- 1483 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Mutluluk Nedir?
Mutluluk nedir? Hiç düşündünüz mü? Haydi beraberce düşünelim dostlarım!
Asırlardır insanoğlunun mutluluğu aradığını; mutluluk peşinde sürüklendiğini fark ediyorum. Zen ustalarından keşişlere; hint gurularından modern psikiyatrilerine kadar bir çoğunun neyin peşinde olduğunu çözümlemeye çalışıyorum.
“Bir varmış, bir yokmuş… Mutluluk neden bir illet varmış!”
Haftalardır bu konunun üzerine yoğunlaştım. Kimi zaman öğrenim gördüğüm yerde arkadaşlara/hocalara sordum bu soruyu.
Kimi zaman sokağa çıktım; maziye doğru akan halka danıştım.
Sizlere aldığım cevaplardan ve üstat gördüğüm insanlardan derlediklerimi sıralayacağım.
Soru: Mutluluk sizce nedir?
Cevaplarda derlediklerim:
1- Mutluluk, en az bir şeye sahip olmaktır.
2- Mutluluk, gülümsemek için bir neden aramaktır. -Arayıştır-
3- Mutluluk, öğrenmenin verdiği o coşkudur.
4- Mutluluk, korkudur. Korkunun getirdiği tedirginlik…
5- Mutluluk, doyumsuzdur. Ancak aç kaldıkça mutluluk elde edilebilir.
6- Mutluluk, bir bütünün parçası olmaktır.
7- Mutluluk, sınırları ortadan kaldırmak için gösterilen çabadır. Anarşi düzenle düzensizliği sağlamaktır.
8- Mutluluk, geçmişten ve gelecekten koparak; An’a odaklanmaktır.
9- Mutluluk, kötülüktür. Kötülüğün verdiği otoriterlik ve korku ile gelen saygıdır.
10- Mutluluk, cinayet işlemektir. Hırsızlığın en üst mertebesi; hayat çalmaktır. Çalınan her hayatta, biraz daha yaşama odaklanmaktır.
…
Evet aldığım yüzlerce cevaplardan derlediklerim. Gördüğünüz gibi mutluluğun sabit bir tanımı yok. Farklı kültürlerin, aile prensiplerin, ülkelerin, sınırların ve hatta farklı -marjinal- kişiliklerin kendilerine has mutlulukları var. Anladığım şeyin yani mutluluğun, aslında aranılan değil varılan sonuç olduğunu anladım.
Fark ettiniz mi?
Mutluluğu aramaya kalkıştığımız zamandan beri ne kadar da çok mutsuzluk yaşıyoruz. Bir üstadım bir keresinde “Kardeşim mutluluk arıyorsan, önce aramayı bırakmalısın. Ancak o zaman mutluluğun aslında aranılan değil doğuştan bu yana varolan şey olduğunu anlarsın” demişti. Ne de haklı bir öğreti değil mi?
Evet dostlarım! Bizler aslında bir hiç uğruna mı bu kadar çabalıyoruz?
Freud’un şu sözleri aklıma geldi.
“Zevk ilkesinin bizi zorla yönlendirdiği mutlu olma amacı elde edilebilir değildir fakat bir şekilde mutluluğun elde edilmesine daha da yaklaşma çabasından vazgeçmeyebiliriz, daha da ötesi vazgeçemeyiz. Mutluluk için çok farklı yollara girilebilir: bazıları amacın olumlu yönünün yani zevk almanın peşindeyken diğerleri olumsuz yönün, yani acıdan kaçınmanın peşindedir. Bu yolların hiçbiri bize arzuladığımız şeyi veremeyecektir. Elde edilebilir olduğunu gördüğümüz bu değişime uğramış algıya göre, mutluluk her bireyin libido ekonomisinin sorunudur. Bu konuda herkese uyan egemen bir reçete bulunmamaktadır “
Sizce de mutluluk ulaşılamaz bir şey midir? Hayali bir karakter… Uzaklarda ışıldayan serap… Uyanılması çok zor olan güzelim rüyalar…
Bir de Freud dedemizin tam tersi görüşünü savunan birisini örnek vermek istiyorum. Kendisi Hindistanın hatırı sayılır gurularından. Doğu felsefesiyle ilgilenenler kimden bahsettiğimi anlamıştır.
