- 1001 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
ÖZLEŞİM -gerçek- HİKÂYE - 1
Hânım hey !
Canım hey !
günlerden bir gün (...?...) Ansızın Edebiyat Defteri sitesini açmıştı...şairler yazarlar akın akın siteye kaydolmuş etraf şairden yazardan geçilmez olmuştu ...öyküler yazılar şiirler sayfalara dolmuş...hatta bazılarına kurdeleler kelebek olup konmuştu...
şiirler site hafiyesince mercek altında inceleniyor.. alıp çalanlara göz açtırılmıyor ..yakalananlar foruma asılıp yorumlarla taşlanıyor... sonunda da akıllansınlar diye bir tuşla site dışına gerçek aleme sürgün ediliyordu....
seçkiydi...kuruldu...kuraldı ...alıntıydı... çalıntıydı derken sitede bir düzen kurulmuş günler böyle geçip gitmekte idi....
......derken Mehmet Özkan "Yeni Edebi Akım " konulu forum açmış.. üyeler foruma yorumlar yazmaya başlamıştı...yazılara bir göz atalım..
görelim şahamettin ne yazmış:
1940, Garipciler, üç kişilik bir topluluk, ortak bir şiir kitabı yayımlayarak adına "Garip" derler.Fikirleri özetle şudur." Kuralsızlık da bir kuraldır.Hiç bir kurala uyulmaksızın da şiirler yazılabilir.Şiir toplum içindir ve sıradan insanların anlayabileceği,sSIRADAN İNSANLARIN GÜNDELİK YAŞANTILARININ DA YAZILABİLECEĞİ, ev rendeki her şeyin şiirin konusu olabileceği konularda olmalıdır.
AMA ONLAR ŞİİRDE serpiştirilmiş bir kafiye kullanarak şiirselikten ve anlamdan uzaklaşmadılar.Şiirlerini espirili bir sonla bağlamaya hevesli oldular. O.VELİ,M.CEVDET ,O.Rıfat,.Aslında belki de sadece eğlence olsun diye ortaya atıkları çok taraftar buldu ve kendilerinin de beklemediği bir ilgi görerek bir şiir akımı oluşturdu.
Ama o günler böyle bir oluşum için sonderece uygun şartlar taşıyordu.
İnsanlık ,moryor ,elektirik,radyo,sanayi,telefon vs ile ilk kez ve yeni taşınıyordu binlerce yılda görülmeyen değişimler beş onyılda yaşanır olmaya başlamıştı.,
Cumhuriyet ilan edilmiş,halifelik,kalkmış,inkilaplar olmuş,toplum yapımız topyekün değişmiş toplum değişimleri yadırgamaz hale gelmişti.
On, onBEŞ YIL SONRA İKİNCİ DÜNYA SAVAŞIININ getirdiğiyeni dengeler,basında yayında,teknolijide başlayan yeni jenerasyonla,
işci sınıfının yaşam düzeyinin artması,köyden kente göçle ortaya çıkan gettolaşmalar,fakir zengin uçurumu artarken insanalrın bilinç düzeyinin artışı,kapitalizmin insan psikolojisi ile ataerkil yapımızın çökmeye başlaması sonucu, bireylerin artan kimlik bunalımları ve içlwerine düştükleri yalnızlıklar bizde İKİNCİ YENİ JENERASYONUNU
BAŞLATTI. Her şeyi proplem gören bu kuşak bir tür bunalım içe dönük sayıklamalar şiiri diyebileceğimiz, anlamı da şiirde külfet gören kendine özgü bir söylem oluşturdu.
Aslında edebiyatımıza pek önemli bir katkı sağlamayan bu topluluğun en önemli şairleri bile bu tarz şiirlerde sadece eleştirmenlerin dikkatini " NE DEMEK İSTEMİŞLER,BİR ŞEY LER İFADE ETMİŞLER Mİ"
gibi tartışmalara konu sağlamaktan öteye gidemediler.
Bu gün de bu akımın etkisiyle yazan pek çok şairmizn neden böyle bir analayışa yöneldiklerine kendilerine de cevap verememktedirler.
