Çaysız Hayat Olur mu?
Nedense, çay sözcüğünün büyüsüne kapılıyorum duyar duymaz. Bir sözcük hem bu kadar sade, hem de bu kadar gizemli nasıl olur. Üç harf bir hece, mütevazı ve gizemli bir kelime çay.
Sanki efsunkar bir hayalin suya sızan tebessümü ile aşina oluyorum bu muhteşem sözcüğü okurken, yazarken ve söylerken. Uhdesinde berraklığı, sıcaklığı ve ünsiyeti taşıyan bu kelime her daim sevgili bana.
Aşk kelimesi ile çay sözcüğünü muhayyel terazimin kefelerine yerleştiriyorum. Terazi hep dengede kalıyor. Kefelerin biri aşağıda biri yukarıda değil. Kahvenin aristokrat yanına mesafeli dursam da çayın eşitlikçi yanının içselleştiriyorum hep. Diğer izmlere pek itibar etmesem de çayizm beni kendine bağlayan büyülü akım oluveriyor. Ve bir çayist olmaktan onur duyuyorum.
Çay içerken sanki dünyevi telaşların tutsağı olmaktan kurtuluyor insan. Bilmiyorum siz de öyle misiniz? Bir vesile ile seyahat ettiğim şehirlerde gözde mekanlardan ziyade, çayı şöyle adam gibi demleyen mekanları arıyorum. Elime ince belli bardağı aldığım zaman içmeden şöyle bir inceliyorum dolu çay bardağını. Çayın berraklığına, rengine dalıp giderken rayihasını çekiyorum ciğerlerime. O andan sonra mutlaka ; ama mutlaka çaya dair birkaç dize nüzul ediyor kalbime. Kalem kâğıt varsa hemen not alıyorum. Yoksa aklımın bir köşesine kayıt ediyorum. İlk fırsatta kağıda yazmak için.
Sonra, Rainer Marian Rilke’nin “ İlk mısra Allah’tandır sonrası emektir” sözü uyarınca o birkaç mısra üzerinde çalışıyorum. Karınca kararınca şiir oluyor çaya dair. Bazen bestenigar, bazen suzinak çaya atıfta bulunuyorum.
Tabi bu sözcükleri ilk duyanlar , bunlar Türk Musikisi makamı çayla ne ilintisi var diye hayret edecektir. İşte bu musiki terimlerini çay literatürüne kazandıran zat. Çayla tevazu ikliminde hemhal olmuş mütevazı güzel bir insan. Âsaf Osman Çeken Beyefendi. Namı diğer “Sahibü’l Çay Âsaf Osman Efendi” çayı aşkla musikiyle harmanlayan sanatkâr.
Üsküdar’da bulunan otantik ve mütevazı çay dükkanında gelen konuklarına çayın hasını demleyen adam. Ünsiyetin, aşkın ve musikinin buluştuğu yerde çay içmek her faniye nasip olsun isterim. İnanıyorum ki orada çay içen her insan çaysız hayatın olamayacağına iman edecektir. Bu fakir de yazısına koyduğu başlığın cevabını en güzel şekilde almış olmanın hazzını yaşayacaktır.
28.04.2016 İbrahim Kilik
YORUMLAR
Çay ilde çay ' dostlukların pekiştiği sıcacık sohbet ortamlarının, ve de yağmur sonrası sığındığınız sıcacık bir kafe ya da ' aile fertleriyle birlikte yuvanızda ' karşılıklı yudumlanan çaydan daha güzel bir sevgi paylaşımı ne ola bir ki'
Çay ve size özgü çay çağrışımını yapan 'sıcak çay bardağı profil resminizde hoş bir duruşu var hani ' yazınızın demini almış çay lezzetinde olması da ayrı bir tat bıraktı bende..
Sevgilerimle..
zakir
Ben de çaysız bir hayat düşünemeyenlerdenim. Sıcak, demli bir çay kadar iç ısıtan; dünyayı sıcacık, güvenli bir yer olarak gösteren bir şey daha düşünemiyorum. Ülkemiz insanının çaya olan merakı büyük ölçüde kalbinin sıcaklığından kaynaklanıyor bence. Çayda kendini buluyor insanımız. Büyük keyifle okudum yazınızı. Anlatım çok güzeldi. Tebrik ederim :)
zakir
Eyvallah efendim !..
Uyuşuk ruhumuza hamle ettiren bu naif kalemden düşen incileri gördük ve topladık bizler de .
Ehli dilin ;
'' Bu demi Ahmed başa taç eyledi ,
Bu dem ile seyri miraç eyledi ,
Bu dem ile yedi kez hac eyledi ,
Dem bu demdir , dem bu demdir , dem bu dem '' buyurduğu gibi ...
Deminiz daim ve bol olsun efendim !..
Kalbi tebriklerimiz , teşekkürlerimiz ve saygılarımızla...
zakir
Vukuflu yorumunuz için en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Saygı ve dahi selam ile.