- 606 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLE GARİPTİR Kİ HAYAT...
Öyle Gariptir Ki Hayat
Öyle gariptir ki hayat… Ne zaman ne yaşanacak, ne olacak kimse bilemez. Hayatı anlamak o kadar zor ki; karşımıza ne zaman ne çıkacağı asla belli değildir.
Hayat nedir peki? Kimilerine göre 3 günlük dünya, kimilerine göre hiç bitmeyen bir mutluluk, kimilerine göre ise acımasızdır hayat. Ya size göre hangisidir hayat? Bana göre hayat; çok uzun gibi gözüken ama aslında çok kısa olan bir yolculuktur. Yani 3 günlük dünyadır.
Hayatta 3 evre vardır. Dün, bugün ve yarın… Diğer bir deyişle doğma, büyüme ve ölüm… O kadar uzun gözükür ki hayat insana insan asıl hayatta olma gayesini hep unutur bu yüzden. Dünyalık menfaatlerinin, paranın, varlığın peşinden koşar hep. Ama asıl gaye nedir? Allah’a kulluk etmektir. Hayat göz kapatıp açıncaya kadar geçen bir zaman dilimindedir. Dün 5 yaşında çocuk olup bıkmadan usanmadan oyun oynayan, hep ne istersin sorusuna oyuncak diyen insanlardık. Ya bugün ne istersin sorusunu soran kişiyiz. Yarın ise belki de hiç hatırlanmayacak kişi.
Gözlerimizi kapatalım ve geçmişimizi hatırlamaya çalışalım. Kendinize ilk sorduğunuz soru ne? Dün bu olaylar oldu. Bugün ne olacak? Yarını düşünmek için geç mi? Hayır asla geç değil. Ama düşünüyorsanız geç değil. Düşünmeden yaşamak size dünyevi bütün zevkleri tattırır. Düşünerek yaşamak ise asıl gayenizden sapmamanıza yardımcı olur.
Birçok şey yapılabilinen, 100 yıl yaşayıp da ölen bir kimse için arkasından bir ömre neler sığdırdı denir. Peki asıl gayesine 100 yıllık ömründen ne kadar zaman ayırdı. Eğer hiç zaman ayırmaya tenezzül etmediyse en çok hayatı boşa geçen insan işte o kişidir. Arkasından her şeyi yapabildi de gitti demek doğru olan değildir. Doğru olan Allah’ın verdiği ömrü hiç kullanamadı demektir.
Yukarıda düşüncelerimi belirttiğim görüş -benimde görüşüm – 3 günlük dünya görüşünü savunanlar içindi. Şimdide iç bitmeyen mutluluk açısından dünya ya bakalım okurlarım.
Sınırsız mutluluk… Hiç bitmeyen mutluluk… Şu uzun hayatta ne sığdırırsak hayatımıza o kadar daha çok mutlu oluruz demek. Ne sığar ki şu uzun(!) hayata… Eğlence, para, kariyer ve daha nice dünya işimi. Unutmayalım ki; insan eğlendikçe eğlenmek; parası oldukça daha fazla para; makamı,kariyeri oldukça daha da üst makam kariyer ister. Bir arsa dolusu parası olsa ikinci arsayı da ister. Bu kadar parayı ne yapacak? Mutluluğu için mi harcayacak? Yoksa bu kadar parayı asıl gayesi yolunda mı harcayacak? İşte bu en önemli şeydir hayatta ki. Elindeki şeyi neye, nereye, kime kullanacaksın.
Birkaç cümlede acımazdır hayat diyenler için yazıp yazımıza son verelim. Yüce Allah her insana rızkını verir. Kimilerine tabir caizse kamyon dolusu; kimilerine ise el arabasıyla. İşte bu kişiler el arabası olanlar. Elindeki şeylere şükretmeyenler. MazaAllah bu insanı şirke kadar götüren bir işlevdir. Elindekiyle yetinmeyi bileceksin. Bu insanlar sınırsız mutluluk düşüncesiyle bir yerde çakışır. Biri daha çok zengin olmak diğeri ise elindekini beğenmeyip başka şeyler istemek. Ama bu çok yanlıştır. Çünkü sen acımazsızlık içinde bir hayata gelmedin. Mevla seni hep kolladı gözetti. Ama sen elindekine şükretmedin,çalışmadın Mevla da sana vermedi.
Yazımızın sonuna gelmişken şöyle de bir nasihatte bulunmak istiyorum haddim olmadan. Dünya işini ne eyleyeceksin.Asıl gayenin peşinden git. İyi günler vesselam.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.