KISACA edebiyat AKIMLARI ortama ve şairlerin yeni bir tarz oluşturabilmeleriyle mümkündür .İçinde bulunduğumuz her an içerisinde yepyeni bir analyış ortaya konularak başka bir tarz ortaya konulabilir. BUNU TEK BİR ŞAİR DEBAŞARABİLECEĞİ GİBİ iKİNCİ YENİ DE
OLDUĞU gibi kalabalık bir şair kadrosuyla da yapılabilir.
Kısaca bu konu toplumsal yapı zorlamaları veya şairlerin yeni bir yaklaşım ortaya koyabilmeleriyle ilgili her an olabilecek gelişmelerdir.
................................................
görelim tunçAY ne yazmış:
herkesin malumudur, edebiyat akımları öyle pat diye çıkmıyor, toplumun ihtiyaçları ve ilgi alanlarına göre şekilleniyor. Aslına bakarsanız da şu anki Türkiye’de insanlarımız edebiyata ihtiyaçlarının olmadığını düşünüyorlar, siyasete kaçan ve bi şekilde televizyonlarda görünen eserler ünlü olup okunuyor. Etrafta okumak deyince "ekmek" diyen insanlar dolaşıyor, oysa bu halinin okumamaktan kaynaklandığının farkında değil. Edebiyata, okumaya zaman ayıramıyor ama televizyon(tembelizyon) başında saatler geçirebiliyor.
yani demek istiyorum ki, ihtiyaç olmadan, edebiyat da gelişemez, yeni akımlar da oluşamaz. oluşur ama kimsenin bundan haberi olmaz.
belki de büyüyüp gelen alan bu yüzden kişisel gelişim ve kolay para kazanmanın, insanları etkilemenin yollarını anlatan kitapların oluşturduğu gruptur.
...............................................................
görelim SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ ne yazmış :
kendimiz olduğumuz zaman ...
bir değil birçok yeni akımlar ortaya çıkacaktır..
kendi tarzımızı ortaya koymalıyız...kendimiz olmalıyız...
son dönemde yazılan birçok şiir etkilenmiş şiirdir....
orijinal şiire rastlamak pek mümkün değil gibi...
orijinali de fark etmek kapasite gerektirmektedir....
......................................................................
TunçAY cevap vermiş SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ’ye...görelim ne söylemiş:
gittikçe daha da küçülen(küreselleşen) dünyada orjinal olmak ne kadar mümkündür. yani diğer ülkelerin değerlerinden etkilenmemek... ama kendi öz değerlerimize bir dönüş olur mu... o da zor gibi.
.....................................................................
görelim SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ TunçAY’a ne söylemiş:
Sayın TunçAY
kendimiz olmak o kadar da zor değil...
işe önce kendimizden birey olarak başlamalıyız...
kendimize özgü bireyler olabilmek... sorunların kaynağı burası..
bu yönümüzü aşmadan ülkeye ve dünyaya açılmak
ne sanatta ne bilimde mümkün değil...
bunun için farkı farkedecek kapasitesi yüksek özgür orijinal düşünebilen birey sayısının artması ve bu beyinlerin topluma yön veren ortamlarda örnek teşkil etmesi gerekir..
insanlar kendilerine benzeyenleri severler genelde..
farklı düşünen beyinler toplumda yadırganır çoğunlukla..tepki görür...ayrıca bu tepkileri karşılayabilecek gücünün de olması lazım..bir taraftan çalışmasını yapacak ..diğer taraftan var olma mücadelesi verecek engellere yok edicilere karşı...
desteklenmesi gerekirken ...zor iş...
onun için kolay benzer şeyler hep ortalarda dolaşıyor..alkış ve övgü alıyor..rağbet görüyor..hal böyle olunca hep eskilerle yola devam ...ve hep dışarılardan ithal...oysa insanımızın kapasitesi o kadar yüksek ki fark edemeden geçip gidiyor ömürler...
her birimiz orijinal farklı dünyayız esasında ..
ah bir farkına varabilsek...!
kendimizi bir keşfedebilsek...
saygılarımla..
.......................................................................
TunçAY SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ’ ye cevap yazmış görelim ne demiş :
Hepimiz orjinal birer dünyayız, buna hiç şüphe yok, ama bir edebiyat akımından bahsediyorsak, zannımca bir takım ortak şeyler ve uygun bir zemin lazım. Herkes bireyselciliğin farkında olduğu için zaten şu an son derece bireysel eserler gündemde, bir de Kişisel gelişim, siyaset...
