- 969 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
Geçmeyen günlerin akşamından..
Tıklım tıklım yalnızım, iğne atsan yere düşmüyor demiş rahmetli Didem Madak..
Kendi ile başbaşa olmanın diğer tarifi bu olsa gerek, ah nisan, yılın en uzun ay’ı senmişsin de bundan haberim yokmuş.. Geçmez bazen saniyeler bile, zaman olduğu yere çakılır kalır misali.
- Geçmeyen günlerin akşamındayım dedim yürürken, kenarları çiçeklerle süslenmiş sokağımın kaldırımında gökyüzüne acı bir gülümsemeyle..
-yüzümün yalnız tarafı ağrıyor sanki diye devam etti dilim,
zannetmektir bazen yaşamak diye, zannedip kanmak yalanlara ya da kanamak gerçeklere, dahi görmemek üzere kimi vakit bir duâ ekleyip susmak teselli âminlerinde, durulmak tayfunlardan suya yaprak düşmüşcesine ki akıp gitmek sessizce..
- Boğazımdaki düğümü arada bir kenara itip birşeyler karalıyorum gözüm kapalı acemi bir kalemle,
yazınca rahatladığımı zannediyorum ve öyle hissetmeyi öğretiyorum kendime.
Hayat güzel, bizler bir kâbusta rüyâ bireyleriyiz uyanana dek, yanmaya mahkûm...Bu cümleme de inandırmaya çalışıyorum kendimi inanıyorum sonra!
- Sonra farkediyorum tam altı yıla ramak kalan bir zaman geçmiş! Anne diyorum rüyâmın ortasında,
sözlerimi yutmak için zorladığımı hissediyorum kendimi, dişlediğimi kaderimi, yastığım...âh o yastığım ne çok seviyor gözyaşlarımı içmeyi..
Anne diyorum sonra yine anne’m gibi sevdiğim bir insana, bu cümleyi söylerken hep ağlamak zorunda mıyım diye kendime sorular yağdırıyorum ve sonra cevaplarında ıslanıyorum iliklerime kadar... (ki o da yok şimdi..)
Olmuyor,
uyanamıyorum düşüme giren bu kâbustan, yalvarıyorum düşüncelerime, tutup beni götürsünler o yüksek yüksek tepelerin ardındaki cennetime
ya da o cenneti getirsinler içime diye.
Evet biliyorum rahmetli Didem Madak’ın dediği gibi " Tıklım tıklım yalnızım, iğne atsan yere düşmüyor !
- Çok şey oldu şu geçen beş senenin sonunda, yüzüme sabır yansımadı ama yüzüm sabra ayna oldu milyonların içinde, o yüzden uzaklardan bakıyorum kendime anne...
o yüzden..
...
bitmeyenNisan2016
YORUMLAR
Tıklım tıklım yalnızım.
Ayracında iklimlerin, yüklendiğimiz ikilemlerde maruz kaldığımız o belirsiz ve muhalif nice duygu.
Kalabalık bir coşku olmalı oysa hak ettiğimiz ve uzağında iken sığlıkların hele ki enginliğini telaffuz etmekten hicap duymasak da...
Nefesimi tutuyorum ve çok şey de buluyorum şahsıma dair ne zaman demlensem gönül sayfanızda ve hatmediyorum.
Yüreğinize sağlık sevgili Nar-ı Çiçek.
Gidip de gelmeyenlere selam olsun ya da var olup kim ise yoksunluğuna zimmetli iken.
Sevgilerimle yürek dolusu...
Bir çiçeğin yapraklarıdır bazen paylaşılan;
yalnızlık da paylaşılır elbet..
Sevgiler..
Nar-ı Çiçek
Öyledir..
Paylaşmak acıyı azaltırken sevinci çoğaltır..
Teşekkürler Irmak şâirem.
Sevgiler