- 797 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Karagöl
Ağzımı musluğa dayıyorum tekrar ve tekrar son su bardağımıda kıralı tam yedi dakika yirmi beş saniye oldu. Büyük cam parçalarını lavaboya doldurdum küçükleri ise etrafa dağılmış durumda süpürgeye çekmem gerekiyor bu can sıkıcı yığını oysa bunu denemekten acizim.
Balkona yöneliyorum kapıyı yavaşca açıp eksi beş derecelik soğuğu yüzüme ellerime bacaklarıma yiyorum evet bunu yapabilirim bu soğukta balkonda atlet don ikisiyle sigara içebilirim diyerek kendimi telkin ediyorum.
Sigaramı yakıp trabzanlara yaklaşıyorum hayatın neresinde olduğumun farkında bile değilim saat geçenin üçü dünden beridir tam olarak 2 saat 22 dakika uyudum geriye kalan zamanda ne yaptığımı ise bildiğimi söyleyemem sigara yarısına gelmeden karşı apartmanın dördüncü katının balkonuna fırlatıyorum. O dairede yaşayan insanları hiç görmedim tanımıyorum bildiğim tek şey yeni evli ve mutlu oldukları kıl oldum onlara. Sürekli düzenli ve tertemiz olan hayatlarını kirletiyorum. Yarın sabah kadın muhtemelen balkondaki izmariti görüp kocasıyla kavga edecek. Neye uğradığını şaşıran adam önce suçu kabullenecek sonrada balkonlarına sigara izmariti atan ruh hastasını merak edecek. Belkide karısının bir aşığı olduğunu düşünecek kim bilir yada tam tersi ikiside bu ayrıntıyı fark etmeden hayatlarını yaşamaya devam edecekler.
Ben olsam kesin fark ederdim misal şu an kendi balkonumda onlarca sigara izmariti var eğer bu balkonu yarın sabah tertemiz görürsem polisi ararım.
Kar yağmaya başlıyor avuçumu uzatıp kar tanelerin eriyişlerini hissediyorum bu kar tutmayacak bundan sonra yağanda tutmayacak iklim bilimcilerin dedikleri doğruysa yıllar geçtikçe kar mar yağmayacak zaten yağmasında artık. Şu karşı apartmanın beşinci katında bir iran kedisi yaşıyor arada balkondan bana miyavlıyor bende ona ciyavlıyorum aslında konunun özü sahibi . İranlı bir acem güzeli var o evde Tahran gecelerinde yarı çıplak dans eden acem kızları geliyor aklıma baskının tek iyi yanı insanların o baskıyı çözmek yenmek yıkmak için zekalarını kullanmak zorunda kalmalarıdır.
Balkonun kapısını yavaşca kapatıp cam kırıklarıyla dolu mutfaktan çıkıyorum ayağımdaki pofuduk terlikleri ısınmak amacıyla değilde ayağımı cam kırıklarından koruma aracı olarak kullanmayı seviyorum.
Salondan gelen yanık kokusunu duyumsamamla odaya girmem bir oluyor plastik kabın içerisine attığım çekirdek kabukları alev almış yanıyoruz abi modunda. Kendi kendine alev alan çekirdek kabuğu olmayacağı için muhtemelen benim aralarına bıraktığım sigara izmariti sönmeden son bir şaka yapıp beni yakmaya karar vermiş durumda. Yerdeki sürahiyi alıp içindeki suyu kaba boca ediyorum çekirdek kabuklarından beklediğim ços sesi gelmiyor suyun aniden ısınması sonucu oluşan karbondioksitle karışık su buharıda ortaya çıkmıyor.
Beklediğim bu değildi diyorum içimden
İnsan neyi niye niçin bekler ki diyor duvarlardan biri siktir lan diyorum verilecek cevabı olmayanlara asla soru sormamalısınız duvar bey
Tv yi açıp çekyata uzanıyorum battaniyeyi üzerime çekip uyumaya çalışıyorum uyumam gerek uyku önemli. Yarın yapmam gereken çok şey var Eda yarın saat on ikide burada olacak İsmet üçe doğru geleceğini söyledi ben X i öldürmeyi planlıyorum X her sabah bana tehtit vari gözlerle bakan apartman yöneticisi. Planım şöyle işleyecek o asansöre bindiği anda apartmanın elektirik bağlantısını çökerteceğim. Zaten panik atak rahatsızlığı olan ve ileri derecede paranoyaya sahip olan X ölü balık gibi asansörün içerisine yığılacak. Geçireceği kalp krizi sayesinde öbür tarafa bir bilet kazanmış olacak.
