- 1294 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
BU DELİKANLI OĞLUM, BU HANIM KIZ DA DAMADIM OLUR.
Efendim, bir baba için elbette en güzel olaylardan birisi oğlunun ya da kızının mürüvvetini görmektir.
Eh ben de büyük oğlumun ( Ki ona genelde ‘’Büyük Kangalım.’’ derim.) mürüvvetini görme aşamasına geldim artık.
Burada mürüvvet kelimesini özellikle küçük harfle yazıyoruz . Çünkü görülecek olan mürüvvet bir özel isim olmayıp saadet anlamına geliyor ve tabii ki saadeti de küçük harfle yazıyoruz. Ama yazının ilerleyen paragraflarında saadeti büyük harfle de yazacağım. Yok yok büyük Kangalımın eş namzedinin adı Saadet değil. O sebeple değil yani. Onun adı Bahriye...
Esas itibariyle ben öyle telaşlı bir insan değilimdir. İlle velakin bazen hiç olmadık yerlerde, hiç olmadık durumlarda hayret edilecek bir şekilde elim ayağım birbirine karışır.
Öğretmenlik yaptığım yıllarda belki de yüzlerce kez toplumun karşısına çıkmışımdır. Öyle mikrofon korkum , sahne heyecanım yoktur. İlle velakin bazen de hayatında ilk kez sahneye çıkıyormuş gibi zangır zangır titrerim. Mesela sara krizi ya da kalp krizi geçiren bir insan gördüğümde hemen müdahale etmekten çekinmem ama bazen de bir insanın sürekli hıçkırması üzerine telaşa kapılırım.
Mesela kendi evliliğimde öyle hiç de heyecana kapılmadım.
Heyecana kapılmadım derken, bu günkü ana konuya geçmeden düğün salonunda gördüğüm bir manzarayı aktarayım sizlere. Oldukça heyecanlı bir olay çünkü. Yani Düğün salonuna gitmeden önce nasıl çarşafa dolaştığımı daha sonra anlatayım.
Benim büyük oğlan,gelin adayımız , küçük Kangal ve ben, dördümüz büyük Kangal’ın evliğiliği için gün almak üzere nikah salonundan içeri girdik. Büyük Kangal ve gelin hanım ‘’ Siz burada bekleyin isterseniz. Biz yukarı çıkıp işi halledelim. Siz oturup çay için ‘’ Dediler. Ben de bahçede oturup çay içeceğime nikahların yapıldığı salona doğru yürümeye başladım.
Baktım içeride bir nikah var. Başladım seyretmeye.
Damat efendi hafifçe kırlaşmış, orta yaşlı bir bey. İlle velakin gelin adayı en fazla yirmi beş yaşlarında müthiş güzel bir kız. Kendi kendime ‘’ Ulan köftehor, kapmışsın piliç gibi kızı’’ Diyerek kabarmış olan kıskançlık damarlarımla bu evlenecek çifte bakıyorum.
Nikah memuru malum cümleleri sıraladıktan sonra önce gelin hanıma sordu: ‘’ Falanca oğlu filanca ile hiç bir baskı ve zorlama olmaksızın evlenmeyi kabul ediyor musun?’’
Ben bekliyorum ki ‘’ Bununla mı? Allah korusun.’’ Desin. Lakin o güzeller güzeli kızcağız ‘’Evet ‘’ Diyerek bana resmen bir şok yaşattı.
Nikah memuru daha sonra damat beye sordu ‘’ Falanca kızı filancayı hiç bir baskı ve zorlama olmaksızın eşin olarak kabul ediyor musun?’’ Ben neredeyse bağıracağım ‘’ Ulan ne baskısı, ne zorlaması. Böyle güzel bir kız ile insan baskı ve zorlama ile mi evlenir angut’’ Diye. Hatta adam cevap vermeden ortaya çıkıp ‘’ Durun. Bunlar evlenemez’’ Diye bağırmayı, nikah memuru ‘’ Niçin?’’ Diye sorarsa da ‘’ Allahtan reva değil de ondan ‘’ Diye cevap vermeyi planlıyorum ama öteki taraftan aşkın gözü kördür demişler. Hani arada aşk filan varsa bayağı körmüş gerçekten de.
Neyse efendim, adam ‘’ Valla memur bey, ben aslında çok da razı değildim ama ite kaka oturttular masaya ‘’ Diyecek değil elbette.
Herif uyanık. Önce ayaklarını masa altında birleştirip yukarı çekti. Sonra neredeyse oturduğu koltuktan düşecek kader geriye doğru eğrildi. Garibim genç kız basacak ayak arayıp dururken de olanca gücüyle bağırdı ‘’ Eveeeeeettttttt’’
Ben içimden ‘’ Gitti gül gibi kız’’ Desem de olan olmuştu. Ama tabii ki bir de şahitlerin de şahadet etmesi gerekiyordu bu olaya.