Tabiki de Osho’dan bahsediyorum. Kendileri der ki;
“Mutluluğun başarıyla hiç alakası yoktur, mutluluğun hırsla hiç alakası yoktur, mutluluğun parayla, güçle, prestijle hiç alakası yoktur. Mutluluk nedir? O, sana; senin bilinçlilik durumuna ya da bilinçsizliğine, uykuda mı yoksa uyanık mı olduğuna bağlıdır. Mutluluk, bilincinin neresinde olduğuna bağlıdır. Şayet uyuyorsan, o zaman zevk mutluluktur. Zevk duyu demektir, beden aracılığıyla elde edilemeyecek olanı bedenle elde etmeye çalışmaktır; bedeni onun yapamayacağı bir şeyi elde etmesi için zorlamaktır. İnsanlar her şekilde bedenleriyle mutluluğa ulaşmaya çalışıyor.
Beden sana sadece anlık zevkler verebilir ve her zevk aynı miktarda, aynı derecede acı ile dengelenir. “
Uyanık birisinin ise Osho için neyi temsil ettiğini sizlere vermeyeceğim. Araştırmanızı ve osho gibi yüzlerce hint gurularını tanımanızı istiyorum.
Evet dostlarım! Sizce mutluluk nedir?
Herkesin kendince bir nedenleri vardır mutlu olmak için. Kimimiz bir sabah denize girmekten, güneşli bir havada delilerce koşmaktan, sevdiğimiz ile sevişmekten mutlu olurken;
kimimiz ise evinde oturmaktan, ailesi ile dertleşmekten, kendisini dinlemekten -yalnızlıktan- mutlu oluyor.
Mutluluk arayışımız hep bir parça götürüyor bizden. Riske girdikçe bir şeylerimizi kaybediyoruz -ya da öyle zannediyoruz-
Çağımızın en büyük sorunlarından birisi de “aynılaşmak”tır diye düşünüyorum. Herkes herkesin İdolü olma peşinde.
Böyle bir ortamda nasıl farklılaşabilir insan? Nasıl mutluluğu farklılık içinde bulabilir diye düşünüyorum.
Çevremde bir çok insanın güzel bir evi, güzel bir arabayı, güzel bir eşi; mutluluk sandığını görüyorum. Ama bence bu mutluluk değil “huzur”dur sadece.
Huzur ile mutluluk aynı mıdır diye sorarsanız. Sizlere koca bir “HAYIR” diyebilirim dostlarım.
Huzur; uzun ömürlü bir rahatlıktır. Mutluluk ise kısa ve özdür. Mutluluk için rahatlığa gerek yoktur! Aslolan gereklilik özgünlüktür…
Çocukları gayet mutlu görürüz değil mi? Onların bozulmamış enerjilerini farkederiz. Aynılaşmamış özgünlüklerini… Yalın bir şekilde üzüldüklerini ve mutlu olduklarını fark ederiz. Kalıplaşmış düşüncelerden soyutlanmışlardır. Ondandır çocuk kadar berrak ve özgür olma çabalarımız. Sizce mutluluk çocuklaşmak mıdır sayın dostlarım? Üstünde durulması muhtemel bir örnek…
Sizlere de ricam okuyan herkes kendince mutluluğun tanımını yapabilir mi?
Mutlulukla kalmanız dileğiyle.
Erhan Korkmaz -16.04.2016
YORUMLAR
Mutluluk bilmediğin bir yerde, koca bir şehirde , penceresinde gitmek istediğin yeri umutla görmek istediğin halk otobüsleri gibi. Otobüs gelince mutlu oluyorsun. Binip, istediğin yerde indiğinde yeniden arıyorsun bir şeyi.
Mutluluk mevsimler gibi de olabilir. Gelip geçer. ama devamlı tekrar eden kendini...
Bir de bu dünyada belirli bir süre mutlu olabileceksen, mutlu olmaya değer mi diye soruyorsun kendine?
Huzurla aynı değil demişsiniz, evet, huzur dünya ise, mutluluk dünyada bir yer, bir bölge veya ülke.
Bir saatte on dakika, beş dakika, bir dakika gibi...
Mutluluk, haz olabilir mi? Sevdiğin bir şeyi yapınca aldığın o güzel his.
Bir de mutluluk, benin, senin, bizin, onun, bizlerin, sizlerin, onların mutluluğu gibi farklı..
Ama en güzel mutluluk: özgür olmak değil midir? asla ve hiç bir zaman özgür olamayacağı bilsen de, yine de kendini özgür hissetmek...
Saygılarımla.