11
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
8467
Okunma
İşin doğrusu bu gün için yazabileceğim bir konu yoktu. O bakımdan da canım sıkılıyordu. Ne yazayım, ne yazayım dye kara kara düşünürken bu gün Cuma vaazında imamın söylediği ayet aklıma geldi: ‘’ Külli nefsün zaikatül mevt’’ Yani her nefis ölümü tadacaktır.
Cuma namazından çıktım, eve geldim, kendi kendime ‘’ Oğlum Sami, işte sana konu. Mesela Osmanlılarda ve Türkiye Cumhuriyetinde çok büyük devlet adamlarının cenaze töreni ile ilgili yaz bu gün de . ‘’ Dedim ve başladım internette sağı solu kurcalamaya.
Öylesine dolanırken dolanırken birden gözüme resim 1 takıldı.
Aman Allah’ım. Cumhurbaşkanlığımızın araç filosuna 750.000 Dolarlık bir adet Cadillac marka araba katılmış.
Resmi görünce tepemin tası attı tabii ki. Cumhurbaşkanı da olsa bir insan öldüğü zaman nasıl bir araçla öte aleme gittiğinin farkında olmayacağına göre ne gerek vardı böyle şaşaalı bir arabaya? Öyle az buz da değil hani 750.000 Dolar. Oha ki bu kadar oha olur. Yani benim bir vatandaş olarak devlete ödediğim vergiler nerelere gidiyor bir bakın.
Hem Müslüman bir adam öldüğünde ne diye elin gavurunun Cadillac arabasıyla gidiyor ki? Yerli arabanın suyu mu çıkmış? Hani kendi otomobilimizi artık kendimiz imal ediyorduk. İşte o otomobille uğurlansa öteki aleme olmuyor mu?
Velhasılı kelam öfkemden burnumdan soluyorum. Allah’ım Ya Rabbim ya. Safi israf.
Düşünün şimdi. Bu arabanın bir şoförü olacak ve bu şoför de Cumhurbaşkanlığı Cenaze Arabası şoförü olduğuna göre maaşı herhalde asgari ücret olmayacak değil mi? İyi de bu şoför ne iş yapacak? Garibim bekleyecek Cumhurbaşkanı ölsün de cenazesini taşıyıp görevini yapsın diye. İyi de Cumhurbaşkanı, rahmetli Demirel gibi 92 yaşında ölürse ne olacak? Tam otuz sene ‘’ Cumhur başkanı ölsün de ben de işimi yapayım’’ Diye mi bekleyecek? Boş zamanlarında şoförlüğü unutmamak için Keçiören- Ulus arasında servis şoförlüğü mü yapacak o araçla? İnsanın psikolojisi bozulur yahu. Düşünsenize her Allah’ın günü kulağınız saraydan gelecek ‘’ Cumhurbaşkanımız oldü.’’ Haberinde.
Tüm bunları düşünürken bir de ne görsem iyi? Aynı araçtan Diyanet işleri Başkanlığına da alınmış. ( Resim 2 )
Eh haydi neyse. Ne de olsa memlekette bir hayli Diyanet personeli var. Öldüklerinde konforlu bir şekilde öteki aleme gidecekler demek ki. Ama var ya, sadece Diyanet İşleri Başkanının cenazesi için alınmışsa o araç hemen söyleyeyim çok ayıp olmuş yani.
Aman Allah’ım o ne? T.C.K ( Türkiye Cumhuriyeti Karayolları ) da bu cenaze aracından almış. ( Resim 3 ) Yalnız onları takdir ettim şimdi. Adamlar diyor ki ‘’ Dünyada rahat ettiremediğimiz değerli yolcu ve sürücülerimiz bari öte tarafa giderken konforlu bir şekilde gitsinler. Hani öte tarafta sorarlarsa ‘’ Şikayetçi misiniz bu Kara yollarından?’’ Diye ‘’ Ne münasebet. Adamlar son yolculuğa bile en lüks ve pahalı Cadillac ile yolluyorlar. Daha ne yapsınlar?’’ Dememiz için. Yok yok Kara Yolları haklı.
