- 803 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ALIN TERİ
Yıl 2007...
Büyük oğlumun düğünü yakın...
Düğünümüz için gelecek olan yakınlarım rahat etsinler diye köşe koltuğu almaya karar veriyorum. Açılıp büyüyen, koca bir yatak görevi gören...
Bende derin bir iz, bir anı bırakacak olan o gün gelip çatıyor. Nihayet bej rengi koltuğum geliyor ve emekçi bir bey koltuğu güçlükle taşıyıp küçük odaya yerleştiriyor.
Mevsim yaz, hava çok sıcak!!! Adamcağız eğilince, alnının teri gökyüzünde yoğunluktan ağırlaşan koyu gri bulutlar gibi yağıveriyor birden koltuğun üzerine...
Önce hafiften kızıyorum belli etmeden. Koca bir leke oturuyor peşinden!.. Kuru bir teşekkürden sonra adamcağız gidiyor ve ben hemen silmeye girişiyorum düşünmeden...
Alın teri bu, silinir mi hiç!!! İzi kalır derinden... Sanki koltuğa değil de, yüreğime oturuveriyor!..
Safça, tertemiz yağar da alın teri, denizin tuzu gibi salıverir nimetini... Silerim silerim çıkmaz, meğer ne kadar önemliymiş alın teri!..
Kim bilir Doğu’da, Güney Doğu’da, yurdumuzun dört bir yanında ve hatta dünyada ne emekler vardır, gökyüzünce bizim olan, yüreğimize yağmur olup yağan, denizin tuzunu, kokusunu emeğine katıp inci gibi yüreğimize dokunan...
Emeğe, alın terine saygıyla hayatımıza anlam katan tüm emekçi ve işçilerimize bin selam!..
18.09.2014 / Kadriye PERVAN
YORUMLAR
Kıssadan hisseyi de geçmiş... Bizzat yaşanmış. Düşündüm de, aynı olay bizim başımıza gelseydi, sanırım sizin yaptığınız gibi elimize bir bez alıp silerdik... O alın terine hiç bu açıdan bakmazdık. Namusuyla,dürüstçe çalışan her insanın alın teri değerlidir.
Kutluyorum sizi.