YIKANMAYACAĞIM
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Inanın sesimi kaybettim bugün gene. Sesimi kaybettim. Binanın hangi katındayım, bilmiyorum. Sadece yattığım yerden gökyüzünü görüyorum. Gökyüzünde güneş ara sıra saklanıyor bulutların arasına. Bulutların arasında bir şeyler bekliyorum. Bulutları bir şeylere benzetiyorum.
Kaçıncı katındayım bu binanın, bilmiyorum. Bir asansör var. İkinci asansör var. Üçüncü asansör var. İşçiler inip, çıkıyor. Binayı hep temizliyorlar. Katlar hep temiz, tertemiz. Ben de temizliğe başlıyorum.
Temizlemeliyim. Her taraf kirli. Her tarafı kirli görüyorum. Duvarlardan başlıyorum. Yatak odasının duvarlarından mesela. Beyaz havluları üçe bölüyorum, dörde bölüyorum. Kaynar sulara sokup, çıkarıyorum. İçine biraz sabun atıyorum, Antakya sabunu. Güzel kokuyor Antakya sabunu diye, atıyorum içine.
Duvarları silmeye başlıyorum. Sinek bokları… duvara bir sinek nasıl sıçar, hayret. Duvarda sinek boku, onları temizliyorum. Duvarları temizliyorum. Hiç fark etmedim, duvarların bu kadar kirli olduğunu. Oysaki bembeyaz görünüyor. Yakından bakıyorum evet, kirli. Yakından bakınca çok şeyin kirlenmiş olduğunu farkediyorsun..Her taraf bakteri dolu.
Duvarın köşesine geliyorum. Duvarın köşesi çatlamış. Dışarıya düştü düşecek sanki koca duvar. Onca kat aşağıya yuvarlanacak. Bu duvar aşağıya düşebilir, diyorum. Yanında pencere var. Pencere de kirli.
Karşıdan çok uzaklardan bir uçak iniyor. İkinci uçak onu takip ediyor. Tekrar bakıyorum, üçüncü uçak evet, uçaklar iniyor. Karşıdan havaalanında binlerce bekleyicisi olana. Bekleyene iniyor uçaklar.
Evet, duvarı siliyorum. Duvarları siliyorum. Sıra kapılara geliyor, kapıları siliyorum. Gardıroplara geliyor, gardıropların kapaklarını açıyorum, toz evet bu oda, toz çekiyor; aynı, süpürgenin içerisi gibi elektrikli süpürgenin içerisi gibi dışarıdan bütün tozları, gökyüzünden inen tozları burası çekiyor içeriye.
Evet, duvarları siliyorum. Sıra pencerelere geliyor. Karşıdan gene bir uçak iniyor. Güneş gene kaybolup, dağılıyor. Bulutları sana benzetiyorum. Bulutlar senin yüzüne benziyor. Bazen gülüyor, bazen kararıyor. Kararıyor bulutlar senin yüzün gibi. Karardığı zaman hiç sevmiyorum. Yüzün kararmasın diyorum ama kararıyor işte. Kararıyor. Benim de içim kararıyor. Benim içim kararıyor, biliyor musun?
Duvarlar bembeyaz. Bembeyaz oldu ama benim içim kapkara. Bulutlar kararıyor. Evet, duvarı silerken görüyorum. Burada hiç örümcek yok ama örümcek ağı var. Örümcekleri görünmüyor bu evin. Bu evde örümcekler görülmüyor hiç. Sadece örümcek ağları; desen desen, ipek ipekler. Duvarların içerisini okumak istesem neler görürüm acaba?
Tuvaleti siliyorum, taşları siliyorum, her taraf bakteri soluğu, bakteri dolmuş her taraf sanki. Hepsini yıkamalıyım. Hepsini temizlemeliyim. Bütün önce duvarları sonra halıları sonra, sonra banyoyu, aynaları silmeliyim.
Aynalar beni göstermiyor artık. Kapkara. Aynalar seni de göstermeyecek diye korkuyorum. Duvarları sildim. Kaplıları sildim belki kapılara, çekmecelerde senin elinin izi olduğunu düşündüğüm her yerde öyle kalsın istiyorum; o yerler, öyle kalsın.
