlarında anne yarısı olarak hep yanındaydım. Kızlarımın bir ağabeyi olarak da o hep benimle birlikteydi.
İşte bütün zorlukları aşmış, güzel bir okul kazanmış, bitirmesine çok az kalmıştı. Bazı şeyleri güvenceye almış olarak geliyordu yine Umut’um.
Yemekleri hazırlamıştım. Onun ve annesinin çok sevdiği Özbek pilavı demlenmeye başlamıştı bile.
Zil çaldığında elinde çok sevdiğim papatya demeti ile karşımda duruyordu Umut…
Teyzanne! Geldim işte…
Gülhun ERTİLAV
YORUMLAR
Güzeldi, zevkle okuyorsunuz
Anlatımınız yalın ve akıcı başarı dileğimle selam ve saygılarımı sunuyorum
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim Ahmet Hocam
saygılar
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim hocam
saygılar
su_misali(Gülhun Ertilav)
o değerli göz yaşınız pırlantadır yanımda
sevgiler dolsun yüreğinize
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim
saygılar
"Ana yarısı" tabiri başka lisanlarda da var mıdır bilmiyorum ama mutlaka olduğuna inanıyorum. Gerçek teyze olmasa da "Teyzanne" diyecek kadar yakın hisseden bir yüreğe o hissi kazandıran gerçek yüreği kutlamadan geçmek olmaz.
Kutluyorum.
Anlatımdaki üslubun güzelliğini ayrıca tebrik ediyorum.
Muhabbetle selâmlıyorum.
su_misali(Gülhun Ertilav)
saygıdeğer hocam,
vakit ayırıp okuduğunuz, yorumladığınız için teşekkür ederim
saygı ve hürmetler
Çok hüzünlü..
Ağlattı beni .
Duygulu yüreğinize ve kaleminize tebrikler.
Sevgiler...
su_misali(Gülhun Ertilav)
çok teşekkür ederim Nilüfer Hanım
Mevlam ağlatmasın inşallah
selam ve sevgiler
Gözlerim doldu. gerçekten...
Başka bir şey diyemeyeceğim, sanırım yukarıdaki cümle çok şey anlatır.
Sevgili Gülhun Hanım, sizi okumayı seviyorum.
Tebrikler.
su_misali(Gülhun Ertilav)
çok teşekkür ederim Aynur Hanım
sizi çok iyi anladım
sevgiler dolsun yüreğinize
Yaşam bazen acıları , bazen eşsiz mutlulukları dokumakta gergefinde. Yazın dostu bu gözlemleri öyle etkileyici harmanlıyorki sanki olay okurun yanıbaşındaymışcasına içselleşiyor okudukça. Yine çok güzeldi.Seçkiyi de size de alkışlar. Dün de okumuştum.
su_misali(Gülhun Ertilav)
değerli yorumunuza teşekkür ederim Bahri hocam
saygı ve hürmetler
Ne güzel bir insansınız, ne merhametli, ne özel...
Allah kimseyi annesiz- babasız bırakmasın desekte hayat işte ... Benim de var geçimini üstlendiğim Türkmen iki tane çocuk, şimdi on yaşında biri diğeri ise on iki . Anneleri ve babaları ölmüştü ben görevliyken orada. Sorumluluk almak baştan ürkütücü gelse de yaşamlarına dair, şimdi iki özevladım ve iki manevi evladım için çalışıyor ve yaşıyorum. Ve bu mutluluğu, huzuru başka hiç bir şey de bulamamıştım inanın sekiz yıl öncesine kadar. Herkese de tavsiye ederim. Hayat sadece kendimiz ve kendi ailemizden ibaret değil; hepimiz bir'iz i vurgulamak için yaşamak, özellikle ilgiye-sevgiye muhtaç çocukları mutlu yaşatmak gerek.
Yürekten tebrikler ve sevgiler
Saygılarımla
su_misali(Gülhun Ertilav)
çocuklar çocuklarımız, hayatımızın geleceği onlar
mutlaka emeğinizin karşılığı size dönecektir, bir küçük tebessüm daha olsa
değerli yorumunuza teşekkürlerimle
sevgiler
su_misali(Gülhun Ertilav)
Allah razı olsun Turgut Bey
teşekkür ederim
saygılar
Öncelikle güzel yüreğinizden süzülen ve bir insan için bir çocuk için bir umut için ,kalbinizde beslediğiniz güzel duygularınız için çok çok çok teşekkür ediyorum size...