Böyle halkı harekete geçirecek bir edebiyat yok artık.
Ve herkes bu kadar farklı farklıyken ve bu farklılığın temelinde ise batıya bakmak varsa, batıda da tamamen kendi içlerine ve düşüncelerine, yeni ve özgün bir edebiyat akımını ben pek düşünemiyorum...
...........................................................................
SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ TunçAY’a cevap yazmış görelim ne demiş :
sayın TunçAY
unutmayalım ki bütün başlangıçlar bireysel başlar ...kişi bireysel davranırsa olay kısırlaşır... yok olur giderler...paylaşırsa ve kabul görürse yaygınlaşırlar...tercih bu durumda kişiye aittir...farklı düşünenler de gelip geçici çıkarları değil kalıcı olanı yani daima toplumun menfaatlerini tercih ederler...
.........................................................................
TunçAY SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ’ye cevap vermiş görelim ne söylemiş :
sizin görüşünüze saygı duymakla beraber, yeni edebiyat akımı oluşturacak kadar büyük bir başlangıcın bireysel olacağını düşünemiyorum...
Mesela Türkiye’deki edebiyat akımlarına bakacak olursaki toplumuın genel yapısına göre şekillenmiş...Kurtuluş savaşı sırasında Mehmet Akif, Tevfik Fikret gibi vatanı konu edinen ve halkı harekete geçirmeye çalışan aynı zamanda da yine kaynağını halktan alan edebiyatçılar çıkmış. Rus Devrimi öncesi ve sonrası devrimle alakalı ve onu öven eseler ortaya çıkmış(tabi bu bi akımm mı emin değilim)
ama günümüz Türkiyesinde ve aslında genel olarak dünyada, bu bireysellik paylaşılmadığı için harekete dönüşmüyor.Bireysel başlıyor ve bireysel kalıyor. önce de dediğim gibi şu an edebiyat ekımı diyebileceğimiz bir şey varsa o da kişisel gelişimdir.(hatta onun içinde bile kişisel var, bakın:))
Yani ben hala yeni bir edebiyat akımı çıkacağını pek düşünemiyorum. onun özgün olması ise çok daha zor...bence...
........................................................
SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ TunçAY’a cevap vermiş görelim ne söylemiş :
sayın TunçAY
(TDK ) kişisel :
Kişi ile ilgili, kişiye ilişkin, kişinin kendi malı olan, şahsi, zatî:
gelişim :
1 . Gelişme işi.
2 . Serpilip büyüme.
3 . İlerleme, inkişaf, tekâmül.:
4 . tiyatro Aksiyon.
tekâmül.:
1 . olgunlaşmak.
2 . evrim geçirmek, gelişmek
olgunlaşmak:
1 . Meyve olgun duruma gelmek.
2 . İnsanın bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş olmak:
"O zamanlar hepsi de daha gençti, bugün yaşlandılar, elbette daha olgunlaştılar."- N. Ataç.
bu anlamlardan yola çıkarsak ,
kişisel gelişim:
kişinin evrim geçirerek olgunlaşıp bilgi ve görgüsünün gereğince gelişmesi ...sonucunu çıkarabiliriz..
bu özellikleri taşıyan kişi sadece kendini düşünebilir mi..?
sanırım kavramları farklı yorumluyoruz toplum olarak..
akım : Sanatta, siyasette, düşünce hayatında ortaya çıkan yeni bir görüş, yöntem, hareket, cereyan tarz:
"Gerçekçilik akımı."- .
sosyal , ekonomik ,teknolojik, politik vs..değişimler zaman , zemin , koşul ve ihtiyaçların vs...yeni akımların oluşmasını tetikler..
hassas ve duyarlı yürekleri harekete geçirir...ve başlangıçlar bireyseldir ...paylaşılır etkiler ve rağbet görürlerse yaygınlaşırlar..
.........................................................................
SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ ve TunçAY’ın yazışmalarını okuyan şahamettin
dayanamamış bir yazı yazmış... görelim ne yazmış :
Önceki yazımda yeni edbiyat akımı çıkar mı sorusuna kendi açımdan
bazı hususlara değinmiştim.
