- 8373 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
N’OOOLUYO ? BU CENAZE ARABALARI DA NEREDEN ÇIKTI?
İşin doğrusu bu gün için yazabileceğim bir konu yoktu. O bakımdan da canım sıkılıyordu. Ne yazayım, ne yazayım dye kara kara düşünürken bu gün Cuma vaazında imamın söylediği ayet aklıma geldi: ‘’ Külli nefsün zaikatül mevt’’ Yani her nefis ölümü tadacaktır.
Cuma namazından çıktım, eve geldim, kendi kendime ‘’ Oğlum Sami, işte sana konu. Mesela Osmanlılarda ve Türkiye Cumhuriyetinde çok büyük devlet adamlarının cenaze töreni ile ilgili yaz bu gün de . ‘’ Dedim ve başladım internette sağı solu kurcalamaya.
Öylesine dolanırken dolanırken birden gözüme resim 1 takıldı.
Aman Allah’ım. Cumhurbaşkanlığımızın araç filosuna 750.000 Dolarlık bir adet Cadillac marka araba katılmış.
Resmi görünce tepemin tası attı tabii ki. Cumhurbaşkanı da olsa bir insan öldüğü zaman nasıl bir araçla öte aleme gittiğinin farkında olmayacağına göre ne gerek vardı böyle şaşaalı bir arabaya? Öyle az buz da değil hani 750.000 Dolar. Oha ki bu kadar oha olur. Yani benim bir vatandaş olarak devlete ödediğim vergiler nerelere gidiyor bir bakın.
Hem Müslüman bir adam öldüğünde ne diye elin gavurunun Cadillac arabasıyla gidiyor ki? Yerli arabanın suyu mu çıkmış? Hani kendi otomobilimizi artık kendimiz imal ediyorduk. İşte o otomobille uğurlansa öteki aleme olmuyor mu?
Velhasılı kelam öfkemden burnumdan soluyorum. Allah’ım Ya Rabbim ya. Safi israf.
Düşünün şimdi. Bu arabanın bir şoförü olacak ve bu şoför de Cumhurbaşkanlığı Cenaze Arabası şoförü olduğuna göre maaşı herhalde asgari ücret olmayacak değil mi? İyi de bu şoför ne iş yapacak? Garibim bekleyecek Cumhurbaşkanı ölsün de cenazesini taşıyıp görevini yapsın diye. İyi de Cumhurbaşkanı, rahmetli Demirel gibi 92 yaşında ölürse ne olacak? Tam otuz sene ‘’ Cumhur başkanı ölsün de ben de işimi yapayım’’ Diye mi bekleyecek? Boş zamanlarında şoförlüğü unutmamak için Keçiören- Ulus arasında servis şoförlüğü mü yapacak o araçla? İnsanın psikolojisi bozulur yahu. Düşünsenize her Allah’ın günü kulağınız saraydan gelecek ‘’ Cumhurbaşkanımız oldü.’’ Haberinde.
Tüm bunları düşünürken bir de ne görsem iyi? Aynı araçtan Diyanet işleri Başkanlığına da alınmış. ( Resim 2 )
Eh haydi neyse. Ne de olsa memlekette bir hayli Diyanet personeli var. Öldüklerinde konforlu bir şekilde öteki aleme gidecekler demek ki. Ama var ya, sadece Diyanet İşleri Başkanının cenazesi için alınmışsa o araç hemen söyleyeyim çok ayıp olmuş yani.
Aman Allah’ım o ne? T.C.K ( Türkiye Cumhuriyeti Karayolları ) da bu cenaze aracından almış. ( Resim 3 ) Yalnız onları takdir ettim şimdi. Adamlar diyor ki ‘’ Dünyada rahat ettiremediğimiz değerli yolcu ve sürücülerimiz bari öte tarafa giderken konforlu bir şekilde gitsinler. Hani öte tarafta sorarlarsa ‘’ Şikayetçi misiniz bu Kara yollarından?’’ Diye ‘’ Ne münasebet. Adamlar son yolculuğa bile en lüks ve pahalı Cadillac ile yolluyorlar. Daha ne yapsınlar?’’ Dememiz için. Yok yok Kara Yolları haklı.
Haydaaaa. DSİ de almış. ( Devlet su işleri ) ( Resim 4 )
Yaptığım tahkikat ve tetkikat sonucu onlar da haklı kardeşim. Diyorlar ki ‘’ Hocam ! Bu işin suyu çıktı artık. Eh, bir işin suyu çıkar da o olaya DSİ el atmazsa çok ayıp olmaz mı? Hem yani bizim başımız kel mi?
Yok yok adamlar haklı...
DSİ haklı olmasına haklı da Süt Endüstrisi Kurumuna ne oluyor?(Resim 5) ‘’ Ulan bizim başımız kel mi?’’ Diyerek onlar da bu cenaze aracından almışlar. Şimdi anladınız mı litresini 50 kuruşa aldıkları sütü neden 2 Tl den sattıklarını? Meğer 750.000 Dolarlık Cadillac marka cenaze arabasına gitmiş bizim süt paraları. Ulan hain adamlar. Normal bir cenaze aracı alsanız da biz de bol bol süt içsek kıyamet mi kopar?
