Düğümler
“Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm attığınızda, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ancak ipe her dokunduğunuzda canınızı en çok acıtan yer yine orasıdır.” Anonim.
Uzun yıllar önce bu cümleleri söyleyerek sohbetimizi bitirdiğinde ne demek istediğini anlayamamış; günlerce gecelerce üzerinde düşünmüştüm. O dönemler sosyal medya zamanı değildi, paylaşımların altında yorumlar dolusu kafa patlatma dönemine yaklaşık dört sene vardı.
Aslında ne demek istediğini, ilk affettiğim insanın ikinci hatasıyla başımı duvara yaslayıp yaşlarımı boca ettiğimde anlamıştım. En azından anladığıma inanmıştım. Nice sözler, nice insanlar, nice sohbetler akıp geçmekteydi giden zaman içinde. Anladığıma inanmak bile zafer gibi geliyordu, çünkü ilk kez birini kaybedişimin son cümleleriydi onlar. Aklımın tüm hücrelerine işlenmiş o veda cümleleri, o günden sonraki küçük ya da büyük hikâyelerimin özeti gibi olacaktı, kuşkusuz. O zamanlar bunu kestirebilseydim eğer, izin vermezdim bir elveda seromonisinin hayatımın kehâneti olmasına.
Zaman geçti, geçerken öfkeler, üzüntüler, mutluluklar, belirsizlikler… Hayat her bir dönüm noktasında düğümler atmaya zorladı. Kimi zaman insanlara, kimi zaman hayallere, heveslere. Bazen de örtbas edilen yalanlara, yalanların yarım bıraktığı yaşanmışlıklara. Bazen hükmedilemeyen mesafelere düğüm atmak gerekti, bazense geriye yapacak hiçbir şey bırakmayan gerçeklere! İpin düğümsüz bir noktası kalmayıncayadeğin, içimi düğüm düğüm ettiğimde artık gerçekten anlamıştım. İçim çok ama çok acıdığında artık anlamıştım. Belki sapasağlam bir kale gibi durabiliyordum içimin sayısız “güçlü kısımları” ile. Ancak artık elimin uzandığı ipi yeni dostluk ihtimâllerine, hayallare sallamaya korkar hâle gelmiştim. Geçmişim koca bir düğüm ve acısı hep gelecekten yana vururken, daha da iyi anlamıştım düğümleri çok sağlam atmam gerektiğini. Geçmiş güçlü bir düğüm, şimdi sağlam, gelecek dokunduğumda yaşadığım o buruk his.
Yıllar sonra bir gece ansızın kaygıların dibine vurduğumda anladım ki, kendime attığım her düğüm bir başka korkunun eseri, acıtan ise cesaretsizlik.
E.İ. / Mayıs 2016
Görsel Google Grafikler üzerinden çekilmiştir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.