- 1006 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Saksağan Bildirisi
İşaret parmağım ile orta parmağım arasındaki sigara oraya emanet olarak tutuşturulmuş gibi ağır ağır yanıyor. Ağzımdaki hastalık tadı geçmemekte ısrar ettikçe sigaraya abanıyorum yarısı genizime yarısı burnumdan dışarıya akmaya devam eden mukoza salgımı kontrol altında tutmaya peçeteler yetmeyince görev öncelikle kağıt havlulara sonrada tuvalet kağıtlarına geçiyor. Hayatında ilk defa pornoyu keşfetmiş ergen odasına dönmüş durumda etraf
Salon ve yatak odası arasında yapımında kaç adet ağacın kullanıldığını bilmediğim sümüklü kağıttan toplar geziniyor en son iki sene önce bu derece hasta olmuş olan biri olarak hasta olmaktan nefret ediyorum. İnsan hastayken ne dinlene biliyor nede tam bir yorgunluk haline kapılabiliyor, tambir tanım yapmam gerekirse bıkkınlıktan ötesi değil hasta olmak
Animal Planette Pelikan belgeseli var. Pelikan dediğin hayvan aslında pek bize uygun bir canlı değil nasıl desem pek benimseyeme mişimdir ben bu kuşu. Örnek olarak Turna dersen Leylek dersen ne bilim Karabatak dersen hepsini severim ama pelikan bir itici geliyor işte. Kendi halinde yaşam savaşı veren bir kuşa kin beslediğimin farkına varıp kanalı değiştiriyorum.
Şansımıza bir everme programı denk geliyor erkeklerle kadınları kapalı bir alana tıkıp onların ülkenin örf ve adetlerine göre hareket etmelerini isteyen ancak bu ülkenin örf ve adetlerinde sevişmek dışında her türlü atraksiyon mevcut tarzında bir program. Erkeğin bir haftada 5 kadına yazmasına yada bir kadının bir haftada beş erkeğe yazmasına izin veriyor. Yani sevişmek yasak ama fazladan duygu masturbasyonu gayet kabul edilebilir. Sevişen insanlara öcü gözüyle bakan varlıkların bu programların analizlerini yapmaları ne kadar komik değil mi.
Sanırsın ki üreme dediğimiz olay bakışarak oluyor başkası yok. Aslında keşke bağzı insanlar üreyemese diye içimden geçirmeden edemiyorum. Kedi ve Köpeklerin sistematik bir şekilde sokaklardan toplanarak kısırlaştırıldığı belli süre barınaklarda hapis tutulduğu kimse sahiplenmeyincede uyutularak yüksek dereceli fırınlarda yakıldığı avrupa toplumu bunu yakında insanlarada uygulamayı denemeli bence.
Kanalı tekrar değiştiriyorum sarı kara fatmanın biri tv ekranında Sherlock Holmes’cülük oynuyor. Eskiden Yalçın abi vardı bilirsiniz evet kurgu üzerine saçma sapan diyalogların olduğu bir programdı belki ama komikti. Hele ki o mükemmel yaşlandırma tekniği yok mu yada Tülayyyyyyy geri dön abi az lafı dönmemiştir ortamlarda. Traji komik olarak bir şekilde cahil bırakılmış insanları anlatıyordu. Şu sarı kara Fatma’nın programında ise işler daha da karmaşık hallere bürünüyor. Yakup Kadrinin Yabanını tekrar okur gibi hissediyorsunuz kendinizi.Cahil insanlar ancak tv nin etksiyle modern hayata post modern bir bakışla kenarından köşesinden uyum sağlamaya çalışıyorlar. Aldatmalar intiharlar sex tuzakları vs vb aslında bu tip patalojik vakaların ekran önünde olması ya aptallıktır yada bilinçli olarak yapılan bir toplum mühendisliği hikayesi. On dakikada var olduğum toplumdan nefret etmek için yüzlerce sebep ürettim programa bakarken. Marjinalite dediğimiz ve toplumun ekonomik olarak aşırı yüksek zümrelerinde dahi görülmeyen bu tip çetrefilli sex budalalığının toplumun asıl unsuru olan ekonomik olarak orta ve alt kısmına inmiş olması başlı başına bir çürümedir. Bu çürümenin bu tip programlarda reyting malzemesi olmasıda yeni katillere akıl fikir vermesi açısından budalalığın daniskasıdır.
