Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
nitemtran
nitemtran
@nitemtran

Günah

30 Nisan 2016 Cumartesi
Yorum

Günah

15

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

2000

Okunma

Okuduğunuz yazı 30.4.2016 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Günah

Günah










* Öykümde kullandığım fotoğraf/resim bana ait değil, internetten alıntıdır.

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Günah Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Günah yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Günah yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
olricx
olricx, @olricx
2.5.2016 16:16:58
.

olricx tarafından 5/19/2016 3:14:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL, @serhatbingol
2.5.2016 00:09:08
Değerli dostum Nithem
Hem yazını hemde değerli dostların harika yorumlarını okudum doğrusu fazla bir söz kalmamış geriye söylenecek güne yakışan paylaşımınızı gönülden kutlamaktan başka, tebrik ederim.

Kaleminize emeğinize sağlık

saygı ve sevgilerimle.
Etkili Yorum
Yahya Oğuz
Yahya Oğuz, @yahya-oguz
1.5.2016 21:12:11
Metin ağabey çok tebrik ederim. her öyküde daha da ağırlaştığınızı görüp hayran oluyorum. karakterlerin iç dünyasını tasvir etmek ve bu dil çok etkili olmuş. bence bunu devam ettiriniz. bu tip kurgular ancak bu şekilde bir anlatımla etkili oluyor. dahası bu tip öyküler yazılandan çok daha fazla içerik barındırıyor, okurun metni sorgulayıp içeriğini içselleştirmesi daha yaygın oluyor. zaten yazarın da amacı bu değil mi? Öykünün konusuna gelince empati yapılması zor, aktarılması daha da zor bir konu.
öykünün tek kusuru ise anlatıcının farklılaşması. bence bunu yapmayınız. özellikle kahraman bakış açısıyla aktarılan öykülere başka bir anlatıcı tekniği ile yazılmış paragraflar bütünlüğü bozuyor. öykü hangi anlatıcı ile başlamışsa onunla devam etmeli diye düşünüyorum.
tebrikler, saygılar
Nar-ı Çiçek
Nar-ı Çiçek, @nar-icicek
1.5.2016 16:08:28


Hem ders verici hem çok hüzünlü..
Değerli bir yazı.

Tebrikler usta kaleme.
Saygılar
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
1.5.2016 13:34:08

çok ilginç konuları, çok güzel kaleme alıyorsunuz

yine beğeni ile okuduğum bir yazı oldu

yerine ve güne çok yakışan

kutlarım

saygılarımla


Mavilikler
Mavilikler, @mavilikler
1.5.2016 13:24:37
Psikolojik gözlemlere yer veren yazıların yeri her zaman bir başkadır bende. Sizin yazınızda da bol bol böyle gözlemler var. Bu nedenle de hemen içine alıyor insanı. Bir yazıda iç dünyalar anlatılıyorsa, o yazıda okurun kendinden bir şeyler bulması çok daha kolaylaşıyor. Çünkü özde hepimiz o kadar aynıyız ki aslında. Eksiklerimiz, zaaflarımızla bir yanı delinmiş, su alan sandallar gibiyiz. Düşe kalka bir rota tutturmaya çalışıyoruz. Yazınızda doğrusuyla, yanlışıyla İNSAN vardı. Her satırında kendimizden bir şeyler bulabileceğimiz, kahramanlarıyla özdeşebileceğimiz ender yazılardan... Büyük keyifle okudum. Kaleminize sağlık :))
Tante Rosa
Tante Rosa, @tante-rosa
1.5.2016 08:48:35
Beni en çok bavulun beş yıl sonra gelişi etkiledi. Beş yıl titizlikle -arzu nesnesi olarak- saklanmış olması, aşkın içsel olarak beş yıl daha sürmüş olduğunun kanıtı gibi. Beş yıl sonra yeni bir sevgili sebep olmuş olabilir mi bavulun elden çıkmasına? Ya da ölenle ölmeyi bırakıp yaşamaya karar vermiş olmak.

