- 853 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
ACI ÇEKMEK!
Sabah sabah tezgâhı açmaya çalışıyorum, orta yaşın üzerinde kadınlı erkekli bir sürü insan toplanmışlar önlerindeki kâğıda isimlerini yazma telaşındalar. Her Çarşamba günü böyle olur. Mesai başlayınca Sağlık Ocağında muayene olacaklar. Tezgâhımın yerine arabalarını park etmemeleri için erkenden orada olurum. Yoksa yandın. Mümkûnatı yok vatandaşın arabasını oradan kaldırtamazsın. Vatandaş yüz metrelik yolu yürümeye gocunuyor. Bisikletle gelseler ne âlâ. Hareketsizlik kanımıza işlemiş. Obezlik almış başını gidiyor. Bir de sigara belası. Adam, doktora gelmiş, sırasını beklerken bile barış çubuğunu elinden bırakmıyor.
Neyse günlüğümden dedim ya. Benim çalışmamı izleyen bir hasta adayı, yanıma yaklaşıp “ kendin için yaşa hemşerim” diye vızıldıyor.
- Hayırdı diyorum.
- Senin yaşın kaç, diyor.
- 59,5 diyorum.
- Benimki de 69, diyor. Yani senden on yıl daha tecrübeliyim.
- Evet!
- Çoluğu çocuğu kurtardım; hepsinin de evlerini, arabalarını, avratlarını aldım, kocaya verdim. Şimdi işleri bitince bir telefon edip de hal hatır sormuyorlar.
- Devir değişti hemşerim. Peki ne yapmak lâzım?
- Şimdiki aklım olsaydı kendim için yaşardım. Boşuna ömrümü tüketmişim.
- Hımm!
Hayattan mı şikayet ediyoruz yoksa evlatlarımızdan mı muzdaripiz. Bence baba-ana olarak görevimiz yapmalı, sonrası Allah kerim. Evlatlarımızın bize minnet borçları yok ki. Yani bize esir olacak değiller ya. Selam verirler-vermezler, telefon ederler-etmezler kendilerine kalmış. Önemli olan insanın yaşlandığında bile kimseye ihtiyaç duymadan ayakta durabilmesi. Mutluluğa odaklanmak farklı bir olgu. Çiçeklere bakarsın; sevip okşarken hayallere dalarsın, kendinden geçersin. Eftalya, sardunya, küpe, nergiz bambaşka duygular çağrıştırır ruhunda. Hele de dikenleri olan bir gülü koklamak insanı mest eder. Eline alırken parmağının kanaması, o gülün ne kadar asaletli olduğunu gösterir. Yani severken gözyaşı dökmek gibi bir şey. Acı çekmek bile bazen mutluluk verir.
Öyle kolay mı hayatta kalmak!
11.5. 2016 tarihli günlüğümden...
YORUMLAR
İçimde ağır bir yenilgi, ne yöne baksam teşhis edilmiş serserice duygu.....
Ve İnsan ! Ölümlü insan…Doğar, büyü ve yaşlanır ölür… Ama tek başına ölür… Ama isteksiz ölür. Ama ölür..
Bunu bütün insanlar bilir. Belki de bile bile ölür. Ya da bilir ama inanmadan ölür. Ama ölür.
Zamanın kalbi öyle bir atar ki, her atışta biri doğarken biri de ölür… Oysa en zor olanı yaşarken , öldürülmek. Yaşatırken öldürülmek. Suçlu kim ? Tek bir suçlu var. Sevgili duygular !
‘’ Sevgili oğullarım ‘’
Unutmayın, hiçbir şey yeryüzünde baki değildir. Sahip olduğunuz duyguları büyütürken içinde yalancı, hain, kötü duyguları barındırmayın. Yapacağınız iyilikleri karşılık beklemeden yapınız. Benim size emanet ettiğim şeref, haysiyet, namus, dürüstlük, itibar ve hepsini saran sevgiyi asla azarlamayın. Onlar kişisel duygulardan çok toplumsal duygulardır. Sizi bir arada tutacak , sizi size anlatacak, sizi siz yapacak en değerli olanlardır.
‘’ Sevgili oğullarım ‘’
Sizi büyüten, sizin için fedakâr ana ve babanıza, sizi okullarda yetiştiren hocalarınıza, size tarihini emanet eden atalarınıza, yaşadığınız topluma, coğrafyanıza, dünyanıza gereken değeri verirseniz bunun karşılığını misliyle alacağınızı unutmayınız. Bizler geldik gidiyoruz. Geriye bıraktığımız sizler en büyük eserlersiniz. Kendinize ihanet etmeyin. Yetiştireceğiniz çocuklarınıza, eşinize , akrabalarınıza ,komşularınıza ihanet etmeyiniz.
