- 476 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dava Kanlı ve Kutludur
Her kesimin dilinde olan, fakat kastedilenin özüne inince farklılıkları belirginleşen bir kavram olan "dava", ne yazık ki İgorların Türkiye uzantıları tarafından da sahiplenilmiş bir kavramdır. Ayırt edici olması bakımından bizim davamız ne, onların davası ne, bunu belirtmek gerekir.
Bizim için dava; atalarımızın yaşadığı, otağlarını kurduğu, cenkler ettiği, mezarlarının bulunduğu her yeri elde etme ülküsüdür. Emperyalist zihniyetle ise alakası yoktur. Çünkü emperyalist zihniyet çıkarı söz konusu olduğu zaman gözü hiçbir şey görmeyen zihniyettir. Bizim ülkümüzün arasında ise dünyaya nizam verme ülküsü, yani "Kızıl Elma" ülküsü vardır. Tek devlet, daha da önemlisi tek yasa altında birleştirme ülküsüdür.
Onların davası ise din, ırk, ahlak, kültür ve onları çağrıştırıcı her ne varsa ortadan kaldırmaktır. Bunun hayaliyle yatıp bunun hayaliyle kalkarlar. Bir de bu hayal gerçekleşirse buna devrim diyecekler. Tam da verecekleri isme uymuş olur yaptıkları. Yalnız, hadi devirin de, yerine neyi dikeceksiniz ? Allah’ın indirdiği kitap yerine, manifestoyu mu okutacaksınız ? Asırların şekillendirdiği tüm birikimlerin yerini çekiçle orak mı alacak ?
İşte yapmak ve yıkmak arasındaki fark. Bizim davamız tüm bu sapkın hallerden uzak ve en üstünde Kızıl Elma olan davadır. Bu kutlu ülkü için de bir kulp bulabilirler. Zaten yasa, devlet gibi mefhumları duyunca dizleri titreyen, başına ağrılar giren kişilerin, bu kavramların temelini oluşturduğu bir ülküye sıcak bakacaklarını da düşünmüyorduk. Hem de bu ülkünün, insanlığın adalete hasret olduğu bilindiği için doğmuş olmasına rağmen.
Bütün bunların yanında en çok "halkların" huzurunu isteyen kişiler de onlardır. Barış-kardeşlik türküleri söylemekten boğazları yırtılan Deli Petro’nun çok akıllı evlatları, "kansız devrim olmaz" sözünü de çok seven kişilerdir.
Zıtlık kavramının vücuda gelmiş hali olan bu şahıslar her zaman fikir özgürlüğünden dert yanar, fakat aleyhlerine bir durum varsa veya gidişat o yöndeyse önceden söylediklerini unuturcasına saldırıya geçerler. Hayalimizdeki dünyada, imkanı varken düşünmekten mahrum olana da yer olmayacağı için, davanın zafere ulaşacağı yolda elbetteki çakma Slavlarla da savaşmak vardır.
Dava, kişi için onurdur. Bu yolda haklı olan her türlü mücadele verilir. Canlar almasını bildiği gibi kişi, aynı şekilde canlar vermesini de bilir. Sancağın hiçbir halde yere düşmemesi için var gücüyle savaşır. Zaafa uğratacak her şeyi davanın gerisinde görür. Dava için düşünür, dava için adım atar, dava için yaşar ve dava için ölür.
Dava yolunda kanlar akacak, fakat bunlar mücadeleye engel olmayacaktır. Çünkü bu dava bir kişinin veya bir güruhun davası değil, mazlumların davasıdır. Bunun bilincinde olan her çeri, üstesinden gelmenin güç olacağı acılarda bile isyan edip, davasına gölge düşürmez.
Söylediklerimizin aksini anlatan ve hiçbir sorunun kanla çözülemeyeceğini iddia eden kişiler ise görmezden gelinmeli. Tartışılmayacak kadar değersiz fikirleri olan kişiler yüzünden vakit kaybetmek istemez hiçbir dava adamı.
Eğer öyle bir dünya veya öyle bir gelecek bulabilirlerse bize de haber versinler. Hap atmadan böyle bir dünya göremeyeceklerini biliyorlardır umarım. Yoksa gerçekten arayacak gibi duruyorlar seneler boyu!..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.