- 453 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MU
MU
Selim, oturduğu sandalyede uykulu halini üzerinden atabilmek için kollarını açarak esnedi. Soyut Fizik dersinde öğrenciler onu yormuş, bir hayli sinirlendirmişti. Öğrenci oldukları halde öğrenciliklerini yapmadıkları için onlara üzülüyordu. Öğrenci dediğin hem eğlenir hem de ders çalışırdı. Sürekli eğlenmek, ne katabilirdi ki bir insana? Denmez mi ki her şeyin aşırısı zarardır; az olsun, öz olsun diye. Bu düşüncelerini öğrencilere anlatabilmek için çok zorlanmıştı ama yine de hiçbir zaman pes etmedi. O idealist tavrını hep korudu.
Bugün on iki saatlik dersin ardından önemli bir araştırma için il kütüphanesinin yolunu tutmuştu. Kitapların kokusu arasında maziyi düşünen Selim, sandalyesinden kalkarak masasının üzerinde duran kitapları görevliye verdi, fotokopi çektirilmesini rica etti. İlginç bir bilgi elde etmişti ve bu bilgiyi daha önce neden hiç okumadığını düşündü. Artık bir an önce evine gidip istirahat etmek ve hanımıyla karşılıklı kahve içip sohbet etmek istiyordu.
Selim, görevlinin getirdiği fotokopi kağıtlarını alarak teşekkür etti. Kütüphaneden çıktı, arabasına yöneldi ,şöfor koltuğuna oturdu ve derin bir ’Oh’ çekti. Sonunda evine gidiyordu.
Arabanın hız limiti seksendeydi. Yeşil, gür yapraklı ağaçları geride bırakarak otobanda ilerliyordu. Bulutlar sanki ona yol gösteriyormuş gibi hizaya girmişlerdi. Bugün hava da değişikti. Bir haftadır süren yağışlar kesilmiş, bahar saniyesinde kapıya dayanmıştı. Gökyüzü masmavi bir ahengle gülümsüyor, insanlara ’Merhaba’ dercesine daha da güzelleşiyordu. Selim, radyoyu açtı, bir ilahinin sesi yükseldi. Biraz daha sesini açarak ilahiye eşlik etti. Yüzündeki gülümsemenin anlatılış biçimi olamazdı. Çok mutluydu Selim.
Evinin bahçesine gelince korna çaldı ve hanımı pencereden yüzünü gösterdi. Selim geldiği için mutluluktan havalara uçan Rale, hemencecik kapıya koştu. Eşini kapıda karşılamayı çok seviyordu. Daha beş aylık evliydiler. -Rale, Selim’in yakın dostu olan Murat’ın kuzeniydi. Bir gün yolları Fatih’te kesişti ve oturup sohbet ettiler. Sonrasında birbirlerini aşık oldular ve evlendiler. Bu evlilik töreni herkesi hayrete düşürmüştü. Çevresindeki herkes düğününü çalgılı, davullu zurnalı şeylerle yapılmasını isterken; Rale, ilahi olmasını ve Kur’an okunmasını istemişti. İlk başlarda Selim’in ailesi karşı çıkmıştı. Onlara göre bu evlilik töreni basitti. Daha şatafatlı olması gerekiyormuş. Bütün aile üyeleri, akrabalar, konu komşular hatta bütün ildeki insanlar duymalıymış bu düğünü. Rale, dimdik ve kararlı. Çünkü biliyordu ki Bismillah’la başlanmayan her iş, huzursuz gidiyordu. Sonunda Selim’in ailesi razı oldu ve düğün yapıldı.-
Selim, arka koltuktaki poşetleri eline aldı ve araban indi. Rale’nin ’Hoş geldin.’ sesiyle gülüşü daha da güzelleşen Selim, ’Hoş buldum.’ dedi ve birlikte eve girdiler. Selim, poşetleri kapının kenarında bulunan mor kapaklı komidinin üzerine koydu. Ayakkabılarını çıkartarak ev terliklerini giydi. Rale de poşetleri alıp mutfağa yöneldi. Ardından Selim, Rale’ye birden ’Muuu’ diye seslendi.
Rale, mutfak kapısından kafasını uzattı ve ’Efendim bir şey mi dedin?’ dedi. Selim, kendi kendine gülümsüyor, Rale’de ona şaşkınca bakıyordu. Tekrar etti Selim,’ Sana ’Mu’ dedim.’ dedi.
Rale, Selim’in yanına gelerek kaşını kaldırdı ve ela gözleriyle Selim’in kahverengi gözleri buluştu. ’Ne demek o?’ dedi şaşkın ifadesiyle. Mu kelimesini neden böyle kullandığını anlayamayan Rale’nin yüzündeki merak ifadesi gittikçe artıyordu. Rale’nin ellerini, eline aldı ve sımsıkı tuttu.
’Bugün bir araştırma için il kütüphanesine gittim.’ dedi ve durdu. Selim, Geri kalan düşünceleri nasıl ifade edeceğini tartmaya başladı.
’Araştırmayı yaparken Pasifik Okyanusu’nda deniz altına çöken bir kıtanın bulunduğunu okudum. Bu bilgiyle ilk defa karşılaştım ve çok ilgimi çekti. On dört bin yıl önce çökmüş ve Dünya’nın içinde gizlenmiş.’ Yutkundu ve tekrar sözlerine devam etti.
’O Dünya’nın içine gizlenen kıtanın ismi Mu Kıtası’ymış ve bazı bilim adamları ona ulaşmaya çalışıyormuş. Sanki Dünya’daki insanlardan saklanmaya çalışan bir kıta. ’ der ve birkaç saniye durur, sonra ekler.
’ Rale, sende benim içimde saklanansın, sende benim içimde gizlenensin. Sende benim kalbimin içinde en sevilensin. Sen benim Mu Kıta’msın ama bir farkla. Sana kimse ulaşamaz.’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.