Başka bir kanala zaplıyorum bu arada bir rulo daha tuvalet kağıdı bitirdim saçma sapan bir spor programı insanlar birbirine bağırıyor neden bu kadar çok bağırış var anlamakta güclük çekiyorum oysa insan kulağı insanın ses tellerinden çıkan sesleri duymak adına evrimleştiği için en küçük sese dahi tepki vermeye hazır bir yapı. Kapatıyorum tv yi gardroptan üzerime birşeyler geçiriyorum bu hastalık illetiyle savaşmak için ilaçlara ihtiyacım var. Köşedeki büfede satılmayı beklenen gazetelerde bombalar şehitler siyasetçi kavgaları büyük büyük sözler var. Gazete dediğin şey pacavradan ibaret bir ülkedeki günlük gazete trajları o ülkenin gelişmişlik göstergelerinden biri olsada gazete falan okumuyorum. Birçok gazetemiz olsada bizim gibi ülkelerde gerçek gazeteciler vurulduklarıyla kalır. Yalnız dikkatimi çeken bir haber var bugün Avusturyaya erasmus vasıtasıyla giden Türk öğrenci Viyana metrosunda üç afgan mültecinin tecavüzüne uğramış zavallı kız kendi ülkesindeki muhtemel kaderlerinden birine yurt dışında yakalanmış. Mini etek giyen kadın tecavüzü hak eder diyen arkadaşlar aklıma geliyor bir küfür savuruyorum.
Eczaneye varana kadar aklımın içinde turnaları ve pelikanları savaştırıyorum bence Turnalar kazanır o kadar halk ozanının sazına sözüne konu olmuş bu kuş benim için kutsal bir varlık değerinde. Aynı zamanda Alevi Bektaşi öğretisinde de bu kuşun önemli bir yeri olduğu türkü bağımlsısı bir arkadaşımdan öğreniyorum. Konu giderek uzuyor misal Yavuz Sultan Selim Memlüklüleri yenip Halifeliği Osmanlı sancağına katana kadar anadolu müslümanlarının daha çok bektaşiliğe yakın olduğunu. Hilafetin siyasi ve askeri bir güç olarak Osmanoğullarının eline geçmesiyle ilk mezhepsel ayrımların ortaya çıktığını falanı filanı düşünüyorum.
Modifiye şahinin çırtlak firen sesisyle yanımdan geçmesi ve benim belkide muhtemel bir trafik kazasından kurtuluşum bana düşünmenin pekte iyi bir şey olmadığını tekrar hatırlatıyor. Pelikan çılgın bir kuştur.
Yarım saatlik yürüyüşten sonra sokağa neden çıktığımı anımsayarak gördüğüm ilk eczaneye giriyorum. Bir adet penisilin türevi antibiyotik bir boğaz spreyi bir soğuk algınlığı ilaçı parasını verip dışarı çıkıyorum. Normalde acile gidip bu ialçları sigorta üzerinden alsam 10 tl ödeyecekken fark olarak şu an hepsini 12 tl ye alıyorum. 2 tl farkla yeni mezun olmuş acil doktorları ,yorgun hemşireler, kendilerini baş hekim sayan hademeler , CSI Miami setinde takıldıklarını zanneden jöleli güvenlikleri çekme derdinden kurtuluyorum.