Duvarlar, kapılar, pencereler hep silindi. Senin dokunduğun yerler hariç. Her taraf tertemiz. Senin dokunduğun yer öyle kalsın. Orada anılarım var. Yaşıyor hala. Senin bir parçan, senin bir elindeki, senin elindeki bakteriler orada yaşıyor, biliyor musun? Ben onları seviyorum. Onlar benimle konuşuyor. Ben de bakteri olmuşum zaten her tarafım . Duvarlar tertemiz.
Evet, pencerede yine pencerede izler var. Kuşlar çarpmış, kuş bokları sanki. Hayır, hayır bu pencere böyle değildi, neden?
Yine bir uçak iniyor dışarıda. Dışarıda insanlar, insanlar yok. Caddeler bomboş. Hayalet şehri bu şehir. Caddeler bomboş. Minik minik kibrit kutusu gibi evler. Hollanda biçimi evler. Hollanda modeli evler. Karşıki tepe, Hollanda tepesi. Yandaki büyük saha, Hollanda Parkı. Hollandalılar gelmiş önce buraya. Evet, İngilizlerden evvel Hollandalılar gelmiş, işgal etmiş Aborjinlerin ülkesini. Sonra sırayla İngilizler, Fransızlar gelmiş. Hollandalılar minnacık Hollanda koskoca okyanusların yarısını almış, Endonezya’yı hüüüp diye yutmuş. Bir ahtapot gibi sarmış bütün adaları. İki yüz milyonluk Endonezya, Trakya kadar bir Hollanda’ya teslim olmuş. İşte medeniyet dediğin bu. !!
Holanda; medeniyetin anası Hollanda! Sömürerek şişen, gepgebe fare yüzlü Hollanda seni. Ahtapot suratlı Hollanda.
Evet, Park karşıda. Çocuklar top oynuyor. Siyah çocuklar var orada. Kara kara çocuklar. Afrika’nın göbeğinden gelmiş. Anaları, babaları yara içinde. Gözleri yaralı, bakışları yaralı. Yaralı Sudanlı Evet, Sudanlı yaralı. Somalili daha çok yaralı. Mali’den de de gelen olmuş hep. Etiyopyalılar da yaralı hele Eritreliler daha çok yaralı bakıyor insana. İçimi koparıyor her biri.
Duvarları sildim.
Pencereleri sildim.
Silinecek bir yer kaldı.
Kendimi silip, götürmeliyim ama senin dokunduğun yerler var vücudumda.
Orada, orada sen kalmalısın, sen yaşamalısın.
Hayır!
Silmeyeceğim!
Yıkanmayacağım! Ovmayacağım!
Bekleyeceğim sen, sen gelene dek.
Volkan Kemal
16 Eylül 2013
Görsel: Volkan Kemal
YORUMLAR
Öyküye çok yakışan kaliteli bir diliniz var. Elbette kurgu çok daha güzel olabilirdi. Fakat kullandığınız dil öyküye fazlasıyla tat katıyor. Sanırım şiirle öykünün benzeştiği noktalardan biri bu.
Yıkanmaması gereken yer kalp olsa gerek, bence böyle daha temiz kalıyor. Çok tebrik ederim
Volkan70
Tesekkurler..
dostlukla hep
yüreğin içine alınanı, hangi temizlik malzemesi silebilir ki
bırakın orada kalsın
uğraşmayın
güzeldi anlatım
kutlarım güçlü kalemi
saygılarımla
Volkan70
Doslukla hep
imgelerle, sembollerle bezenmiş öykü. Kelimeler cümlelerin içinde karışık, cümleler öyküde. Ama bu karışıklık çok da mahir temini anlatmakta. Ve diyor ki; kolay değil temizlik, kolay değil temizlemek. Çünkü her yere bulaşmış, kapkara bir pislik var. Temizliyorsun, dökülen sırın altı daha kirli.
Allahtan, sen de varsın, diyor, yoksa çekilmezdi hiçbir şey.
Sağlıcakla güçlü kalem.
Volkan70
Farkina varabilmek aslolan..
tesekkurler
dostlukla hep
Tozunu, kirini silebilirsiniz. Ya insan yüreklerinde ki kirlilikleri nasıl becerir ki insan temizlemeyi. Güzel bir yazı olmuş. Kal sağlıcakla..
Volkan70
tesekkurler
dostlukla hep