İnsan yüreğini yarınlara ,umudunu yarınlardan da öteye taşırken; yarının bize ne getireceğini asla bilemeden güzel dünyalar kurarız herkes için. Ama, hiç'bir'şey aynı kalmıyor. İnsanın insanlığın görecek kötü günleri de oluyor. Eğer yaşıyorsak ve yaşatıyorsak mutlaka güzeli ve umudu ayakta tutabilmek için varoluyoruz. ''Keşke ölmeseydi'' diye düşündüğümüz güzel insanlardan ayrılık vakti geldiğinde; işte bize yukarıda yazdığınız güzel hatıralar kalıyor...
Umarım Umut için güzel bir kader yazmıştır tanrı..Umarım sizinle hayatınız boyunca güzel muhabbeti sürer ve ''Teyzane''liğine devam edersiniz.
Tekrar güzel yüreğinize selam olsun ''Teyzane''
sevgiler sevgiler ve kocaman sevgiler
su_misali(Gülhun Ertilav)
her çocuk koskocaman bir UMUT aslında
çok teşekkür ederim Beren Hanım
sevgilerimle
su_misali(Gülhun Ertilav)
Teşekkür ederim Zafer Abim
iyi ki varsınız Edebiyat Defteri ailem
selam ve saygılar abim
Yanılmadığımı görmenin mutluluğu içindeyim.
Kemal Paracıkoğlunun benim yazıma yaptığı yoruma verdiğim cevabı paylaşıyorum:
Sevgili Kemal.
Bu güzel yoruma ne denebilir ki.
Çok çok teşekkür ederim. Benim için ödüllerin en güzeli sizlerden gelecek olan beğenilerdir. Öte taraftan bence günün yazısı Gülhun Ertilav kardeşimin yazdığı '' Teyzanne'' Yazısı. O yazı olmasaydı işin doğrusu kurdelayı beklerdim. O yazı varken bir başka yazıya kurdela verilirse ayıp olur.
Selam ve sevgilerimle.
Tekrar tebrik ederim değerli arkadaşım.
su_misali(Gülhun Ertilav)
Sami Hocam tekrar teşekkür ederim
Yazıyı kaleme almadan çok düşündüm, yazarken ağladığım, yorumları görünce ağladığım ve şimdi günün seçkisini gördüğüm zamanda ağladığım bir yazı oldu
Okuyan, yorumlayan destek veren tüm kalem dostlarıma teşekkür ediyorum
selam ve saygılarımla
su_misali(Gülhun Ertilav)
Uğur böceğim, güzel yüzün gülsün her daim
teşekkür ederim
sevgilerimle
Seni yılın annesi seçtim. Al sana bir roman teması: Yaz yazabildiğin kadar.
Gülhun, senin anılarını okumak insana bambaşka bir duygu kazandırıyor doğrusu.
Selamlar.
su_misali(Gülhun Ertilav)
Ayhan ağabey, inşallah bu kadar övgüye layık olabilirim
roman yazmak senin alanın ağabey, umarım yeni kitaplarını okurlarla buluşturursun
değerliydi yorumun teşekkürler
selam ve saygılar
Kıskanmadım desem yalan olur arkadaşım inan bana. :) Ben öykü yazıyorum en fazla beş yorum; sen yazıyorsun, şu an yazdığım hariç on beş yorum. Demek ki senin anılar, öyküler ve kalem daha çok tutuluyor. Yürekten kutluyorum. (Şaka tabi kıskandığım. Kalemine ne kadar değer verdiğimi bilirsin)
Geçen anı yazdığında da belirtmiştim genel anlamda anıların önemini. Her anı aslında büyük bir zenginlikken, maalesef insanımız anılarını öldüğü zaman da birlikte gömüyor. Oysa ne kadar büyük bir hazinedir anılar. Yerin altında kömür, altın, maden ararken, biz yerin üzerindeki ders verecek anıları heba ediyoruz.
Anlatımdaki gücün, sözcükleri titizlikle seçişin, sade anlatımın, anlatımdaki akıcı ifadelerin "Tecrübeli bir yazarın kalemi işte böyle olur" dedirtti bana.
Olay evet, çok acı... Bir o kadar da mutlu ve ders verici. Aslında ben olaya değil; ama kalemin gücüne hayran kaldım. Ve tabii ki ders veren anıların ortaya çıkarılmasına...
Daha nicelerine diyorum...
Ve klasik bir yorum cümlesiyle bitiriyorum :)
Yüreğine kalemine sağlık arkadaşım...
su_misali(Gülhun Ertilav)
Turgay Hocam,
kıskanmadığınızı, hatta okunma sayısı arttıkça sizin de sevindiğinizi, dostların yorumu geldikçe destek verdiğinizi biliyorum
Siz benim hocamsınız ve ben hala öğrencinizim
iyi ki varsınız, iyi ki yaz diyorsunuz bana
çok teşekkür ederim, benim için çok değerliydi yorumunuz
her dem saygı ve hürmetlerimle
Evet Gülhun hanım,
güzel başlamıştı yazınız kaza bölümüne kadar, sindire sindire okudum, ve gözyaşlarımı tutamadım.Hayatın bizlere acı sürprizleri de kaçınılmaz maalesef. ah bu trafik kazaları nice canlar aldı nice ocaklar yıktı. Kalemin izleri karakterini belli ediyor insanın mutlak, sizi ben görmedim , görmeden de sevebiliyormuş insan. Kalbi ruhu güzel teyzeanneye sevgilerimi bıraktım. Umut'un annesinin de ruhu şad olsun...