Neyse efendim. Buraya kadar olanlar iyi kötü ( Yok bayağı iyi ) gelirleri olan kurumlar. Vergiydi, bağıştı filan derken dünyanın parasını topluyorlar. Arada bir de Cadillac parası bu kadar para içinde çekirdek parası elbette. İyi de Pötürge Belediyesine ne demeli?
Ulan arkadaş senin ne gelirin var da 750.000 dolarlık cenaze arabası alıyorsun? Tamam anladık her Pötürgeli böyle bir cenaze aracıyla ebedi yolculuğa uğurlanmayı hakkediyor. Hatta her vatandaş böyle bir cenaze arabasıyla şöyle ferah ferah, millete hava ata ata ‘ Görün bakın ben nasıl bir arabayla gidiyorum. ‘’ Diyerek gitmeyi hakkediyor ama sen o 750.000 Doları nereden buldun?
Bizim milletin işine akıl sır ermez gerçekten de. Mesela bizim millet gider Afyon’un Sandıklı İlçesinde Kızılca Köyü gibi çok da kalabalık olmayan bir köye döt minareli cami yaptırır. Neden dört minare? Akıl, sır erdiremezsiniz.
Şimdi diyeceksiniz ki ‘’ Hocam ! Çok büyük devlet adamlarının cenaze törenleri’’ Diye başladığınız bir yazıda bula bula bunları mı buldunuz?
İşin doğrusu çok fazla bir şey bulduğumu söyleyemem ama iki resim buldum. Biri Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’in cenaze töreni, diğeri de Atatürk’ün Cenazesinin Dolmabahçe Sarayından Ankara’ya taşınma resmi. Her iki resme de baktığımızda Cadillac Marka bir cenaze arabası göremiyoruz.
‘’Hocam ! II. Abdülhamit ve Atatürk dönemlerinde Cadillac var mıydı?’’ Diye soracak arkadaşkara peşin peşin söyleyeyim: 1938 de ölen Atatürk döneminde de vardı, 1918 de ölen II. Abdülhamit döneminde de... Cadillac vardı ama Cadillac marka bir cehnaze arabası yoktu her ikisinin de cenazesinde.
Laf aramızda yukıradaki resimlerde gördüğünüz Cadillac marka cenaze arabalarının hiç biri de yok zaten. 1. Resmi birileri düzenleyip sosyal medyaya atmış. 2,3,4,5 ve 6. Resimleri de ben düzenledim.
Bu yazıda gerçek olan sadece 7. Resimdeki II. Abdülhamit’in cenaze töreni, 8. Ve 9.Resimdlerdeki Atatürk’ün naaşının taşınma töreni ve 10. Resimdeki Afyon-Sandıklı/ Kızılca Köyündeki cami dir.
YORUMLAR
Hoca demişya;Gömün.....gitsin.
Biz deyazalım gitsin.Gerisi aslı önemli değil.
Nasıl olsa bu saf millet her şeyi yutuyor!
Selamlarımla..
sami biberoğulları
Yutmayanlar yutanlardan daha fazla. Bu tip resimleri yapıp servis edenler kendilerini uyanık, milleti uyuyor sanıyorlar ama asıl uyuyanlar kendileri.
Selam ve sevgilerimle.
İşin gırgırı bir yana, güzel bir konuya parmak basmışsın Sami Abi: İftira ve yalan. Düşünsenize, adam oturuyor, olmayan bir şeyi olmuş gibi hem de birine, birilerine iftira atmak için hazırlıyor. Bu nasıl bir ahlaksızlık bu nasıl adiliktir, yarabbi?
Bunu tek tek insanlar yapmaz diye düşünüyorum. Çünkü bir insan bu kadar kötü olamaz bu kadar adileşemez. Galiba bunu yapanlar kötü niyetli kara propaganda odakları. Gerçi orada da insanlar çalışıyor ya, neyse.
O dört minareli camiyi yapan kafa da ne düşündüyse artık? Sevap hanesine biraz daha fazla artı değildir herhalde! Saçma bir rekabet mi var, kim bilir?
Sağlıcakla,
nitemtran
sami biberoğulları
O dört minareli cami bizzat gördüğüm bir camidir. Bir iddia üzerine dört minareli olarak yaptırılıyor o cami. İddianın konusu neydi hatırlamıyorum ama sanırım '' Sen cami filan yaptırmazsın '' denmiş adama, adam da kızmış dört minareli yaptırmış.
Böyle bir hikayesi vardı işte. Daha fazla sevapla ilgisi yok yani )))))))
Selam ve sevgilerimle.
Değerli hocam, gelişmekte olan bir ekonominin temel sorunlarından biri, birikimin içeride ve dışarıda yarattığı endişe, dolayısıyla gerilimdir...
Ekonominin rekabet gücü arttığı için ortaya çıkar bu...
Eğlenceli bir benzetme ile, büyük bir paraya kavuşan ailenin komşuları, hatta hısım ve akrabası, düzelen geçimi bozmak için, mesela aile reisinin garsonyer tuttuğunu, kapatmasını arabalandırdığını filan söylemeye başlarlar... :)))
Eğer bu nifak tohumu tutarsa, evin hanımı da beyinsizse, seyreyle sen gümbürtüyü...