İçinden daha nice öyküler çıkarılabilecek ilham veren bir öykü olmuş. Güne çok yakışmış.

Tebrikler...

Tante Rosa tarafından 5/1/2016 8:56:10 AM zamanında düzenlenmiştir.
HakkınSesi
HakkınSesi, @hakkinsesi
1.5.2016 03:02:37
el mevzusu önemli. aslında herkesin değerli saydığı bir el vardır ömründe. çoğaltılabilir de. ki değerli eller öpülür babında, anne-baba-hoca hariç el öpülmesi hoş karşılanmaz. mevzu elbette el öpme değil. günahın ilk tohumu dayanak kısmıdır her zaman. hiç günah işlemiyormuş gibi gelse de insan kendine, dayandığı yer onun dayanacağı asıl soyutluğu barındırmadığından bir nevi gölgesine nazar itibariyle fenalık düşürmeye başlar.

şu 80'ler havası sanırım, metinde biraz var. damla sakızı gibi kalmış köşesinde berisinde. bu arada metinle alakamın da olmadığının farkındayım.

Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
1.5.2016 03:00:11
Bence Osho'dan nakil yapan radyocular ne yaptıklarının farkında değiller. Osho uyuşturucudur. Sahte mutluluklar yaşatabilir ama temelinde yanılmış bir felsefedir onunkisi. Zira öyküdeki karaman da, onun en azından "karşılıksız sevmenin mutluluk getireceği"" tezini çürüten binlerce örnekten biridir.

Sayın Kemnur'un yorumunu okumasaydım "abinin" kişisel durumunu kesinlikle anlayamazdım. Çünkü çok üstü kapalı geçilmiş. O kısım okurun kavrama kabiliyetine bırakılmış.

Anlatımı çok beğendim. Benim "okur zevkime" çok yakın. Daha da uzasa hiç sıkılmadan okurdum. Hatta bu konu biraz daha uzasaydı dediğim yerler bile oldu. İç sesler benim vazgeçilmezimdir kesinlikle. Bence hareketlerden, sözlerden, bakışlardan daha daha etkilidir iç sesler. Karşımızdakinin iç sesini duyabildiğimizi bir düşünsenize. Bu müthiş bir şey. Fakat mümkünatsız. Hayatın bu eksikliğini edebiyat kapatıyor.

İlk öykülerinle son öykülerin arasında çok büyük fark var bana göre. Böyle baş döndürücü değişimi bir de Ayhan Abi de görmüştüm. Okuyabildiğim yazarlar arasında bu açıdan emsalsiz iki kişisiniz.

Sen hem "işe yarar yorum" konusunda hem de yazılarınla benim vazgeçilmez yazarlarım arasındasın.

Çokça tebrik ediyorum Metin Abi.

Saygılarımla.
beren yılmaz
beren yılmaz, @berenyilmaz
1.5.2016 02:34:26




Aşk'ın tarifinden,tanımından çok hikayesi onu değerli kılar... Her'şeyin'adı aşk !






sevgiler



beren yılmaz tarafından 5/1/2016 1:41:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
1.5.2016 01:17:55
çok derinde olan şeyler zamanla sıradanlaşıyor...veya içimizde olanlara sessizce bir perde çekiyoruz..

..
Irmak Yosunkent
Irmak Yosunkent, @irmak-yosunkent
30.4.2016 22:55:03
O 'iç ses' belki de insan olabilme sesidir hocam,
vicdan'dır bir yerde, kendini severken tüm dünyayı kucaklayacak kadar
kollarını açmaktır biraz da,
sonra hep iyi ve kötü olanın, insana yakışan ile yakışmayanın,
öyle çok uzağa gitmeye gerek yok zaten, içi'nde bir yerlerde...

Şöyle düşündüm tam da bu anda, kirlenmeyen, kirletilmeyecek ve insan ruhunu kirletmeyecek tek şey varsa o da Aşk'dır, dedim.
Çünkü aşk kendisi nötr olan, nötralize eden, ruhu tüm beşeriyetlerden arındıran saflıktır..
Saf olan'dır...