Birinci şahitte bir sorun yoktu. Lakin ikinci şahit ‘’ Hele şu mikrofonu ver’’ Diyerek nikah memurunun elinden aldı mikrofonu ve başladı. Neye mi başladı? Arapça bir şeyler söylemeye başladı. Sanırım dua ediyordu. Yaklaşık on beş yirmi dakikalık bir dua faslından sonra o da nihayet imzasını attı ve nikah akdi böylece tamamlanmış oldu.
Az sonra bizimkiler de geldiler. Nikahları için 12 Mayıs tarihine gün almışlardı.
Evet, şimdi gelelim ana mevzuya. Yani yazının başlığına.
Yukarıda da belirttiğim gibi aslında telaşeli bir insan değilimdir. İki oğlum ve gelinim ( Artık gelinim dememde bir mahsur yok değil mi?) ile Ümraniye nikah salonuna doğru gidiyoruz. Yolda bir baktım bizim Edebiyat Defterinden arkadaşımız Saadet Hanım ( Saadet Kılıçarslan)
-Ooo Saadet Hanım merhaba. Hayırdır? Ne yapıyorsun buralarda?
-Aaaa..Sami Hocam. Merhabalar. Biliyorsun annem hastanede, onun bazı ihtiyaçlarını almak için çıkmıştım.
Saadet Hanımın annesini geçen Pazar ziyaret etmiştik bazı arkadaşlarla. Durumu hiç iyi değildi. Şimdi ilk önce onun durumunu konuştuk yine. Zavallı kadıncağız daha da kötüymüş maalesef.
Saadet Hanımın annesi üzerine ayak üstü biraz konuşup iyi dileklerimi ilettikten sora bu sefer Saadet Hanım sordu.
-Hocam hayırdır. Siz ne yapıyorsunuz buralarda?
-Valla biz de benim oğlanı evlendiriyoruz da evlilik için gün almaya gidiyorduk.
-Aaa ne güzel. Çok sevindim. Allah mutlu etsin.
-Çok teşekkür ederim Sadet Hanım. Tanıştırayım. Bu 2 no lu oğlum Tuğrul. Bu evlenecek olan büyük oğlum Cihangir. Bu hanım kız da damadım.)))))))
Evet...Resmen gelinimi ‘’ Damadım ‘’ Diye tanıttım Saadet Hanıma.
Yirmi gündür her an annesinin ölümünü bekleyen Saadet Hanım başladı gülmeye. Madem ki benim heyecanım ve yaptığım bu gaf yirmi gündür yüzü gülmeyen bir arkadaşımın yüzünde tebessüm oluşturmuştu o halde varsın gelinim, gelinim değil damadım olsun. Önemli mi?
YORUMLAR
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
her baba ve annenin tek mürüveti evlatlarının evlenmesidir....ne güzel hocam mutlulukları daim olsun saygılarımla
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Anlatımınla yine bizi tebessüm ettirdin Sami Ağabey.
Ama benim aklıma hemen hinlik geldi.
Sami Ağabey, Oğlunu evlendirecek,'''edebiyatdefteri'ndekileri şimdiden uyarayım da Altınlar hazırlansınlar!'''
gibisinden bir hisse kapıldım! Şaka şaka!!! Alınmadın inşallah.
Allah u Teala tamamına erdirsin, her zaman mutlu olsunlar inşallah.
Yüreğinize sağlık.
Selam, Saygı ve Dualarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Allah bahtlarını açık eylesin,mutlu bir yuvaları salih ve saliha yavruları olsun.
Bak (s)leri küçük yazdım ama bellimi olur bakarsın sonradan (S)leri büyük olarak sen yazarsın.
İnşallah,amin ecmainnnnn........
sami biberoğulları
Çok çok teşekkürler.
Selam ve sevgilerimle.
Damadınız şimdiden hayırlı olsun daha 12 Mayısa var ama, unuturuz filan, özürümüz olsun şimdiden. Beğendim hikayeyi, selam ve saygılarımla Hocam.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Kıymetli hocam.
Ne istiyorsunuz adamcağızdan bulmuş güzel bir kızı kurmuş yuvasını. Kıskanmanın alemine?))))
Damadınızın pardon!’’ Gelininizin ve oğlunuzun güzel günlerini ve mutlu evliliklerini tamamına erdirmeyi Rabbim nasip etsin.
Saygı ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Güzel dileklerin için de ayrıca teşekkürler.
Selam ve sevgilerimle.