- 590 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Aklını Bağışlayan Şizofren 3
Bazen uykuda olmak istiyor insan, uyanınca her şeyin son bulması adına..
Uzunca bir yoldan sonra Derya’nın evine varmıştık, bu şehrin bir tek trafiğini sevememiştim. İçeri girdikten sonra kapıyı sıkıca kapatıp, kilitlememin arkasından Derya’nın tuhaf bakışlarını maruz kaldım. Alışkanlık deyip gülerek ilerledim salona. O da gülmekle yetinmişti. Kendimi koltuğun üstüne bırakmamla hemen uyuyuvermişim. O kadar yorgun hissediyordum ki kendimi bunun olacağı en başından belliydi zaten. Derya’nın yemek hazır hadi kalk demeleri üzerine açabildim gözlerimi. Saat 9’a geliyordu.
’’’’’’’’’’’’’ ’’’’’’’’’’’’’ ’’’’’’’’’’’’’’
Hayır.! Hayır.! Hayır.! Burada olmaz, bugün olmaz, bugün rahat edecektim, kapıyı o kadar kilitlemem rağmen nasıl içeri girebildi? Derya mı içeri aldı onu yoksa? Yoksa Derya onu tanıyor mu? Aynanın yansımasından görüyordum onu, içim ürpermişti...
’’’’’’’’’’’’’ ’’’’’’’’’’’’’ ’’’’’’’’’’’’’’
Derya yemek sırasında sürekli bana neyim olduğunu sorup durdu, garip davranıyorsun, neden böylesin deyip duruyordu. Verecek cevabım yoktu şimdilik bu yüzden içime dolan onca kelime karşılığında hiç bir şey diyerek geçiştirdim onu. Yemekten sonra ellerimi yıkamak adına banyoya yöneldim, Derya’nın evinde belki de en sevdiğim yer koridordu, her yer ayna doluydu ve ben buradan her geçişimde her aynanın yanından geçerken değişik surat ifadeleri yapardım. Bu kaltak gülüşü hahahahaa... Bu masum bakış... Bu on numaralı gülüşüm heh işte böyle tavlıyorum erkekleri, yürü bee kim tutar seni gibi. Bu sefer keyfim yoktu sadece suretimi görmek için aynaya baktım uzun uzun ama bakmamayı yeğlemem uzun sürmedi..
’’’’’’’’’’’’’ ’’’’’’’’’’’’’ ’’’’’’’’’’’’’’
İçimde ki kaçma dürtüsü yine vuku bulmuştu, artık dayanamayacak haldeydim ve Derya’nın yanına koştum, koridorda birinin olduğunu ve bu kişinin günlerdir beni takip ettiğini dün de evime girdiğini söyledim, Derya panik olmuş gibiydi ama bana çok belli etmemeye çalıştı, evi kontrol etmek için yanımdan ayrıldı, ben salonda bekliyordum, hayatımın en uzun 7 dakikasıydı sanırım. O sırada bir sıtma nöbeti bastırdı, Derya’ya seslenecekken sesimin çıkmadığını fark ettim, tüm vücudum biri beni sarsarmışçasına titriyordu, bir ara gözlerim kapanıp açılmaya başladığında bir hastane odası görür gibi oldum, yine o geldi yanıma sıtmam devam ederken sıkıca sarıldı ve geçecek diye fısıldadı kulağıma, ne kadar kaçmak istesemde kaçamadım ondan, sarılışında huzur vardı..
’’’’’’’’’’’’’ ’’’’’’’’’’’’’ ’’’’’’’’’’’’’’
Derya yanıma geldiğinde düzelmiştim, evde kimsenin olmadığını sanırım loş ışıklardan dolayı gözlerimin yanıldığını söyledi. Evime giren kişi içinde polise gitmem gerektiğini tekrarladı sürekli. O gece beraber yattık, rahat bir uyku uyudum sanırım, sabah uyandığımda hatırladığım tek şey gördüğüm bir rüyaydı ve tanımıştım onu o hayatımın aşkıydı, o Mehmet idi. Nasıl olurda ondan bu kadar korkardım işte bu garipseme ile başladı yeni günüm...
Ona dair hatırladığım tek şey derin bir acı ve sevgi, insan bu kadar severken yokluğuna bu kadar acı hissederken nasıl olur da unuturdu?
YORUMLAR
Bu üç numaralı yaşamım... bu on numaralı gülüsüm cümleleri çok sevdim.
Eyşan Deniz
Teşekkürlerimle...