Burdan uzak diyarlara götüren, geçmişe, sonra bu güne getiren,
bir oralarda, uzaklarda; sonra yine buralarda, yakınlarda ve en nihayetinde insanın içinde, iç sesi'nde sonuçlanan ve sorgulatan güzel bir öyküydü..

Tebrik ederim hocam,
selam ve saygılarımla..
Kemnur
Kemnur, @kemnur
30.4.2016 22:47:21
8 puan verdi
Hayatta her şey sıradanlaşıp önemini yitirmeye mahkumdur. Bu düşünce çerçevesinde anlatılan bir aile dramı var…
Abinin babanın gitmesini hiç istemediği Almanya’da bir trafik kazasıyla ölümü, annenin onu evermek için çabaladığı bir döneme denk gelmiştir. Cenazesi getirildiğinde eşyalarının getirilmediği, eşyalar önemsenmediğinden kimsenin aklına gelmemiştir. Abinin Yugoslav arkadaşı telefon edip onun eşyalarını getireceğini haber verince aile bir şaşkınlık geçirir. Bunun sonucu abinin Yugoslav ile yaşadığı ilişkiyi ortaya çıkarmıştır. Abi bir homoseksüeldir. Bu gerçek zaman içinde sıradanlaşıp kabullenilmiştir. .
Ölen abinin beş yıl sonra Yugoslav arkadaşı tarafından getirilen şahsi eşyaları abiyi hatırlatan bir kokulu deterjanla yıkanmış, temizlenmiş, bavula titizlikle yerleştirilmiştir. Daha sonraları aynı kokulu deterjanı her kullanışında abisini yeniden hatırlayacaktır. Bu da her tutku gibi sıradanlaşıp olağanlaşır.
Ve anlatıc,ı kız kardeşin kocasına aşıktır. Bu aşk da zaman içinde sıradanlaşıp önemini yitirmiştir.
Evin annesinin ise İçine sindiremeyeceği kabullenemeyeceği şeylerdir bunlar. Çünkü o kabullenenlerden çok farklı bir neslin bireyidir ve eğitimini yeni nesil gibi radyo ve televizyon zırvalarından değil, inançlarından almıştır…
Anlayana, çok şeyler anlatan bir öyküydü. Alıştığımız sınırları zorlamışsınız ve güzel bir kurgu oluşturmuşsunuz. Tebrikler. Selam ve saygıyla
Erhan Korkmaz
Erhan Korkmaz, @erhankorkmaz
30.4.2016 12:40:08
Bu güzel içten öykünün altında Farid Farjad'ın classic parçaları güzel gitti. Okurken, keman sesiyle dalgalandım...
Hocam belki bilirsiniz Osho adında bir düşünür var. Hindistan'da yaşamış hatırı sayılır bir düşünür. Kendisinin de mutluluk, arayış, öz benlik üzerine bir çok konuşması mevcut. Hatta konuşmalarından derlenmiş onlarca kitabı da var. Eğer dikkatinizi çekerseniz bir araştırın; kitaplarına ulaşın derim.
Yazınızı okuyunca fark ettim. Sorgulamayı çok seviyor olmalısınız. Gerçi insanın düşünmekten başka neyi var ki değil mi?
Aslında daha uzun şeyler de yazabilirdim. Ama yazınızı tekrar okumayı düşünüyorum.
Saygı ve sevgilerle.
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
30.4.2016 00:53:03
Taa uzaklardan gelen güzel bir öykü...
Hele;
" Bir radyo programında söylemişlerdi"...diye başlayan paragraf.
Aşık olası geliyor insanın.
Ama nerdee?
Yaş yetmişe dayandı.
Bilemedik mi acaba gençliğin kıymetini?

Ben de buralardan size sonsuz selamlar gönderiyorum Usta!

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.