- 809 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÖZLERİNDE MAHKUM’UM
’Sana susuyorum’’ mektubunu yazalı 45 gün oldu;
Ahu gözlüm o mektubumu okuduktan sonra teninde ipeksi bir hal oldu, o kadar halim selim, o kadar yumuşak, müşfik davrandın ki , kendimi kucağına düşmüş yaralı bir serçe gibi hissettim;
Ürkek, tedirgindim, kucağında bir o kadar da mutluydum,
Sen süprizler yaparak ipeksi dokunuşunla sakin sakin nasıl olduğumu sorarken, ben mahcubiyet duyguları içinde buram, buram terliyordum; ilginle alnım yanaklarım ferahlarken, yüreğimin tutuştuğunu nerden bile bilirdim. Ateşin bastırıldığı gibi , yüreğimdeki sancılar bitmiş ,ortalıkta her şey normale dönmüş görünüyordu , içimde sevgin huzura ermişti, fakat bir şeylerin kımıl kımıl hareketini hissediyordum; konuşmamız bitince de yaklaşık bir iki saat huzura ermiş bir kimliğin, mahzun bakışlarda rahatlığı devam etti. Aradan dakikalar geçtikçe vurulan bir canın mermi yarasını hissettiği gibi, bir şeylerin yokluğunu , bir özlem duygusunun alev, alev yandığını, sol yanımdan başlayan ateşin ,tüm vücudumu sardığını, içimden gizlice gelen çığlıklarla inlemeye başladığımı, hissediyor ve yangını söndüremiyor gönlümü susturamıyordum.
Sanki nöbet dönemi gibi doktorum da, hemşirem de , sakim de sendin; gözüm hiçbir şeyi görmüyor, esrarcıların esrara koştukları gibi seni görmek sesini duymak, senin iyi ol demeni ve bende iyi olmayı bekliyordum. Işığının yandığı her dakika dizinin dibinde oturmak, söyleyeceğin her kelime ile sukun bulmak huzurumdu. Sen ise Halden anlamaya çalışıyor, sabır gösteriyor, ilgilenmeye çalışıyordun; bazı zamanlar sıkıldığını, nefessiz kaldığını şikayet ederek usanmışlık gösteriyor ve bir gün kapatacağım bu pencereyi diyordun.
Kolay değil tabii , her pencereye gelişinde bir dakika daha dur diyen usandıran istenmeyen Her yazdığında sevgiye dair heceler arayan mahkum bir maşuk, yada meczubu idare etmek,
Bir şiirinde parmaklıklar arasında saklı kelimelerin kafesten uçtuğunu söylediğin gün, göğüs kafesimdeki sana ait kelimeler aklıma düştü; Neden özgür bırakmadığımı saatlerce düşündüm; tüm cesaretimi toplamaya çalıştım, Aslında benim gözümde, Şiir de sendin; bahar da sendin , tüm çiçekler sen kokuyordun, Renklerin hepsi seni anlatıyordu, kuşların güzel tüyleri ,cıvıltıları hepsi sendin.
Sen bu sevdayı bilmene rağmen , şiirlerimi derdest edip bana değildir diyerek, ilgisizce modern şehirlerin çöp toplama merkezine atıyordun; Bana ait değildir diye, attığın şey, yegane varlığım yüreğimdi; çürümeden, bir köşede heder olmadan ve ölmeden, yüreğim içindeki sımsıcak duygularla sarmaladığım sana ait cümleyi salı vermeliydim ; hayat çok kısaydı, sevdiğim sevildiğini bilmeliydi, Mahcup bir sunuşla avuçlarımdaki kuşu hürriyetine Salı verdim.
Gök yüzüm kanat çırpıntıları sevinç yıldızları ile doluverdi
Seni Seviyorum!... Seni Seviyorum!... Seni Seviyorum!... Seni Seviyorum!...
Şaşırmış bir telaşla ben sana daha önce kaç defa sordum!... demiştin
Sen beni teselli etmeye çalışırken; neler hissediyordum bilemezdin;
Seni sarmak, saçlarındaki bahar kokusunu derin derin çekmek, gül yanaklarından doya doya öpmek, koklamak , koklamak istiyordum.
Ama ne çare ben gözünde bir tutsak, bir mahkumdum!...
Sana göre hiç bir mahkum görmediği bir dünyanın, özgür leylasını sevemezdi;
İmkansızsa madde olarak; mana olarak da olamazdı;
Ve bana tutsaklığımla ilgili öğütler veriyordun!....
Unuttuğun şey mahkumlarında bir kalbinin olduğu!...Rüyalarının olabileceği; hayallerine koşa bileceğiydi;
Her ne kadar kafesler ardında olsak da, tıpkı bir insan gibi sevme sevilme arzusunda oluşumuz!.....Hem gönül ferman dinlemiyor ki!....kafesler bana ne eyleye!...
Zor olan bunlar değildi; zor olan Senin gözlerinde mahkum olmaktı!... Çünkü sevme hakkı vermiyordun; Çünkü dünyandan çekilmemi istiyordun; her türlü sana ait duygularımı görmezlikten geliyor, umursamaz davranıyor beni çaresiz hastaların terkedildiği gibi kaderime bırakıyordun!....
Bir gün Sultan Ahmette, bekri Mustafa Halimi halka arzeyleye!
16/05/2016 H/F
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.