- 583 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Karar Vermek
Hayat hep yeni kararlar almak gerektirdiğini unutturmamıştı kendisine. Her şeyin doğru bir karar gerektirmediği gibi... Yanlış kararlarda gerekiyordu onun için. Kendisini anlaması içindi bu belki. Belki de sadece kendisi böyle düşünüyordu ama hayatında hep doğru kararları vermenin eşiğinde bulmasına rağmen tökezliyordu hayat boyu. Tüm olanların sorumlusu kimdi? Kendisi mi yoksa hayat mı? Ya da bir başkası olabilir miydi? Oturduğu bankın altından evine doğru yavaş yavaş ilerleyen bu karıncalar mı? Yoksa şu baharın gelişini müjdeleyen kuş cıvıltılarının sahibi miydi?
Onun tek bildiği bir şey vardı hayatında: Suçlu daima bir başkasıydı. Aldığı veya alacağı kararların suçlusu. Her şey olabilirdi. Bir insan, bir hayvan, bir ağaç... Kendisini ölümden ötesini düşünmeye zorluyordu.Ne umuyordu bilinmez. Gizliydi sevdası. Gizemliydi kendisi.
Hafif bir rüzgar esti ilkbaharın tomurcuklanan bir ağacından. Nemli toprağın üzerinden esti. Burnuna çalındı hafif bir yeşillik kokusu. Haz almanın doruğundaydı. Peki neydi bu önemli olan kararlar? Neydi gecesini gündüze, gündüzünü geceye çeviren kararlar? Gerçekten de bu kadar önemli miydi? Hiç öyle değildi aslında. O kadar önemsiz kararlardı ki... Kendisi sadece karar vermenin "önemli" olduğunu biliyordu. Uyguluyordu. Bu her şey olabilirdi. Karar vermek, karar vereceği konudan daha önemliydi onun için. Anlaşılması pekte güçtür. İki harfin arasında gizli kalanlar gibidir güçlüğü. Sadece yazanın gücünü tahmin edebileceği güçlükte idi.