Evet planım mükemmel ancak elektirik kablolarını kestiğim anda kopan hattın elektirik yükünden kendimi nasıl kurtaracağım sorusu cevapsız ayrıca binadaki kamera sistemide bir sorun. Kameralı devre dışı bırakmazsam her türlü yakalanırım. Bir cinayetin iyi yönü yakalanmamak kötü yönü yakalanmaktır. Yakalanmazsanız ve ispat edilemezse birini sizin öldürdüğünüz kimse size katil diyemez. Aslında binlerce kişinin ölümüne sebep olmuş olan dolaylı yol katillerinin durumu tamda bu günahlarını adaletsizliklerini bilirsiniz ama bunu söylerseniz durumunuz yaştır. Elbette insanı cinayete iten binlerce sebep olabilir ama bunların içinde en iğrenci güç ve para hırsıdır bence. Cünkü güç ve para için birilerini öldürmeye dolaylı yoldan alışan insan için ölüm sadece bir sayıdan ibarettir. Hatta bazen daha çok ölüm için dua bile ettiklerine eminim bu insanların. Hırslarının esiri olmuş insanlar için sayılarda sızılarda önemsizdir önemli olan tek şey onun emelleri ve amaçlarıdır...
Aslnda ülkemde şu anda örnek ve popüler olarak gösterilen kadınların potansiyel koca ailelerin potansiyel damat iş yerlerinin potansiyel yönetici olarak gördüğü insanlar bu sistemin üretimidir. Kurallar bütünü içerisinde mevzu her zaman maddi menfaatir. Elbette doğal ve biyolojik bir refleks olarak insanlığın bu mantaliteye yönelmesi normal normal olduğu kadar da ürkütcü. Çünkü bu maddi dünyanın sonu efendiler ve köleler olarak son bulacaktır.
Çoğumuz haftanın iki yada bir günü için geriye kalan beş yada altı günü çalışmak zorundayız. Buna rağmen sağlıklı bir insanın yiyecek öğünlerinin masrafını dahi çıkaramıyor çoğu insan çok saçma değil mi. O kadar çalışıp sağlıklı bile beslenemiyoruz...
Kafam allak bullak uykuya dalıyorum
birinin uyansana lan pezeveng sesiyle irkilerek ayağa fırlıyorum dengesiz nefes alış verişlerden sonra kapının yumruklandığını fark edip kapıya koşuyorum saat nerdeyse dört olmuş yanlış anlaşılmasın gündüzün dördü bu. Kapıyı ardına kadar açıp salona geri dönüp battaniyemi üstüme çekiyorum. İsmet yanında Eda Selim ve sonradan adının Merve olduğunu öğrendiğim kızla içeri giriyor.
İsmet yanıma gelip kulağımın dibinde saçma sapan şeyler gevelemeye başlıyor Selim ve Eda da ona katılıyor üçünüzüde öldürmek istiyorum diyerek battaniyeme daha çok sarılıyorum. Merve denen kızın yüz ifadesini görüp hafiften gülümsemeyide ihmal etmiyorum. İsmeti kolundan tutup kulağına bu kim lan derken .
Selim çoktan boş olan çekyata geçmiş yanında getirdiği kitaplardan birini açmış okuyor Eda süpürge nerede diye etrafta dolanıyor Merve denen kız dumur olmuş halde aynı köşeye bir yere sinmiş
İsmet beklediğim muhteşem cevaplardan birini veriyor abi bla bla car diye bişey var bu kızda ordan benim yolcum İsmetin suratına aval aval bakarak o ney diyorum.
Ayak dibime oturup bir sigara yakıp başlıyor anlatmaya bu sırada Merve mutfağa geçmiş Edanın yanına
Kanka bak şimdi bildiğin otobüs olayı gibi sen nete yazıyor işte şu tarihte şurdan şuraya gideceğim ve yanına benzin parasına az çok yardım edecek bir yolcu arıyorum sonrada birileri bunu görüp sana dönüş yapıyor bir nevi otostop işi. Ama bedava değil yani otobüse doksan lira verecekse bana elli lira veriyor. İşte bu kız ordan benim yolcum eee o zaman bu kızı buraya niye getirdin. Orası daha karışık sonra anlatsam bide bu kızda bizle Giresuna gelsin mi.