Bazı arakadaşların çıkamayacağı çıkarsa da batı kökenli olacağı
yönünde görüş belirtmişler.Kimi arkadaşlar ise bireylerin bir zevk ve tutum açısından bir araya gelemeyeceklerine dair kanaatleri olmuş.
Bu cevaplara baktığımda bazı hususların aydınlatılması gerektiğine
kanaat getirdim.
Öncelikle Edebi akım, edebi topluluk , edebi hareket nedir ve aralarında ne fark vardır,sorusuna cevap vermeliyiz.
Edebi akım : Bir ülkede bir sanatçı veya bir edebi topluluğun kendilerine özgü bir tarz geliştirmesi ,bu tarzın benimsenerek,
başka sanatçılar tarafından da işlenmesi,benzer sanat dallarına da sıçraması,resim ,heykel ,müzik vb. sonra da çağını ve ülke sınırlarını aşarak yaılmasıdır. Realizm,romantizm,dadaizim,naturalizim gibi.
Bu açıdan bakılınca ülkemizde yayılarak dışa taşan böylesi bir -edebiyat ya da diğer sanat dallarında - akımı ortaya çıkmamıştır.
EDEBİ TOPLULUK: aynı görüş vee tutum içindeki birden fazla sanatçının aynı şekil,içerik,sanat,konu,uygulama ,tarz vb.
alanalrına uygun bir anlayış ortaya koyarak eserler vermeye başlamasıdır.Bu tanıma uygun edebiyatımızdaki toluluklar vardır.
Tanzimat ,Servet i Fünun,Feçr i Ati, Milli Edebiyat, Beş HECECİLER,
Yedi meşaleciler,Garipciler,II.Yeni,Hisarcılar, Maviciler dir.
Edebi Hareket : Topluluğun edebiyat veya sanat anlayışı yaygınlaşarak ülke sınırlarında kalmasına rağmen zamanını ve topluluk üyelerinin dışındada rağbet görmesidir.
Bu açıdan bakınca Tanzimat, Milii edebiyat ve Garipciler bir edebi hareket meydana getirmiştir. Denilebilir.
II. Yeni henüz edebiyat tarihcileri açısından hareket kabul edilmiş
olmamasına rağmen 30 40 yıl sonrasında dahi enazından bu sitede taraftarları olduğuna göre o da bir hareket statüsü kazanmış demektir.
Önceki yazımda belirtmiş olmalıyım ki bir kişide bir akımı başlatabilir.
Bizde yeni topluluklar her an kurulabilir.Hatta istekli arkadaşlar varsa hemen yarına topluluğun kurulmasını sağlayabiliriz.
Akım veya hareket olur olamaz bilemeyiz ama bu da tamamen
toluluğun ortaya koyacağı farklılğın taraftar bulup bulmamasına ve
getirdiği yenilklerin veya farklılıkların tutunup tutunamamsına bağlıdır.
Fakat topluluk kurmuş olmak için kurulan topluluk ses getiremez .
Mesela şiirde bir hareket oluşturmak amacıyla kurulan bir topluluğun
kendine özgü ve ortak kullanacakları,dil,şekil,tarz,konu,söylem
vb .bir özellik ortaya koymaları gerekir. V e topluluk üyeleri bu anlayışa inanıp ortak hareket etmelidirler.
Tıpkı Serveti FÜnuncularımn,garipcilerin,tanzimatcıların yaptıkları
gibi.
Şimdi buradaki arkadaşlara öneriyorum,
BİR EDEBİ TOPLULUK KURALARIM ORTAK PAYDALAR VE YENİ Fİ,KİRLER VE ŞEKİL ANLAYIŞI ORTAYA KOYALIM VE BİR DERĞİ ÇIKARALIM.
BENİM SANATLA İLGİLİ FİKİRLERİMLE ORTAK ODAK NOKATASI KURACAK OLANLARLA VE KENDİNCE DE ÖNERİSİ OLAN ARKADAŞLARI DAVET EDİYORUM.
HODRİ MEYDAN GÖRÜŞLERİNİZİ BEKLİYORUM.
..........................................................................................
