- 1007 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
"Düğmelerin Savaşı"
Hayata belli vakitlerde ara vermek gerekiyor bazen..
Kimi zaman müzik, çoğu zaman şiir ve kimi zaman da bir film ile...
Durgun bir günün akşamında sabah vardiyası yorgunluğundan olsa gerek hayli isteksiz bir vakitte elimde kumanda ile birşeyler aryordum televizyonda ama bilmiyordum aradığımıda.
Son zamanların modası olan diziler pek dikkatimi cezbetmediğinden sinema filmi olmasına dikkat ediyordum, türk kanallarında olmasa da alman tv kanallarında mutlaka bulacaktım ama ilk tercihim elbette Türk filmi ya da çevrilmiş bir sınama filmiydi.
Böyle dolanırken bir tv kanalında filmin giriş müziği olan flüt tınıları ile büyülenmiş gibi takılıp kaldım yazıları okumaya. Hoş hepsi de yabancı isimlerdi zira bu durgun gece de karşıma çıkan İngiltere, Fransa, Japonya yapımı bir filmdi.
İlgimi bir hayli cezbetmişti bu başlangıç bile.
Büyülenmişçesine başladım izlemeye, dikkatimi çeken çocukların başrolde olup cıvıl cıvıl oyunlarında saçtığı neşeydi.
Zaten yabancı film izlerken bu hep dikkatimi çekmiştir özellikle bazı ülkelerin şehirlerinde sokakların soğuk kaldırım taşları ya da eski bölünmüş edalı mahalle haritası esnek havalı ve insanın oldukça içine huzur veren sıcak hüzün görünümlü evlerin ıslak dumanlı bacaları.
Öyle ya insanlık her ülkede insan hüzün her ülkede aynı dildeydi.
Durgun televizyon ekranım birden onlarca çocuk sesiyle canlandı sanki.
Filmde komşu mahallelerde yaşayan iki farklı çocuk grubunun uzun yıllardır savaş oyunu adı altında birbirleriyle kıyasıya fikirler üretip galip gelme çabası başroldeydi aslında.
Lakin çocukların savaşı öyle büyükler gibi kan silah ile değildi. Çamur, toprak, buğday tarlaları, masmavi dere suları, mısır tarlaları ve düğmeler..
Evet düğmeler..
Düğmeler rengarenk, hayatı sanki içine hapseden bir düğme kavanozunun konuşması gibi birşeydi çocukların sesinden.
Evet filmin ismi "Düğmelerin Savaşı"
Yapımı : 1994 - İngiltere, Fransa, Japonya
Tur : Aile, Dram, Macera
Yönetmen : John Roberts
Oyuncular : Liam Cunningham, Colm Meaney, John Cleere, Gregg Fitzgerald, Gerard Kearney
Orijinal İsmi: La guerre des boutons
Tur: Aile,Macera
"1938 ve 1962 yıllarında da sinemaya aktarılan Louis Pergaud’un ‘La Guerre des Boutons’ adli romanından uyarlanan ‘Düğmelerin Savaşı’nın senaryosunu Oscarlı senarist Colin Welland kaleme almış. İrlanda’nın Cork bölgesinde yer alan Ballydowse ve Carrikdowse adlı iki komşu kasabadaki çocuklar arasında gergin bir mücadele yaşanmaktadır. Ballydowse kasabasının öğrencileri Carrikdowse kasabasındaki öğrencilerin üniformalarındaki düğmeleri keserek ‘Düğme savaşlarını başlatırlar.Ancak yanıt almakta gecikmezler.Savaş karşıtı mesajlarıyla beğeni toplayan etkileyici bir macera filmidir bu nadide eser."
Konusu yukarda da belirtildiği gibi komşu mahallelerde yaşayan iki farklı çocuk grubu, uzun yıllardır savaş oyunu oynamaktadır.
Lebrac, Longeverne bölgesindeki çocukların lideridir.
Ne var ki babasının ölümüyle hayatın çocukça bir savaştan çok daha fazla olduğunu fark eden Lebrac, zor bir seçim yapmak zorundadır.