Aynı saçma sapan düşünceler içerisinde evin yolunu bulmaya çalışıyorum yüksek ateşe bağlı sanrılar görüyorum pelikanlarla turnalar birbirine girmiş kelaynaklar hakem olmuş macın doksanıncı dakikası sahaya inen kartal bir pelikana bir turnaya dalıyor.Şahinler ve güverciler çilve peşinde bence en asalak kuş güvercindir martılardan bile kötüdür.
eve varıp ilaçları içip uyumam gerek....
Uyumak bir tip ölümdür vücudun bütün mekanizmaları en alt seviyede çalışmaya başlar bir tip soyutlanmadır. Şu kavgadan gürültüden kandan ve riyadan soyutlanmak ne kadar mümkün Tanrım çıldırmak üzereyim.
Facebook da gelinlerin tatlı telaşı diye bir sayfa varmış bugün öğreniyorum aslında facebook kullanmayı bırakmış olsam da facebook üzerinden toplumunuzu analiz etmeniz gayette mümkün.
Böyle bir görgüsüzlük olamaz israf dediğimiz şeyin ne olduğunu bu tip yerlere bakarak öyle güzel anlaya bilirsiniz. Kadın olgusunun alınıp satılabilen bir şey olduğu algısı yavaş yavaş kırılmış olsa da sayfaya yazan genç gelin adaylarının istekleri öyle delicesine ki. 500 parça yemek seti nedir lan oysa yeni evli bir çifte 2 tabak iki kaşık bile yete bilmelidir. Bir Hz Fatıma’nın çeyizini düşünüyorum birde şimdiki Hello Kitty tarzı muhafazakar israfı. İnsanlar çıldırmış olmalı dostum diyerek yanımdan geçen köpeğe selam veriyorum.
eve gidip uyumam gerek herkes delirmiş gibi....
Delilik bir tür farklılıktır herkes giyinikken çıplak dolaşan delidir.
misal bir şeyleri protesto etmek için soyunan insanlar onlar deli değil aptaldır.Elbette düşünsel olarak bazı şeyleri soyunarak protesto edebilirsiniz misal ben evde dahi giyinik olma durumunu protesto etmek adına kışlar harici genelde yarı çıplak olurum. Ama bir fikiri oluşu sözü vb protesto etmek için karşıt fikir oluşturmak adına soyunmak mantıksızlıktır. İnsanların sizin fikirlerinize saygı duymasını değilde size gülmesini yada aç gözlerle bakmasını sağlar sadece. Bir şeyi protesto ederken masturbasyon malzemesi haline gelen femen kızları gibi.
eve gidip uzun uyumam gerek herkes değil ben delirmiş olmalıyım...
Modern olmak nedir modernlik kavramını nasıl bu kadar yanlış algılayabiliyoruz ki. Misal LGBT bireyleri geçen seneydi galiba taksimde çırılçıplak soyunup striptiz yapmışlar ve insanlar onları alkışlayarak izlemişti. Bu modernlik midir yani bunun cinsel yönelime yada seçime nasıl bir faydası olabilir ki. Bu toplumda bu kavramın içi öyle boş ki. Elbette insanların nasıl giyineceği nasıl dolaşacağı yada kimle nasıl sevişeceği umrumda değil. Ancak bu tip çıplaklık nudist kampları dışında modern dünyanın hiçbir ülkesinde kabul göremez. Hak ve fikirler yine fikirlerle savunulur ve çürütülür
eve gidip kesinlikle uyumam gerek....