‘’ Sevgili oğullarım ‘’
Doğmak kadar ölmenin de büyük bir şeref olduğunu unutmayın. Doğana hürmet ettiğiniz kadar , yaşlanan ve ölüm döşeğine düşecek biz ve bizim gibi nicelerine kem gözle bakmayın. Gönül kırmayın. İşe yaramaz diye düşüneceğiniz bir yakınınıza sırtınızı dönmeyin. Unutmayın, bizim ve o insanların geçtiği yollardan sizlerde bir gün geçeceksiniz. Bundandır ki ‘ Etme bulma dünyasına’’ sakın örnek olmayınız.
‘’ Sevgili oğullarım ‘’
Han diyarı, geceledik, konakladık, yaşadık, yaşattık…Elimizden geldiği kadar insana yatırım yaptık. Ölümlü dünyanın , ölümsüz sandığımız günlerine aldanmadık. İyilik yaptık, iyilik yaptık, iyilik yaptık. İyi bir insan olarak ölmek kadar keyifli ne olabilir ki ! İyi olun, iyi olun ve iyilik bulun....
Hoşça kalın ‘’ Sevgili çocuklarım ‘’
sevgiler
Ayhan Sarıkaya
Her şey gönlünüzce olsun.
Selamlar.
Üniversiteden bir arkadaşım vardı. Mezuniyet sonrası ilk yıllarda ara ara evlerine giderdik. Bizi görür görmez hemen serzeniş dolu konuşmalarına başlardı. İçimin sıkıldığını hissederdim. Kocası, sürekli arkadaşımızı uyarır,
-Yahu rahat bırak arkadaşlarını. Bak, gelmişler ne güzel. Gönüllerinden geçmiş, isteyip gelmişler, derdi. Anne babanın sana davrandığı gibi davranma.
Bu huyu hiç değişmedi. Onu ziyaret etmek arzusunu öldürdü bu hal. Sonra da koptuk.
Evlatların varlığında birinci derece ebeveynler belirleyicidir, herhalde. Onları yetiştirirler, ellerinden geldiğince. Sonra, bazıları, verdikleri emeğin karşılığını mı beklerler ne, devamlı bir şikayet eşlik eder konuşmalarına. Bir bıktıran serzeniş.
Halbuki ne gerek var buna, bunca antipatiye? Konunun bam teline iyi basmışsınız Ayhan Bey, kaleminize sağlık.
Sağlıcakla,
Ayhan Sarıkaya
Selam ve saygılar.
Düşünceni dikenleri örnek vererek desteklediğin kısım etkileyiciydi Ayhan Abi.
Evlatlarını hayat sigortası gibi görenleri anlayamıyorum. Belki daha henüz o çağa gelmediğimden... Belki sonraları ben daha ala serzenişlerde bulunacağım.
Hayat çok karmaşık. Acı mı telaş mı diyelim. Telaş galiba. Evet telaş. Dünya bu. Herkes yalnızdır bu telaşın içinde. Fakat nu demek değil ki anne babayı akrabayı unut. Hele anne babasını unutanlar çok ziyandalar.
Güzel bir an yaşattın.
İşlerinde kolaylıklar diliyorum Ayhan Abi. Sevgi ve
saygılarımla.
Ayhan Sarıkaya
Hayatı güzel yapan zaten karmaşık olması değil mi.
Çok teşekkür ederim aynur. müfide' yi merak etmeye başladım. Çabuk yazıver.
Selamlar efendim.
Aynur Engindeniz
yazdım ama eklemeyeceğim
her zaman söylediğim bir şey var
bizim nesil biraz şanssız
aile büyüklerimize gösterdiğimiz sevgi ve saygıyı çocuklarımıza da gösterdik, hem de hiç bir beklentimiz olmadan. Sonrasında her iki nesilde bizlerden çok şey aldı götürdü. Farkına vardığımızda ise artık çok geç olmuştu.
Güzel bir konuydu ağabey
paylaşıma teşekkürler
saygılar
Ayhan Sarıkaya
Selamlar.
Canım Ayhan !
Toplumumuzda bu şikayetler hep var.
Ana babanın çocukları onların canı.
İlgi beklemekle onlar haklı.
Çocuklarının çocukları da onların canı.
Geçim derdinden,çocuklarının sıkıntısından ana babayı ihmal etmekte BELKi çocuklar da haklı.
Sen de bu yazıyı yazmakta haklısın.
Ben de bu yorumu yapmakta haklıyım.
Bu yorumu okuyup ta
"Bu nasıl yorum böyle?" diyenlerde haklı.
Peki var mı "ben haksızım" diyen?
Herkes haklı.
Öperim gözlerinden Ayhan...
Ayhan Sarıkaya
Selamlar abim benim.
Ummanlar gadar seviyom seni.
Katılıyorum: Acı çekmek öyle bir an'a denk geliyor ki mutluluk nasıl da kıymete biniyor.
Sayısız acı seçeneği her ne kadar işaretlemekten imtina etsek de...
Yüreğinize sağlık değerli yazarım.
Kaleminizi kutluyorum ve içten paylaşımınızı.
En güzeli de bu değil mi: Ortak paydada buluşan nice insan ki hayata olduğu kadar yazmak iken vazgeçilmezimiz.
Selam ve saygılarımla...
Ayhan Sarıkaya
Selamlar.