Tunçay da SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ’YE cevap yazmış görelim ne demiş :
evet, yine haklısınız, yani zaten hiç kimsenin %100 haklılığı ya da haksızlığı olmayacağı bilinciyle yazıyorum.
ama her zaman bir ama vardır ya hani,
Ama demek istiyorum, bizim esas oğlanımız edebiyattır. Moğol istilası kadar acımasız olan televizyondan en büyük darbeyi yemiş bir alandan bahsediyoruz.
kişisel gelişimin bir akım olup olmadığı konusundaki endişelerimi yazdım mı bilmiyorum, ama onun edebiyat olması bile tartışılır. o halde ben neden ondan bahsettim? sadece onlar satıyor da ondan.
en nihayetinde bir şeyler çıkacaktır ortaya mutlaka, ama ben yine de yeni bir edebiyat akımının çıkacağını ve hele bunun özgün olacağını düşünemiyorum. belki bir de "ne yazık ki" eklemeliyim...
...........................
SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ ve TunçAY’ın yazışmalarına şahamettin
dayanamamış tekrar bir yazı daha yazmış görelim ne demiş :
Önceki yazılarımda, edebiakım,edebi hareket,edebi topluluk nedir.
Sorularına kişsel cevaplar vermiş ,kısaca belki akım yaratamayız ama
bir tarz yaratabilecek bazı fikirlerimin olduğunu ima ederek,
Bu sitede veya bir dergide BİR EDEBİ TOPLULUK KURABİLECEĞİMİZİ
teklif etmiştim.Bir topluluk kurmaya yetecek sayının önemli olmadığını
bir topluluğu oluşturacak bir tarz ,söylem,sanat anlayışı farkını
ortaya koymanın ve bağlı kalmanın önemine işaret etmiştim.
bkz önceki sayfa.
Hodri meydan çağrımı yineliyorum fikirleri olan meydana çıksın benim var ve burdayım.
HAYDİ ORTAK BİR PAYDADA BULUŞALIM VE BAĞLILIK SÖZÜ VEREREK
BİR TOPLULUK KURALIM.
ilk ve tek yanıt : Sabiha Küçüktüfekçi
..............................................................................
Şahamettin Kuzucular ve Sabiha Küçüktüfekçi biraraya geldiler... birlik oldular....
yeni edebi akım topluluğunun temelini attılar...
Dedem Korkut gelsin yeni edebi akıma ad koysun...
Dedem Korkut geldi boy boyladı soy soyladı ....neşeli havalar çaldı..
yeni edebi akımın nasıl kurulduğunu söyledi...görelim ne söyledi:
(ÖZLEŞİM AKROSTİŞ)
Özleşim adın ömrün her dem olsun hânım hey !
Ziynetin şiir tahtın altın olsun malım hey !
Leylalar aşık aşkın mecnun olsun yârim hey !
En güzel şiirler hep ilham olsun şanım hey !
Şükreden alim cennet komşun olsun canım hey !
İşlerin değer bulsun pek hoş olsun balım hey !
Mevladan ışık alsın sonsuz olsun hânım hey !
Adını "Özleşim" verdim !
Yaşını Allah’ım versin !
bu edebîname "Özleşim" olsun ....Kâdir Allah yüzünüzü ak etsin...
Hani dediğim bey erenler...Dünya benim diyenler...Ecel aldı yer gizledi...Fani dünya kime kaldı...?Gelimli gidimli dünya .....Son ucu ölümlü dünya !
dua edeyim hânım:
Yerli kara dağlarınız yıkılmasın,
Gölgelice kaba ağacınız kesilmesin,
Durmadan akan suyunuz kurumasın,
Ak sakallı babanızın yeri cennet olsun,
Ak saçlı ananızın yeri cennet olsun,
Oğul ile kardeşten ayırmasın,
Birlikten dirlikten ayırmasın,
Yararlı ilimden sanattan ayırmasın,
Kâdir tanrı sizi nâğmerde muhtaç etmesin,
Son vaktinizde arı imandan ayırmasın,
"Amin! Amin !" diyenler Allah’ın cemâlini görsün;
Ak alnınıza beş kelime dua kıldık kabul olsun,
Derlesin,toplasın,
Günahınızı adı güzel Muhammed Mustafa hürmetine bağışlasın,
Hânım hey !