Pelikan bir kuşsa saksağan kuşun alasıdır
saksağan kuşların kralıdır
saksağan en asil kuştur....
sevda kuşun kanadında diyor ya
bence o kuş saksağan dır
pelikanlara ölüm
yaşasın tam bağımsız saksağanlık
www.youtube.com/watch?v=LmM_HW684Dw
YORUMLAR
kendimi şöyle bi sokağa atsam, önüme gelene dalsam. toplu dalmazlarsa teke tekte çoğunu döverim. kadınlar hariç:)
aydın boysan demişti sanırım "şu ülkede değişen, güzelleşen tek şey rakının tadı." gibi bir laftı.
televizyon dünyasında da değişen pek bi şey yok anladığım kadarıyla. hala aynı uyduruk programlar vardır heralde, belki elemanlar değişmiştir gidişat aynıdır. o alemde neler oluyor bilmiyorum, merak da etmiyorum. aslında merak ediyorum, şu tartışma programlarına katılanlar konuşmayı öğrendiler mi? mesleği spikerlik olan kişiler a-u sesleri çıkarmadan, kekelemeden, düzgün bir şekilde konuşabiliyorlar mı artık?
bir de saksağan dedin de çocukluğumuzun beşiktaş kuşuydu o. beşiktaş şampiyonluğa gidiyormuş, şampiyon olacak mı?
Değerli dostum yazınızı okuyunca epeyi bir tebessüm ettim çok keyifli bir yazıydı. Hani bir söz var ya öpürsende köpürsende elde olan bu yapacak bir şey yok diye,yani on yıllar içerisinde oluşturulan toplum yapısı bu, farklı bir şey olsa dükkan sizin.
Ülkede olanlar şunlar;
=Uygar bir toplum olmanın ön şartının soyunmaktan geçtiğini hatta Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği muhasır medeniyet seviyesini ülkede çıplaklar kampı açmak olduğunu sanan dünyayı ve yaşamı cinsel organı üzerinden görüp yorumlayan insan yığınları var.
=Evliliğin ve mutluluğun olmazsa olmazını tapu senedi ve yüklüce banka hesabı üzerinden gören, kim ipler maneviyatı imanı diyen insan yığınları var.
=Kendisinin cebinde cay içecek parası olmadığı halde spor aktif gözükmek adına kahvehanede televizyon başında falanca futbolcunun aldığı milyon dolarlık transfer ücretinin az olduğunu futbolcunun hakkının yendiğini savunup bunu kendine dert edip üzülüp öfkelenen insan yığınları var.
= Ülkede milyon dolarlık rezidans dairler kapış kapış satılırken üç yüz beş yüz bin dolarlık otomobillerin daha memlekete gelmeden aylar önceden parasının yatırıldığı bu ülkede, Pazar yerinde yere dökülmüş çürük zerzevatı evine götüren çöpten kağıt ve hurda toplayan ya da asgari ücretle yarı aç yarı tok bir hayatı yaşadığı halde siyasetçilerden yaşam standardının yükseltilmesini ve gelirinin artırılmasını isteyeceğine politikacıların gazına gelip vatan millet edebiyatıyla ortalığa dökülüp kendini paralayan insan yığınları var.
=Bu ülkede şehit aileleri nasıl geçinir? ne yer? ne içer? nasıl yaşarlar umurunda bile olmayan bunu kendine dert etmeyenler şehit cenazesini siyasi amaçları için kullanan bir insanın ölümü üzerinden iktidar partisi kimse onu vurmak için demagoji yapan ahlaksızlar ve bu iğrençliği ayakta alkışlayan insan yığınları var.
=Evinde kitap bulunduğu için akıl dışı bir mantıkla suç sayıldığı için ve yıllarca şiddet gördüğü hapis hayatı yaşayan sindirilip susturulan insan yığınlarının olduğu bir ülkede kaldı ki bu liste böyle uzar gider aristokrat halk yığınlarını bekleyecek değiliz ya! dükkan da olan bunlar. Dolayısıyla ya, eve gider pelikan mı yoksa saksağan mı hangi kuşun daha kaliteli olduğunu düşünürüz ya da on yıllardır kişiliksizleştirdikleri bir milletin beynini nasıl kuşa çevirdiklerini.
Ya da boş ver dostum en iyisi hiç düşünmeyip koyup kafayı uyumak.
Kaleminize emeğinize sağlık.
Saygı ve sevgilerimle.