Konu ayrıca çocukça yaşanan o enfes oyunlar ve onların lideri olan Lebrac’ın yapması gereken ve alması gereken önemli bir kararın öncesinde geçen bir renkli hayat.
Film de en çok dikkatimi çeken hangi dilde hangi ülke de olursa olsun çocuların hep aynı neşe ve çıkarsızlıkla beyinlerinden nakşedilen duygusal anlar ve yine hangi dil ya da ülke olursa olsun çocukların dizlerindeki oyundan kalma yaralardı.
Yüzüme tatlı bir tebessüm ara ara da duygusal ve hatta öyle bir an geldi ki filmin finaline doğru hafif bir ağlama hissi bırakan ama hayata tutumanın verdiği heyecan ile yine çocukların kahkahasında gülümsediğim naif bir filmdi.
Filmin sonuna Lebrac yıllardır peşinden koştuğu galibiyetin düşsel güzelliği ve heyecanını bırakıp artık bir yetişkin gibi alması gereken kararı alması damgasını vurdu.
Aldığı karar doğrultusunda Lebrac uzak bir şehre gitmeli ve liseyi orda devam etmeliydi bu da demek oluyordu ki tüm renkler belki de birden siyah ve beyaza dönüşebilirdi onun için.
Zor kanaat geçindirdiği annesi ve sınıf öğretmeninin verdiği çabayı da boşa çıkarmak istemeyen küçük kahraman, almıştı sonunda kararı ama yerine bırakması gereken başka bir lider olmalıydı.
Sonkez yapacakları düğme savaşının ardından bunu tüm arkadaşlarına söylemeliydi. Öyle de yaptı. ama geride kalan arkadaşlarının bu defa ki lideri bir kızdı.
Çocuklar hep bir ağızdan "ama o bir kız" diye seslendiler. Lebrac liderlik için cinsiyet değil cesaret ve ileriyi görmek gerekiyor bu da bu arakadaşımızda mevcut deyip el sallayarak otobüsüne binip gitti...
Bir çocuktan bile öğrenilecek çok şey vardı bu filmde.
Ve bir film izlerken önyargısız izlemeye başlamak yeni bir dünyaya iki saatlik de olsa küçük renkli bir pencere açmak gibidir.
Bunu bu güzel filmde tekrar anladım, naçizane tavsiyemdir.
Yine olsa yine izlerim dediğim nadir filmlerden.
30Nisan2016 / Z.Nâr
YORUMLAR
Nar-ı Çiçek
Değil mi ama :)
Teşekkürler değerli yoruma. Sevgiler
İzleyecek film bakıyordum kendime bu hafta sonu. İyi ki böyle bir yazı yazmışsınız. Teşekkür ederim.
Çocukluğun olduğu her yerde masumluk var elbet. Çocuk her yerde çocuktur.
Güzel yorumlarınız içinde teşekkür ederim.
Nar-ı Çiçek
Beğeneceğinizi umuyorum.
Teşekkürler saygılar.
İsmi çok güzel, ilginç ve renkli...
Çocuklara kötü olan ne varsa biz büyükler öğretiyoruz...
Kavgayı, korkuyu, endişeyi, nefreti, kin tutmayı, şiddeti...
Oysa dediğiniz gibi onlara bunları öğretmeden önce bizim onlardan hoşgörüyü, dürüstlüğü, sevgiyi, barışı ve şeffaflığı öğrenmemiz gerek...
Lebrac'ın yaşam öyküsü bize unuttuğumuz bazı değerleri tekrar hatırlatacak sanki..
Listeme aldım ilk fırsatta üstelik oğlumla birlikte izlemeyi düşünüyorum...
Teşekkürler sevgili Nar böyle bir filmden haberdar ettiğin için...
Sevgiyle...
Nar-ı Çiçek
Inşallah beğenirsiniz.
Izledikten sonra fikirlerinizi belirtin lütfen vaktiniz olursa.
Güzel yorum için de ayrica teşekkürler.