Algı operasyonu tutmuştur!...
Bu aynı zamanda terörün görünmeyen(?) bir boyutudur...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
O kadar güzel örnekler vermişsin ki o kadar olur yani.
Hani cehennem kazanları içinde sadece Türklerin atıldığı kazanın başında zebaniler yokmuş. Sebebini soranlara. ''Nasılsa bir yukarı çıkmaya çalışırsa bir başkası ayağından tutup indiriyor aşağı. Kazanın başına zebani koymaya gerek kalmıyor'' Dedikleri gibi.
Selam ve sevgilerimle.
İlahi Sami Ağabeyim!
Yine güzel bir konu ve muhteşem anlatımla bizlere verdiğin neşe kadarının bin katını bulasın inşallah.
Ama ben İnanmıyorum o arabanın alınacağına.Esas resim diye birisi siyah rengini de koymuştu o arabanın.
Neyse alsınlar yahu Bu kadar yol yaptılar adamlar!!! O yollarda Anadol gezecek değil ya! Tabii ki Cadillac la gezecekler cenazeleri. Hem ne kadar böyyük bir ülke olduğumuz nasıl anlaşılsın ki? Sövmüyorum Ağabeyim!!! Karşımda sen olmasaydın belki.
Yüreğine sağlık Sami Ağabey.
Kahkahayla gülmesemde tebessüm ettim ya!
Selam ve dualarımla.
sami biberoğulları
Hep neşeyle kal.
İsminin başındaki mahlasına dönüşme sakın )))
Selam ve sevgilerimle.
O aracın (Cadillac XTS'ten türeyen B9Q Coachbuilder Funeral Coach 4dr Front-wheel Drive Professional'ın) perakende satış fiyatı 48,315 dolar (Gerçi o fiyatı 44,208 dolara çeken kampanya var ya neyse). Yani bugünkü kurdan 137,925 lira. Aracı şiddetle tavsiye ederim, 304 beygir, 3,6 litre, gayet ferah, ister kullan, ister arkasına uzan bir araç. 750,000 dolar nedir? Olsa olsa boyasıdır diyeceğim çünkü söz konusu yeşil renk aracın standart renklerinden biri değil. Ama 700,000 dolara da herhalde aracı piyasada tabloları para eden bir ressam boyamış olmalı. Saygılarımla
sami biberoğulları
Hayallerimi yıktın resmen.
Hani ileride bir gün Cumbaba olmayı ve 750.000 dolarlık arabayla gitmeyi düşünüyordum ama sen en babası 49.315 dolar diyorsun. )))) Öyle fakir iş,i arabalar kesmez. Marka mı değiştirmeli acaba? ))
Selam ve sevgilerimle.
İlhan Kemal
Eşim çalıştığı için bir buçuk yaşını doldurmamış kızımızı kreşe gönderiyoruz. Kreşin aylık parası bir BMW 6.50i cabrio'nun aylık taksitinden yüksek. Halbuki söz konusu aracın Türkiye fiyatı 333,894 avro (yani 1,075,361 lira). Türkiye'deki fiyatlara bakınca sanırsınız ki ben Cumbaba'yı kıskandıracak imkanlara sahibim. Yok öyle bir şey.
Demek istediğim o ki, Cadillac güzel araba. Amerika'daki fiyatı ucuz diye vazgeçmeyin; burada tüm arabalar ucuz.
SAMİ HOCAM iyibir konu o arabayı bende görünce sinirlenmiştim ayıp yani.
Bir zenginin cenaze defin merasiminde gördüğüm konvoyda ki lüks arabaları öylesine canımı sıkmıştır
acaba son yolculuğuna giden mevtanın o lüks arabalardan haberi olmuşmudur?
Bir başka cenaze namazını kıldığımda safa baktım iki sırayı tamamlamamıştık arkada ise altıyı geçmeyen bir sayıda bekleyen bayanlar vardı.Halbuki kıldığımız vakit namazı ikindiydi ve enn az dört beş sıra cemaat vardı.Cenaze namazını kıldıran imam konuyu biri iki cümleyle geçiştirmişti çünkü bahşişi veren yoktu ne yapsın imam,(ne ka ekmek o ka köfte hesabı).
Bu konu beni çok yaralamıştı.
Kendime asla şairlik sıfatı yakıştıramam ama işte ne olduysa o garibin cenazesinde boğazım düğümlenerek şu cümleler dökülmüştü,pek şiirlerimi ezbere hatırlamam ama o kısa sözleri hala unutamam:
ZENGİN YOLCU OLANDA KONVOY UZAR
GARİB SAFINA İMAM BİLE KIZAR.
Yazına sevindim ama canımı sıktığını da belirtmek isterim
Selam dualarımla kal.
sami biberoğulları
Kendi hesabıma, arkamdan fatiha okuyanım olsun, gerisi önemli değil. Neyle götürürlerse götürsünler.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
SELAM VE SEVGİLERİMLE.