Özbek pilavını duydum, yemek kısmet olmadı, sayenizde netten bakacağım şimdi.
Selam ve Saygımla...
su_misali(Gülhun Ertilav)
Kalp kalbe karşı derler
haklısınız hiç karşılaşmadık, sadece yorumlaştık ama o sevgiiyi hissediyorum.
çünkü ben de sizi seviyorum Oya Hanım
değerli yoruma teşekkürler
her dem sevgiler, saygılar
Evet, anne yarısı teyzelere bir selam da benden
Teyzemi düşündüm şöyle bir, vefat edeli çeyrek asır oluyor
İstanbul'a ne zaman yolum düşse Sarıyer Mezarlığı uğrağımdır
Dedem, anneannem ve teyzem orada yatıyor ne de olsa
Güzel yüreğinizin mükâfatını eksik etmesin dilerim Rabbim
Saygı ve selamlarımla...
su_misali(Gülhun Ertilav)
Tüm geçmişlerimize Mevlam Rahmet eylesin mekanları cennet olsun inşallah
değerli yorumunuza teşekkür ederim Levent Bey
saygı ve selamlar
Siz ne güzel bir annesiniz böyle.
Gözlerimde yaşlarla okudum..
Ne mutlu Umuda ki sizin gibi teyzannesi var.
su_misali(Gülhun Ertilav)
Anne yüreği evlat ayırımı yapmıyor yapamıyor
teşekkür ederim değerli yoruma
sevgiler
su_misali(Gülhun Ertilav)
çok teşekkür ederim vakit ayırıp okudunuz yorumladınız
selam ve saygılar
Duyguları telaşında hele ki anlatımınızla büyüyen o devinim ve yudum yudum içtiğim satırlar...
Değerli hocam tüm yüreğimle kutluyorum etkin kaleminiz.
Var olunuz.
Yürek dolusu sevgilerimle sevgili Gülhun Hanım...
su_misali(Gülhun Ertilav)
Gülüm hanım,
vefalı kalem dostum, değerli yorumunuza çok teşekkür ederim
selam ve sevgilerimle
su_misali(Gülhun Ertilav)
çok teşekkür ederim Azimet Hocam
değerliydi yorumunuz
vefalı yüreğinize saygı ve selamlar
Saygıdeğer Gülhun hocam, sizin öykülerinizdeki içtenliğin tiryakilik yarattığını en iyi bilenlerdenim. Bu anı öykünüzde de aynı sıcaklığı buldum. Anlatım bu kadar mı güzel olur, dedirttiniz yine. Yüreğinize sağlık. İyiki Umut'un sizin ibi bir teyzannesi varmış, ne mutlu ona...Selam ve saygılarımla
su_misali(Gülhun Ertilav)
Kemal Bey
yorumunuzda sizin kadar içtendi değerli kalem dostum
çok teşekkür ediyorum
saygı ve hürmetlerimle
heyecanınıza ortak olarak pür neşe başladım yazıyı okumaya...
bitti ve şimdi ağlıyorum :(
çok şey yazmak istiyorum ama yazamıycam yumruk büyüklüğündeki bir yürek ne sevgileri sığdırıyor içine değil mi...
şu an size sarılmak istedim Umut'un annesinin minnet duygusu ile...
teşekkürler teşekkürler teşekkürler
sevgiyle
su_misali(Gülhun Ertilav)
yazıp yazmamak konusunda tereddüt yaşadığım bir anıydı
ve çok içtendi yorumunuz, hissettirdiniz o sarılmayı
teşekkürler
sevgiler, Hicran Hanım
Sabahın erken saatlerinde okuduğum bu duygu dolu, güzellik dolu yazı bana bütün gün kendimi iyi hissettirir sanırım.
Tebrik ve teşekkür ederim Gülhun Hanım. Dünyada iyi insanların var olduğunu biliyoruz elbette, ama karşımızda görmek ümidimizi artırıyor.
Selam ile. ..
su_misali(Gülhun Ertilav)
dünya sevgi, dua ve iyilik üzerine
çok teşekkür ederim Saynur Hanım, değerliydi yorumunuz
sevgilerimle
Can Bacı.
Umutla, o güzel kızını evlendirse ya !