Sabiha Küçüktüfekçi
08.08.2008
kaynak:
www.edebiyatdefteri.com/index.asp?istek=forum&k=1717
resim : teşekkürler bay susku .....
www.edebiyatdefteri.com/siir/124356/ozlemisim.html
YORUMLAR
kendimiz olduğumuz zaman ...
bir değil birçok yeni akımlar ortaya çıkacaktır..
kendi tarzımızı ortaya koymalıyız...kendimiz olmalıyız...
son dönemde yazılan birçok şiir etkilenmiş şiirdir....
orijinal şiire rastlamak pek mümkün değil gibi...
orijinali de fark etmek kapasite gerektirmektedir....
evet yaşamda olduğu şiirde de KENDİMİZ olmak
bu çok önemli
kendi tarzımızı yaratmak
okuyanlar adımızı görmeden bile bu onun şiiri desinler..
teşekkürler sayın küçüktüfekçi
EVET TESADÜFEN UĞRADIĞIM BİR SAYFADAN BİLGİ VEBİRİKİM YÜKÜYLE AYRILIYORUM..NAÇİZANE YIILARDIR ŞİİR VE DÜZ YAZIYLA UĞRAŞIYORUM..ADINI KOYAMADIĞIMBİR TARZIN ADININ KONDUĞUNU GÖRME MUTLU HEYCANINI DA YAŞADIM DİYEBİLİRİM..DOLAYISIYLA ÜRÜNLERİM KRİTERLERE NE KADAR UYAR BİLMEM AMA SİZLER "bizi izlemeye devam edin .."DEMESENİZDE BEN TAKİP EDECEK VEDE İZLEYECEĞİM..
GÖNÜLDEN DESTEKLİYOR VEYOLUNUZ AÇIK, BAŞARINIZ DAİM OLSUN DİYORUM..
Hızlıca okudum. Konu önemli ve bilgi gerektiriyor. Bu sebeple tekrar okuyacağım ve belki cesaret edip düşünce belirtirim. Ancak duygularımı söyleyebilirim değil mi?..
Güzel bir başlangıç yapmışsınız. Işığınız da var daha ne olsun. En az tembelliğimiz kadar üretmeyi de denememiz gerek. her alanda. Bbana göre "Özleşim" mayası tutmuş bile-kabarmakta. Yolları açık olsun.
Ildız tarafından 9/10/2008 11:49:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Önemli olan bir yerlerden başlamakdır.Biz de bir yerlerden başladık. Ama yol nere gider, nerede biter ?
Yıllar öncesinde ,çocukken bile herkes gibi benim de düşlerim vardı. Geçen yıllarda bu düşleri zaman zaman unutup, zaman zaman başka yerlerden veya kestirme yollardan ulaşma çabalarına girmiştim. Her kısa yol hedeften daha da uzağa atmıştı beni.
Yıllar gösterdi ki hedef için en kısa yol en zahmetli görünen, en olmaz , başarılamaz gibi gözüken yoldur. Ama o yolu ancak o yolu aşabilecek donanıma ve isteğe sahip olabilenler aşabilir.
Hayal her daim gerçekleştirebilmenin başlangıcı olmuştur.
Ama reele uyarlanamayacak hayaller gerçekleşemez olmaya mahkumdur.
Özleşimin başarıya ulaşabilmesiyle, ulaşabieceğimiz başarı çocukluk düşlerimdi.Özleşimin reel hayata uyarlanabilir fikirleri ise işte bunca yıldır harekete geçebilme zamanının ve öz güveninin sağlanabilmesiiçin harcandı.
Diyoruzki bunca harcanan emeğin ve heba dilen hayatın, bu heba oluşlar arasında edinilen deneyimlerin ve acıların bir bedeli olsun. Bunca çırpınışın bedeli ÖZLEŞİM olabilir mi ?
Biz neden olmasın diyoruz.Hatta oldu bile diyoruz artık.
Özleşimin nesri de olsun , Özleşimin fikriyatı mimariye, resme, müziğe de yansısın istiyoruz.
Peki neden yansımasın ?
Sevgili edebiyat dostu ve Özdeşim topluluğunun çekirdek
kadrosunu oluşturan değerli edebiyat dostlarım.
