- 691 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SONSUZ YOLCULUĞA ÇIKAN MEVSİM İŞÇİLERİ
SONSUZ YOLCULUĞA ÇIKAN MEVSİM İŞÇİLERİ
Hayat kıskacında kalan emek dolu yolculuklar,bazen en acı öyküsüyle son bulabiliyor.İnsan,yüreğine konulan eşsiz bir nağmeyle birlikte,ekmek yolculuğuna çıkar,ardında nelerin olacağını kestirmeyen yaşantılarıyla.Ve ne acıdır ki,bir nağmeyle dalabiliyor insan,ince bir sızıya.Emek dolu umutla,ekmek kavgasında yeşeren hayatların,acı bir sızıyla son bulması,bir kentin buğulu gökyüzünde süzülen yağmurun her bir damla-
sında sürüklenip giden mecalsiz bir düşü andırıyor adeta.Ne yazık ki bu düş,kara kışın son bulmasıyla birlikte,yazın tenine işlenen sıcaklığıyla yola çıkan umut yolcularını sürükle-
mişti, yağmur damlalarıyla birlikte.Kim bilebilirdi ki ekmek kavgası veren insanımızın,
soluksuz bir dalgayla memleketlerine geri döneceklerini.Soluksuz kalan bu dalgadan
nasibini alan,birde Mardin’in Derik ilçesine bağlı Sağmanlı köyünde yaşayan insanımız
olmuştur.Mardin’in ilçelerinden,her sene bu yolculuğa binlerce kişi çıkar.Her insan sonunu,
elinde kır çiçekleriyle sabahı bekleyen bir çocuğun,güzelliklerle dolu bakışlarından akan sevince benzeyen bir yolculuk düşlemek ister.Ama hıçkırıklar ve böğürtü kulak asmadı,
bu yolcukla birlikte ekmek kavgasına.Onlar ekmek aralığında kaybolan bir tebessümle veda
ettiler,son yolculuklarına.Anne,baba ve iki kardeş…Kolay mı,hepsini bir arada sonsuz yolculuğa uğurlamak.Birde yakınlarının,geride kalan haykırışları yok muydu…Yürek
dağlayan iniltileriyle,son yolculuğa uğrulandılar,anne,baba,ve kardeş.Siyaha bürünen
renkler,birer birer süzülüyordu,yakınlarının tortulu yüreğinden.Mardinlinin ekmek kav-
gası biter mi hiç…O hep tomurcuk çıtırtısıyla uyanan memleketinden,hasret kokulu,ek-
mek buğusu kokan,yolculuklara sürüklendiler…Çoğu bu yolculuktan,ağır bedellerle dön-
müştür, hasret kokan memleketine.İş olanağı olsa,kim göçüp gitmek ister ki,plastik bir
çiçeği koynunda yeşerten,anne sevgisi kokan memleketinden.Kolay değil,bu acıya sadece
seyirci kalmak.Keşke elimizde sihirli bir değnek olsaydı da,olumsuz giden her şeyde
bir değnek dokunuşumuzla düzeltebilsek.Yada ne gerek var ki sihirli değneğe.Daha
önemlisi,insanların yüreklerinde birlikte sergilenen mücadeleyle birlikte,zoraki hayata
karşı verilen direniş değil midir sizce?
Yazan:Sultan Mercan