- 675 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Ölürken Tek Başınasın
Yorgun geçen bir zaman diliminde zamana sığdırılan her ne varsa içimize gömdüğümüz gibi gömüleceğiz yerin 2 metre altına.
Duyan olursa duramaz yerinde, yerin en derinindeyse duyulan.
Kolay yaşanılmadığı gibi kolay da ölünmüyor.
Bir kere canın boğazdan çıkışının acısını yaşayarak tadacağız ölümü. Sadece fiziki değil, duygusal olarak da can vereceğiz. Ve can verdiğimiz an anlayacağız ki, çoğu üzüntülerimiz boş-muş…
Çünkü ölünce uğruna gözyaşı döktüğümüz çoğu şeyler bizimle olmayacak; ne değer verdiğimiz insanlar, ne uğruna ömür çürüttüğümüz para, ne gözyaşı döktüğümüz üzüntü anları…
Değer verdiğimiz insanlar bizimle tanışmadan önce de vardı biz öldükten sonra da var olmaya devam edecek. Uğruna işlediğimiz günahların hesabını da beraber değil tek başımıza vereceğiz. O zaman daha da iyi anlayacağız ki bütün bunlar boş-muş…
Çevremizde örneklerini çok yaşarız; ailemizden birini kaybettiğimizde yahut yakın çevremizden biri vefat ettiğinde bu saydıklarımın hiçbirini birçoğumuz anlamaz. Çünkü ibret almıyoruz; belki de işimize gelmediği için idrak edemiyoruz.
Belki de henüz kabullenebilmiş değiliz ölümü.
İlk insan yaratıldığından beri milyarlarca insan ölür, yaşayan çoğu insan ise hiç ölmeyecekmiş gibi dünyadaki yaşamını sürdürmeye devem eder. İnsan belki de öldüğü vakit inanır ölüme ki o zaman da artık her şey için geç kalınmıştır.
Uzun lafın kısası;
Ölümlü dünyada hiçbir şey için üzülmeye, isyan etmeye değmez.
Zamanın silmediği hiçbir anı, ölümün sona erdiremediği hiçbir acı yoktur.
Cervantes
Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek, ne budalalık.
Montaigne
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.
Mevlâna
YORUMLAR
Yazar, ölüm olgusunu ele aldığı denemesinde, ölümümüzün, yaşamın içinde bizi yoran her şeyin unutulması gibi unutulmak için oluştuğunu vurgulayarak başlamış yazmaya. O an, yaşarken önemsenen her şeyin değersizleştiği andır. Oysa bunun gerçekliğini yaşarken anlayabilmek yaşama değer katacaktır. Bu anlayış kıtlığının nedeni ölümü kabullenememiş olmaktandır belki de… İnsanın hiç ölmeyecekmiş gibi yaşama asılmasının temelinde olan da bu kabullenememe olsa gerek. Ölüm anı geldiğinde her şeyin ne kadar boş olduğunu görerek üzülerek, isyan ederek yitirdiğimiz zamana acıyacağız.
Yazar, denemesine Cervantes, Montaigne ve Mevlana’dan aktardığı üç adet özdeyişle savını güçlendirmiş.
Ortaya çıkan yazı keyifli bir okuma yaşatmaya yetti. Becerili kaleme samimi tebriklerimle.
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
kıymetli düşünceleriniz için çok teşekkür ediyorum
Ölüm soğuk bir konudur ama belki de tek gerçek yaşamımızda. Ama bir gerçek daha var ki yadsınmaz, ''insan gibi yaşayanlar, insan gibi de ölmesini bilirler.''
Çok farklı şeyler yazıla bilinecek bir konu.
Vakti gelince gideriz acelemiz yok, hele bu genç yaşat bu konuyu yazmanız da biraz garip Ayşegül Hanım...!!!
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Bana gelecek olursanız; Ölümün yaşı yoktur Hocam.
Her an ölüme hazırlıklı olmamız gerektiğini ve sık sık düşünmemiz gerekiğini düşünenlerdenim.
Çok teşekkür ederim değerli görüşleriniz için
Ölüm ne ki?Bugün varsın yarın yok.
Ölmekte zor, yaşamak da..Önemli olan adam gibi yaşayıp,
adam gibi ölmek.Gerisi lafı güzar işte!
Güzel yorumun için kutlarım.Selamlarımla..
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ölümle 15 yaşıma yeni girmiştim tanıştım, babamı kaybettiğimde.Bu Dünya'da kiracı olduğumuzu öğretti bana, ve beni ölümü kabulenemeyeceğim yaşta birden büyüttü. Her an aklımda olan bişey ölüm...Güzel izler bırakmak en önemlisi.Doğmak olduğu gibi ölmek de var.Yüce yaradanımızın bizlere verdiği yaşamak şansını, doğada bizlere sunduğu aklımızın yetmediği güzellikleri görüp teşekkür etmek her gün ilkemdir...
Hz.Mevlana, “Ölüm günüm, doğum günümdür”, demiş...
Sevgilerimi demetledim...
Saygılarımla...
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Rabbim sizlere ve diğer sevenlerine sabır versin.
Öünceye kadar defalarca ölürüz biz ama beden toprağa gömülmedikçe idrak edemiyoruz işin ciddiyetini.
Çok teşekkür ediyorum
Çıplak gerçek ve ibret alınası bir yazı.
Ey Ölüm sen geldiğinde ben gitmiş olacağım.
Selamlarımla...