Onlar mutlu, teyzanne de ikisinden de ayrılmamış olur.
Bizlerin de yüreklerinde ki acı bir nebze hafifler.
Ara da bir yazıyorsun. Yazınca da böyle alıp götürüyorsun okuyucuyu.
En güzeli bu galiba...
Selamlarımla Bacı.
su_misali(Gülhun Ertilav)
Bedri ağabey, vefalı kalem dostu
içten yorumun için teşekkürler
saygı ve hürmetler
Gülhun hanım iyi geceler.Yazınızı bir solukta okudum.Akıcı ve sade ve içten bir duyguyla öylesine güzel yazmışsınız ki...
Çok duygulandım.Ne kadar sevecen ve naif bir yüreğiniz var.Allah gönlünüze göre versin.
Arkadaşınız olan o talihsiz aileye de içim acıdı.Olan gidene oluyor.
Umut un Allah kaderini güzel yapsın inşallah.
Özbek pilavını bildiğinize göre.Yoksa sizde Kafkas kökenli misiniz.
Selam sevgiler.
su_misali(Gülhun Ertilav)
Ülkü Hocam,
Kafkas kökenli değilim ama büyüklerimden öğrendiğim kadarı ile yaparım Özbek pilavını
Sizin kadar değerliydi yorumunuz
çok teşekkür ederim hocam
sevgi ve hürmetlerimle
Sevgiler bastığınız yerde bitmez ' sadece - çoğalır da ; en güzeli
sevdikçe paylaşmak ,
ve koşulsuz sahiplenmek bu olsa gerek ..
benimde aklım Özbek pilavında kaldı ' bir iki deme başaracağım elbet :)
Sevgilerimle . teşekkürler güzel paylaşım için ..
beren yılmaz tarafından 5/20/2016 1:58:22 AM zamanında düzenlenmiştir.
su_misali(Gülhun Ertilav)
:)) Özbek pilavı tarifini ne zaman isterseniz verebilirim Beren Hanım
"sevdikçe paylaşmak" ne güzel bir söz
değerliydi yorumunuz, teşekkürler
sevgiler
Tebessüm ile okumaya başlamıştım yazıyı. Devamında tebessüm dondu dudaklarımda.
Hayatın insanlara ne zaman ne sunacağı belli olmuyor maalesef. Hiç beklenmedik bir anda ölmek de maalesef hayatın gerçeklerinden biri ve var hayatın içinde.
Bu kadar travmalar yaşamış olmasına rağmen Umut senin de yardımınla hayata dört elle sarılmış. Kendisini tebrik ediyorum. Dilerim bundan sonraki hayatı hep güzellikler içinde geçer. Ne mutlu ona ki hayatında sen varmışsın. Eşin ve kızların varmış.
Hayatta bir kez karşılaşmış olduğumuz halde bir tek selam ile oğlum Cihangir için gösterdiğin teyzanneliği bildiğim için öykünü asla abartılı bulmadım.
Allah sen ve ailen gibi yüreği sevgi dolu insanları eksik etmesin. Bu dünyanın sizler gibi insanlara çok ihtiyacı var.
OPaylaşım için teşekkür ediyor, selam ve sevgilerimi gönderiyorum sana ve tüm Ertilav ailesine
su_misali(Gülhun Ertilav)
Sami Hocam
Edebiyat Defteri gerçekten bir aile
evet Cihangirinde Teyzannesiyim :) bunu da gururla söyledim kendisine son telefon görüşmemizde
yazıp yazmamak konusunda tereddüt yaşadığım bir anıydı, yorumlarınızla yüreklendirdiniz
çok teşekkür ediyorum
saygı ve hürmetlerimle
( eşim de selamlarını gönderiyor)
Bir anı olduğunu anlayınca daha bir yakıcı oldu. Öykü gerçekti yani. Talihsizlikti başlarına gelen elbette, ama Umut'un umudu, hem de en güçlüsünden, yitip gitmemiş elinden. Yoksa, onca yolu Özbek pilavı için gelmezdi ki.
Onu bekleyen de biliyor tabii, bu gelişin sevgiye olduğunu.
Sevgi yine yıkıyor engelleri ve hep yıkacak inşallah. Yeterli olsun.
Kaleminize, yüreğinize sağlık.
Sağlıcakla koca yürekli insan.
su_misali(Gülhun Ertilav)
Metin Bey
Sami hocamı nasıl mıknatısın çektiği gibi mizahi olaylar kendine çekiyorsa
sanırım düşünce tarzımdan beni de bu tarz olaylar kendi içerisine çekiyor
dua, pozitif düşünce ve sevgi
elimden geldiği kadar bunlarla örmeye çalışıyorum kendimi ve çevremi
değerliydi yorumunuz çok teşekkür ederim
selam ve saygılarımla