Okuduğunuz
yazı
16.4.2016 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Gravyer
* Öykümde kullandığım fotoğraf/resim bana ait değil, internetten alıntıdır.
Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Öncelikle yazının başlığı çekti beni bu öyküye. Çünkü Karslıyım ve biz karslılara yapılan en kötü espridir
-Nerelisin? -Karslıyım. -Sizin oranın kaşarı meşhurdur değil mi abi?
Kaşar tabii ki mecazi anlamda ve hafif bir kikirdeme ve dahi altı çizilerek söylenen bir söz.
O değil de kazı da meşhurdur bizim memleketin))))))) Yani nereden bakarsan bak sinir edici bir durum.
İşte yine '' Acaba bu öykü de aynı soğuk espri üzerine mi?'' Diye düşünerek yazıyı okumaya başladım. Karşıma çok farklı bir öykü çıktı.
İşin doğrusu hiç de yabancısı olmadığımız öykülerdendi ama ama anlatımdaki ustalık bir çırpıda okumama sebep oldu ve bitirdiğimde '' Vay be...İşte öykü böyle yazılır'' dedim.
Velhasılı kelam: Kutlarım değerli dostum. Güne yakışmış.
Sami Abi, senin Karslı olduğun yazılarından aklımda kaldı. Fakat, seni bir türlü bir şehre oturtamıyorum aklımda. Elbette yazıların buna sebep. Senin yakışmayacağın bir kentimiz var mıdır bilmem.
Ben de bir an, yerden aldığım taşı Ali' nin başına atmak geldi içimden de , neyse dedim... değmez katil bir hasta için adının katil diye anılmasına.
Ben merkezci, dediğim dedik, aşırı çok aşırı tutkuyla ; sahip olmaktan anlaşılan, öykünün de işaret ettiği nüanslar gibi birlikte olmayı hedeflemektir ilk önce. Birlikte olunca bütün hayatını sahiplenmiş olur kişi. Bu tamamen nevrotik bir kişilik. Üstüne sürülen sevgi kreması bence maskedir. Özde , kendi doyurulmaz benliğinin açlığını bastırma eğiliminden kaynaklanır. Öyle bir açlık ki öykümüzde de gördüğümüz ve bir şarkıda da söylendiği gibi ' ya benimsin ya toprağın " düşüncesiyle kontrolsüz bir şekilde vücud bulur.
Gerek kişilerin fiziksel ve ruhsal özellikleri, gerek çevre betimlemeleri, gerekse kişiliklerine uygun diyaloglarıyla, baştan sona akıcı birbirinden kopmayan neden, sonuç ilişkisine düğümlenen güzel bir öyküydü. Gerçekten çok güzeldi. Teşekkür ederim değerli paylaşım için. Emeğiniz ebedi olsun. Saygılarımla.
Şükran AY tarafından 4/17/2016 9:16:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çok güzel bir hikaye. İlk cümleden sonuna kadar sürükleyici. Kadın olur diye beklemiyordum ama itiraf etmeliyim. Fakat bir olum bekliyordum. Anlatımda geçtiği gibi doğulu aşklarda illa ki acımtırak bir vaka olmazsa olmaz. Ben buna doğulu duygusallığı diyorum.
İkindi kahvemle pek keyif alarak bitiriyorum öyküyü. Ali Ebru Arap Bakkal taksi ve içindeki karaltı çekip gidiyor ama zihnim hala onlarla iştigal.
Doğunun duygusal olarak nitelenmesi henüz, niteliksel bir değişim geçirmemiş geleneklerinden midir, düşünmek lazım.
Fakat, diğer yandan, Batı'nın Oryantalizminin içinde oldukça haksız yargılar olduğunu da mahkum etmemiz gerekli, sanki?
Doğu ve Batı arasındaki davranış, olaylar arasındaki tepki farkları onların Doğulu ya da Batılı olmalarından değil, geleneklerin modern zamanlardaki deformasyonunda, değişiminde yatıyor, bence.
Yoksa Güney Amerika'nın Latinleriyle benzerliklerimiz olmazdı.
Dikkatli gözden kaçmak mümkün mü? Evet, aynen öyle. O tarzı, özellikle öykülerimde kullanıyorum. Ağır Roman'ı okuyana dek, bu tarzda tek yazanın ben olduğunu düşünürdüm.
Metin Kaçan, romana getirdiği tarzla daha neler yazacakken, göçtü gitti, zavallı. Hatta ona yazdığım bir öykü bile var sitede.
Güzel bir aşk hikayesi. Aslında, aşk hikayeleri beni hiç sarmıyor ama, bu seferki gerçekten ilgi çekiciydi. Yazık oldu Ali'ye diyorum. Hatice'ye de tabi ki.
Sıcacık cümleleriniz ne kadar teşvik edici, teşekkür ederim. Bazen düşünüyorum da, edebi şeyleri paylaşmak, paylaşmanın en duygu yüklü olanlarından biri, değil midir?
sahip olma dürtüsü sadece kendisine sahip olmak istediğimizin değil, ona sahip olmak isteyen başkalarının da hayatını olumsuz etkileyebiliyor hatta tamamen karartabiliyor. aslında çok şeyi karartıyor. "o benimki dedim oğlum, bakanı yakarım" lafı meşhurdur.
ortaokul yıllarımda sıra arkadaşıma, yolda yürürken biri yaklaşmış "o kızdan uzak dur" demiş ve gitmiş. biraz saf da çocuk "hangi kızdan?" diye düşünüp durdu. okul bitip de yollarımız ayrılana kadar korkudan hiç bi kıza yaklaşmadığını bilirim.
Neandertal insanlar üstüne yapılmış bir film izlemiştim. Klanın reisi olan, artık yaşlanmış neandertal'i öldürmüştü. Reisliğin yanında, karısını da almıştı. Sonra Homo sapiens sapiens'le karşılaşıp, yok olmuşlardı. Konusu da bu karşılaşmaydı aslında.
Ama, bu sahip olma duygusu olmadan ta o zamanları bile anlatmanın mümkün olmadığını anladım.
Roman tadında bir öyküydü. İşte ben bu tarzı seviyorum. Olayı sereceksin ortaya,kenara çekileceksin. Okuyucuya düşünce empoze etmeyeceksin. Önce Kemnur dostumun öyküsü, sonra bu bu... Zaten evde bal da yoktu. Kahvaltı etmesem mi acaba? Selamlarımla.
Kars gravyeri ve Ebru... Güzel bağdaştırma olmuş. Öykü ayrıca güzel. Fosforlu gibi. Çok masum bir ölüm öyküsü güne göre. Artık bu tarzda öyle öyküler yaşanıyor ki, sevgiden biraz da nasibini almamış sevda öyküleri.. Selamlar.
Irmak Yosunkent tarafından 4/16/2016 6:43:00 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sahip olma dürtüsünün bir insanın hayatını elinden alacak kadar kuvvetli olabilmesini aklım bir türlü almıyor. Elbette, sadece bu değil etkili olan.
Gelenek ve daha bir çok olumsuzluk var teşvik edici rol oynayan. Galiba en doğrusu sizin söylediğiniz " sevgiden biraz da nasibini almamış sevda öyküleri.. "
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.