- 307 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Felsefenin Doğuşu 9
Kendi üzerindeki emzirilme tutumu içinde ya da başkasının emzirilmesi içindeki izlenen yolu ve ritüelime edilen tutumlarla gözlemi yapılan şey, melezi çocuğun iç dünyasına yansıyordu.
Çocuğun gözlemini yaptığı şey ya üzerinde oluyordu; ya da çocuk kendisini, gözlemini yaptığı bu seremoninin içine koyuyordu. Melez çocuğun geçiş ritüeline yaptığı bu tür gözlemcilikler, kendi üzerine kendi düşünmesini yapıyordu. Yani çocuk, İttifakı lığını determine eden bu ilahi mana etkisini, iliklerine kadar duyuyordu.
Melezlerle, saf totem aiti kişiler arasında aitti oluş ve ritüeli oluş farkları vardı. Farklı ritüeller saf totemciliği temsil eden ilah kişilerle; melezlerin arasına girdi. Bu ritüeli aralayışılar, ilahlarla melezler arasında mesafe demekti.
Bu aralayışılar, ilahlarla melezler arasında görünmez duvarlı sınırlar demekti. Melezdeki zaman mekân farkının kutsamasını veren algılardı. Bunlar, ortam içindeki melezler üzerinde; kadının ve erkeğin ilah oluşunu biçimlemeye giden etkilenici yollardan sadece birkaçıydı.
Kadın, erkek ilah sadece ittifakı gözlemleyen melezlerin gözünde; saf totem soy temsilcisi olmakla gördükleri ayrıcalıklı işlerdi (ilahın işleriydi). Saf totem soy temsilcilerse hem totem dönem yaşantısını bilip, yaşayanlardı. Hem de ön ittifakı süreci başlatıp, ön ittifakı sürecin inşa olmasına dek kurucu ilkelerin kararlarını alanlardı.
Melezler içine doğdukları ön ittifakın olağan şartlarına göre totem dönemi anlayamıyorlardı. Totem dönemin ön ittifaka sınırlı sonlu ve kesikli sürekli olduğu düğüm noktasını aşmak meleze zor geliyor adeta bu nokta geriye doğru gözbağı, akıl bağı oluşla ökülte geliyordu. Yani ilahlara ayan beyan olan nokta, melezlerin kör noktasıydı. Bu fark ta ilahları ilah kılardı.
Ve dahi bu ilahlar; kendi totem aiti kadın erkek ilahlarının kendi aralarındaki tohumlanmayı ilk kez yasaklayan kişi ilahtılar. Artık ilahların bir grup AN (yukarı bölge, yukarı yer, gök yer totem grubu) ve diğer aşağı yer toprak bölesindeki grup Kİ oluşla iki karşıt ilahların temas etmeleri sonunda ikinci kuşak ilah melezleri oluşuyla Annunakiler diğer varyantlarla Lahmu ve Lahamu doğuyordu.
Köleci dönemin kendi mantığına göre hizmet etsinler diye yaratıldığını söylediği insanlar bir anlatışa göre Annunakilere hizmet için Marduk tarafından yaratılmıştı. Başka bir anlatımla da insanlar annunakilerin canından kanından yaratılmışlardı. Yani insan melezlerden doğanlardı.
An ve ki totem gruplar teması, sözcüklerinde bileşimi oluşla AnKi; EnKi, ANuruKİ, ANnunaKİ türü kavramsal kullanımlar da doğuyordu ki bunların temasıyla da bunların canından kanından insanlar yaratılacaktı. Bu söyleyişler daha sonraki unutmalı anlatımlarda birbirinin yerine ve görevine geçen kavramlar gibi anlatımlarıyla da kavram ve anlam kargaşası olacaktılar.
İlahlar, kendilerine ve ön ittifaka yasa ve yasak koyanlardı. İlahlar, insana sözünü tutacağına ilişkin söz veriyordu. Totem döneme başlangıç söylenmez. İki nehrin karşılaşması gibi olan ön ittifakla bu noktadan itibaren ilahlara değil olaylara ve insanlara başlangıç noktası koyup, olay ve insanları tarihle anlatıyorlardı. Totem dönemi belirten evvelde pi lul da (töre-söz- vardı) diyorlardı.
İki totem grup kültürü olan sözle, gelenek olan töreler birleşince; üreten ilişkili sentez içinde geçmez ve yetmez olmuştu. Sosyal çatışma başlamıştı bu nedenle evvelde söz vardı (Pi Lul Da) diyorlardı ve akabinde de şimdi “yasa-kanun- var diyorlardı.
İttifakı girişme müthiş bir milattı. Ön ittifaklar hızlı gelişen bir sentez uygarlık oluşla, temasın travmasını da taşıyan sosyalce şok hafızaydı. İttifakı girişmeler, ittifakı her şeyin ve insanoğlu oluşun başlangıcı oluşla söylediler. Zaten ön ittifaklardan önce de temas yoktu, insan yoktu.
İlahilerde ya da yaratılış destanında. “Yer yoktu (Ki grubuyla temas yoktu). Gök yoktu (An olan grupla temas yoktu). İsimler yoktu (birbirini yön adıyla, yer adıyla çağırmıyorlardı). Ne demet edilmişti buğday ne demet edilmişti ot” deyişiyle de ittifakın bir arada birlikte gördüğü totem meslekli işler sayılıyordu. Bir zamanlar insanlar… Diye başlayan cümleler kuruyorlardı.
Ön ittifakın bu anlatımlarında, totem dönemin “T’si’ bile yoktu. Totem dönem hafızalara ilahların söylediği, içinde ilahların olup; yaşadığı, ilahi dönem oluşla imgelem oluyordu.
Felsefe, totemi bilinçli anlayışa göre ittifak içinin totem dönemde hiç düşünülmeyen yerleri içindeki yaşantı aşmalarının sentezci birleşme bağıntılarıyla oluşan türlü düşünmenin niş ve oyuklarını açıyordu. Felsefe; ittifak içinde açılan hol ya da niş ve oyuklarının ittifakı bağıntılı alan etkisi kazanmasıyla yeni yeni var olma inşa aşmaları içinde kendi inşasına neşvü nema buluyordu.
Kısaca ilahtı kavranışlar ve ilahtı felsefe; ittifakı yaratanların gördüğü işlerle olan yansımayı ve ilahların geçmişe doğru olan totem dönemi de kapsar olmalarının ansal uzamı da ilahla izafeli özdeşleşme oldu.
Totem dönem ilahlar tarihi olan imgelemlere dönüştü. Ön ittifaklar da insanoğlu tarihine dönüştü. İlahi anlam, ön ittifak içine doğan melez kuşakların üzerine baskıladıkları kendi ilahtı etkilerinden oluşuyordu.
Melez kişimiz, kendi doğumundan sonrayı gözlüyordu. Hali hazırda olan ilah, totem dönemde yaşamışla gelip ön ittifak içinde totem dönemi de biliyordu. İlahlar melezin yaşadığı kadarla bildiği, melezin içinde yaşadığı ama melezin farkında olmadığı inşa ile melezi dönemi bina ediyordu. İlah, doğal olarak melezin bilmediklerini biliyordu. Bu nedenle ilah; “ben sizin bilmediklerinizi biliyorum” diyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.