Gerek bu konudaki yazınız ve bugüne kadar ortaya konulanların çok anlamlı olduğunun altını çizerek başlıyorum irticalen duygularımı karalamaya ki; böyle bir konuda yazılacak tüm edebi ürünlerin titizce araştırma yapılıp pekiştirilince kaleme alınması gerekirken
Bir şiir sadece şiirle açıklanamaz. Şiir bir kültür birikimi,
yaşam tarzı, dünya görüşü veya bir çağın kültürel ve sanatsal fotoğrafıdır.
Şiir: bir kişiden, bir topluluktan, bir milletten veya çok geniş bir evrensel açıdan bakarsak dünyadan geriye kalan
yazılı ve sözlü edebi ürünlerdir.
"Köprüyü satarım satamazsın" gibi özelleştirme tartışmalarıyla başlayan Cumhuriyetimizin çöküş dönemiyle
birlikte kültürel hayatımız büyük bir düşüşe geçmiş
ve bunun izlerini popüler ve arabesk müzik kalitesizliğinde
ve hele bu şarkıların asla edebiyat içine alınmaması gereken sözlü kısmında açıkça görülmektedir.
Müziğin arabesk değişimi ve gerileyişi yetmezmiş gibi
Ceza evinde yatanların namuslu- dışarıdakilerin kaypak-
güvenlik teşkilatlarının öcü gibi gösterildiği ve maalesef
etnik ve dini akrabalıklar nedeniyle her kesim tarafından
dinlenen ve alkış alan protest müzikle sanata dair kültürel
edebi birikimlerimiz ölüm döşeğinde can çekişen bir hasta adamı tasvir etmektedir.
Buraya kadar fikirlerimin kabu göreceğine inanıyorum
ancak bundan sonraki bölüm hastayı iyileştirme çabasıdır ki
anestezi mi yapılacak-yapılmayacak, operasyon-tedavi ikilemlerinde ve tedavi türlerinde edebi toplulukların tartışmasına göre yolları da ayrılacaktır. Bu bir kaderden çok eşyanın tabiatıyla açıklanabilir.
şiir sadece şiirle açılanamaz
bu nedenle bu tür toplulukta yer alacak bireylerin benzer
dünya görüşü ve kültürel birikimlerinin olması bu grupları
başarıya taşıyacaktır.
Grubunuzun çalışmalarını ilgi ve hayranlıkla izliyorum.
Ama üye olmayı düşünmüyorum. Ancak çalışmalarınızı seven ve destekleyen biri olarak sizlere canı gönülden yüksek başarılar temennisiyle ayrılıyorum sayfanızdan
sevgilerimle
kardanadam tarafından 8/11/2008 12:23:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
dua edeyim hânım:
Yerli kara dağlarınız yıkılmasın,
Gölgelice kaba ağacınız kesilmesin,
Durmadan akan suyunuz kurumasın,
Ak sakallı babanızın yeri cennet olsun,
Ak saçlı ananızın yeri cennet olsun,
Oğul ile kardeşten ayırmasın,
Birlikten dirlikten ayırmasın,
Yararlı ilimden sanattan ayırmasın,
Kâdir tanrı sizi nâğmerde muhtaç etmesin,
Son vaktinizde arı imandan ayırmasın,
"Amin! Amin !" diyenler Allah’ın cemâlini görsün;
Ak alnınıza beş kelime dua kıldık kabul olsun,
Derlesin,toplasın,
Günahınızı adı güzel Muhammed Mustafa hürmetine bağışlasın,
Hânım hey !
Hocam; hepsini okudum desem yalan olur ama başunu ve sonunu okudum, DUAYA AMİNDE DEDİM
aslında haklısınız, hep bir birinden etkilenme var aslında doğal da güzel olanı insan yapmak ister yapa yapa da kendi sitilini ortaya cıkarır. Yeni akımların olması çok güzel, bu konuya sonuna kadar katılıyorum... eskiye saygı yeniye saygı her zaman olmalı,
Siz laf olsun diye bir şey yazmazsınız, tanıdığım kadarı ile
bu sebeptende kacırmamaya gayret ederim
sevgim her daim
bendende +10