Tam İsmete küfretmeye hazırlanırken mutfaktan gelen çığlıkla yerimden fırlıyorum ahanda bardak kırığı diye dün akşam ki kalan cam parçaları aklıma geliyor.
İsmet Selim ben mutfağa geçiyoruz düşündüğün gibi kız cam parçalarına basarak ayağını kanlar içinde bırakmış. İçimdeki suçluluk duygusu ile ortamdan uzaklaşarak lavaboya gidiyorum elimiz yüzümü yıkıyor taharetimi gideriyor sonrada don atlet formundan kurtularak mutfak tarafına geri dönüyorum. Selim kitap okumaya geri dönüş Eda cımbızla kızın ayağındaki cam parçalarını çıkarıp sarmış. İsmet Merveye işte bu bizim Serdal iyi çocuktur aslında bakma sen tanıdıkça seversin tarzı şeyler söylüyor. Merveye başımla selam verip cam kırıklarını söyelemeyi unuttuğum için özür diliyorum Edanın yanına varıp sarılıyorum. Öpmeye çalıştığım sırada beni iterek sakın diyor ne olduğunu anlayamıyorum başta sonrasında ehh be senle mi uğraşıcam diyerek salona Selimin yanına geçiyorum. Şu hayatta sobote etmeyi en sevdiğim insan Selim ne okuyorsun bakim formunda kitabını elinden alıyorum.
Gülümseyerek sen anca benle uğraş Eda sana çok kızgın diyor
aynı salaklıkla niye lan diyorum
kız saat on ikiden beri seni apartman kapısının önünde beklemiş oğlum, tabi lan diyerek bu sefer gerçekten kötü olmuş diyorum. Neyse iki üç güne geçer şimdi sen onu bunu boşverde bu salak İsmetin peşinden bu mevsimde Giresuna yaylaya çıkma konusunda ciddimisin.
Aslında değilim ama beni tehtit etti o yüzden o yaylaya gidicez senide gerekirse zorla götürücez.
Hiç işim olmaz aga yaylaya falan gitmem ben diyorum hem bu salak şu merve denen kızıda getirecekmiş ben o potaya girmem gideceksek kadın istemiyorum orada bak Edayı götürmeyi düşünüyor muyum ben tabikide hayır.
Merak etme sen o kız zaten yolun yarısında satar bunu korkma.
Hayırlısı o zaman bakalım başımıza neler gelecek sonumuzu hayır etsin rabbim....
YORUMLAR
bizim kahraman yöneticiyi öldürmesin. bi köşede kıstırsın bi gece vakti dövsün, çaktırmadan dövsün ama. balkona izmarit atmayı da bıraksın. ne yapması gerektiğini söylemicem. aklıma acayip bi fikir getirdi bu. bi öyküde mutlaka kullancam.
taşıma işi de iyi işmiş. tabi netteki ilana ne kadar güvenilir. biz bi keresinde delinin birine rasta yaptırmak için nette bunun bulduğu adrese gittik. kapıyı şişman herifin biri açtı "yok yav" dedi, pastacı burası, kafa bulmuşlar sizle."
Tsukuyomi
Akılsız baş ve ayakların dansıyla başladık. Senin kahraman cigara izmaritini, hem de gece saatin sabaha erdiği zamanlarında, benim yeni evli kahramanların balkonuna atmış! Polise gidecekti, zor önledim. Yok, aşktan değil, kıllıktan yaptı, diye ikna ettim. Markette rastlarsam karışmam ama dedi.
Kendi eden, kendi bulur bazen. Bu bir yangın bile olabilir. Hep kalpte olacak değil ya?
Uykuya dalmadan önce senin kahramana iletmemi söylediler; ne mükemmel plan ne de mükemmel aşk vardır.
Sahi yerlerdeki camları temizletmemiş miydin? Keşke sen temizleseydin. Ben bazen kahramanlarımın yapmaya üşendiği pis işleri yapıyorum. Mecburen, yoksa ilhamın önünü kesiyor kelekler.
Sevdim, hatta öykünü okuduktan sonra paylaşacağım ilk öykü kahramanımın adı Selim olacak. Kızma ama!
Şu noktalama işaretleri var ya, sana dava açacaklar. Ben de avukatları olacağım. Tabi gözleri bozmazsam o zamana kadar.
Kalemin daim olsun.
Sağlıcakla,
Tsukuyomi
Değerli yorumun için sağolasın hocam.