Haydaaaa. DSİ de almış. ( Devlet su işleri ) ( Resim 4 )
Yaptığım tahkikat ve tetkikat sonucu onlar da haklı kardeşim. Diyorlar ki ‘’ Hocam ! Bu işin suyu çıktı artık. Eh, bir işin suyu çıkar da o olaya DSİ el atmazsa çok ayıp olmaz mı? Hem yani bizim başımız kel mi?
Yok yok adamlar haklı...
DSİ haklı olmasına haklı da Süt Endüstrisi Kurumuna ne oluyor?(Resim 5) ‘’ Ulan bizim başımız kel mi?’’ Diyerek onlar da bu cenaze aracından almışlar. Şimdi anladınız mı litresini 50 kuruşa aldıkları sütü neden 2 Tl den sattıklarını? Meğer 750.000 Dolarlık Cadillac marka cenaze arabasına gitmiş bizim süt paraları. Ulan hain adamlar. Normal bir cenaze aracı alsanız da biz de bol bol süt içsek kıyamet mi kopar?
Neyse efendim. Buraya kadar olanlar iyi kötü ( Yok bayağı iyi ) gelirleri olan kurumlar. Vergiydi, bağıştı filan derken dünyanın parasını topluyorlar. Arada bir de Cadillac parası bu kadar para içinde çekirdek parası elbette. İyi de Pötürge Belediyesine ne demeli?
Ulan arkadaş senin ne gelirin var da 750.000 dolarlık cenaze arabası alıyorsun? Tamam anladık her Pötürgeli böyle bir cenaze aracıyla ebedi yolculuğa uğurlanmayı hakkediyor. Hatta her vatandaş böyle bir cenaze arabasıyla şöyle ferah ferah, millete hava ata ata ‘ Görün bakın ben nasıl bir arabayla gidiyorum. ‘’ Diyerek gitmeyi hakkediyor ama sen o 750.000 Doları nereden buldun?
Bizim milletin işine akıl sır ermez gerçekten de. Mesela bizim millet gider Afyon’un Sandıklı İlçesinde Kızılca Köyü gibi çok da kalabalık olmayan bir köye döt minareli cami yaptırır. Neden dört minare? Akıl, sır erdiremezsiniz.
Şimdi diyeceksiniz ki ‘’ Hocam ! Çok büyük devlet adamlarının cenaze törenleri’’ Diye başladığınız bir yazıda bula bula bunları mı buldunuz?
İşin doğrusu çok fazla bir şey bulduğumu söyleyemem ama iki resim buldum. Biri Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’in cenaze töreni, diğeri de Atatürk’ün Cenazesinin Dolmabahçe Sarayından Ankara’ya taşınma resmi. Her iki resme de baktığımızda Cadillac Marka bir cenaze arabası göremiyoruz.
‘’Hocam ! II. Abdülhamit ve Atatürk dönemlerinde Cadillac var mıydı?’’ Diye soracak arkadaşkara peşin peşin söyleyeyim: 1938 de ölen Atatürk döneminde de vardı, 1918 de ölen II. Abdülhamit döneminde de... Cadillac vardı ama Cadillac marka bir cehnaze arabası yoktu her ikisinin de cenazesinde.
Laf aramızda yukıradaki resimlerde gördüğünüz Cadillac marka cenaze arabalarının hiç biri de yok zaten. 1. Resmi birileri düzenleyip sosyal medyaya atmış. 2,3,4,5 ve 6. Resimleri de ben düzenledim.
Bu yazıda gerçek olan sadece 7. Resimdeki II. Abdülhamit’in cenaze töreni, 8. Ve 9.Resimdlerdeki Atatürk’ün naaşının taşınma töreni ve 10. Resimdeki Afyon-Sandıklı/ Kızılca Köyündeki cami dir.