Korkuyormuyum sizce ?
İsterdim ki birileri dinimi anlatsın bende dinliyeyim. İnanmak adına yaptığım yanlışları bilgi ile yitirmek isterdim. İnançlarımı gözden geçirmek isterdim. Unuttuğum, önem sırasını kaybettiğini düşündüğüm bir çok konuyu öğrenmek isterdim.
Niçin inandığımı soranlara cevabını verebilmek için bilmek isterdim.
Korkuyormuyum ! hayır, korkmuyorum.
Korku ile inananlardan değilim. Yaratandan korkmuyorum demek isterdim. Yanlış anlarlar diye susuyorum belki de ikna etmek için boşa konuştururum diye susuyorum. Korkmadığımı severim korkarsam kaçarım diye düşünürüm.
Korkmamı gerektiren nedenlerim yok. Geceleri onun koruması altında uyuduğumu bildiğim gibi her an aynı rahatlıkla yaşarım. Ama bilmek isterdim, anlamak isterdim. Onun tüm gücünü idrak etmek isterdim. Düşüncemde büyüyen kainatı onun gibi bilmek isterdim.
Zevkli olurdu diye düşünürüm milyarlarca varlığın hepsinin aynı anda hareketini gören olmak.
Ne kadar muhteşem olurdu tüm duaları aynı anda duyabilmek, milyarlarca insanın isteklerinin hepsini tek tek bilmek, hiç bir ayrıntıyı kaçırmadan her an her şeyi görmek.
Ne kadar muazzam olurdu dünya eksenindeki tüm varlıkları hisseden olmak.
Ne kadar güzel olurdu gizli dualarda Allah diyeni duyabilmek.
Bunlar bilgi ile olur mu bilmiyorum ama ben izlemek, duymak, hareket eden tüm varlığı nasıl ölçümlediğini bilmek isterdim.
Bir eksenden diğer eksene kavuşabilmek isterdim. Onu tanımak isterdim. Sevindirmek için ne yapmam gerekli olduğunu öğrenmek isterdim.
Çok şeymi istiyorum acaba ?
Kuran kursuna hiç gitmedim, yaz dönemlerinde yaşıtlarım kursa giderken ben köye tatile giderdim. Sessiz köy hayatının içinde günlerimi su harıklarında, söğüt gölgeliklerinin kenarında buğday başağı közlemekle geçirirdim. Çobanlık yapan çoçukların duygularını merak ederdim. Günlerini nasıl geçirdiklerini anı defterime yazardım.
Dere kenarında yüzdüğüm günleri, kayısı ağaçlarında düştüğümü, çatısız köy evlerinin toprak damlarında yer yatağında sivrisinek öldürmekle çoçukluğumu geçirdiğimi ögrendim.
Büyüdüm !
Şimdi dinimi bilmek istiyorum, ne annem nede babam anlattılar, kimseden duymadım bir tek söz.
Şimdi birilerini duymak istiyorum.
İstiyorum ki anlatsınlar bende dinliyeyim.
Korkuyormuyum sizce ?
Hayır !
Korkmuyorum.
Çünkü ben korkaklardan değilim.
........
YORUMLAR
Sevgili binyıl
"Yaradandan korkma" durumunu uzun süre ben de çok düşünmüş ve anlam verememiştim.Zaman içinde öğrendim ki insan bir varlığı, bir durumu çok severse onu kaybetmekten çok korkuyor.Kaybetmemek için elinden ne gelirse yapıyor.
Yaradan korkusu da böyle. Onu çok fazla sevdiğimiz zaman onsuz olmaktan korkarız, bizi beğenmemesinden korkarız.
Kuran'da bahsi geçen gözleri kör , kulakları sağır kişilerden kasıt "siz" oldğunuzu düşünün.Korkunç değil mi?
Duygularınızı içtenlikle aktarmanızı kutluyorum.Neyseki günümüzde insanın her türlü öğrenmesini sağlayacak imkanlar mevcut.Lakin din ve inanç çok hassas mevzulardır. Yanlış öğreticilerin elinde çok tehlikeli durumlara sebebiyet verebilir.
Saygılar...
korku olmamalı evet..
ama korkulmamalı demiyorum korkutulmamalı diyorum..
Hadisteki gibi;
"Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz..Sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz. "
çünkü çocukluğumuzdan beri dışardan gelenlerle öğreniriz ne öğrendiysek..
en başta aile daha sonra diğer kurum ve kişilerin verdikleriyle belli bir bilince ulaşırız..
bu bakımdan inancımızın veriliş şekli de korku üzerine değil sevdirme üzerine olumlu yaklaşımlarla şekillenmelidir...
ve bilgi isteğin.
bu konu apayrı bir yerde duruyor..
bilgiye, hakikate ulaşma yolları çok çeşitli..
bunu sen gayet iyi biliyorsun zaten..
bu yüzden;
duygu ve içselliğin eseri bu yazı..
anlıyorum seni..
tebrik ederim...
öncelikle düşüncelerinize kesinlikle saygı duyuyorum, ve içten yazınızı tebrik ederim...
o kadar geniş cevabı kapsayan bir konuya değinmişsiniz ki okuduktan sonra bir kez daha anladım ki dini açıdan örneklerle ve menkıbelerle cevap verebilecek kadar bilgili değilim ne yazık...evet maalesef tv de çıkan son albümleri hemen ezberimize almayı çok iyi bilen, sabah işe giderken saatin ilk çalmasıyla işe geç kalacağım korkusuyla yataktan hemen fırlayan ve okula ise öğretmenlerin korkusundan gelecek kaygımızdan o dersleri su gibi ezberleyip beynimizin kçşesine bir bir kazıyıp bir tek duayı ezberlemeye zamanımız olmayacak kadar meşgul insaoğlu çıktık...dizleri kanayana kadar namaz kılan sahabelerimiz vardı savaşta bile namazlarını aksatmayan peygamber efendimiz ve müslüman atalarımız onların zamanları kıymetli değil miydi acaba? o zamanlar internet yoktu tekneloji yoktu insanoğlunun meşakkatleri çook farklıydı...bu söylediklerimin farkında olup karşısında tir tir titremen gerekirken bu kadar rahat dile getirip uygulamamanın cezası benim içimdeki muhasebemde çok çok ağır buna rağmen öyle bir dalmışım ki hayatın anlamsız olaylarına ben acıyorum halime...
Rabbim büyük biz kullarını hiç darda bırakmaz ama korkmuyorum lafı garibime gitti desem kızmayın bana düşüncenizdir saygı duyorum ama katılmıyorum...
saygıyla