- 442 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
-BİR SÖZÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-
"Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı" deyişi meşhurlardandır. Öyle bir söz söylersiniz, yankısı ayyuka çıkar ve aleyhinize ummadığınız bir ortam da oluşturabilir. Öyle bir noktaya getirir sizi; niyetim olumsuz değildi, anlamı şudur sözün dersiniz de, peki neden o spekülasyona müsait deyişi kullanmak yerine direk manayı veren bir tanımlama yapmadınız sorusu da zihinlerde uyanabilir.
Buna benzer bir durum son günlerde siyaset dünyamızda yaşandı aslında. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun sarf ettiği “Aile Bakanı birilerinin ............... durumda, o zaten hiç konuşmuyor.” Şeklindeki söz ilgili siyasimiz tarafından ne kadar sözlüksel açıklama yapılsada hatalıdır kanımca.
Geçmişte Rıza Zarraf hakkında kullanıldığını söylemesi kurtarmaz bence. Her şeyden önce Rıza Zarraf erkektir. Dolayısıyla bir deyim olsa da bir kadına yönelik kullanılması düşündürücüdür. Değerlendirirken salt sözlüksel boyut değil sosyo kültürel yapımızda göz ardı edilmemelidir derim. Hani deriz ya; cinsel konularda sorunlu bir toplumuz. Şuuraltı bozuklukları ve doyumsuzluklarımızdan bahsederiz, işte tam da dediğim bu. Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki; hükûmet kesimi hemen cinselliğe çekiyor. İyi de kardeşim gündelik hayatta da benzeri hususlarda söylenenler cinsel çağrışım yapmaz mı? Bir Avrupa toplumu değiliz ki. Kabul etmek gerekirse, karşı cins konusunda çok kez rahat değiliz.
Evet, CHP lideri, önüne yatmak ’Bir kişi veya kurumu korumak amacıyla elindeki imkânları kullanmak’ bağlamındadır diyor. Bizde bir deyim vardır. “galat-ı meşhur lugat-ı fasihten evladır” Hani derim ki, gündelik algı ve söyleyişin ya da başka bir ifadeyle halkın günlük kullanımına sinmiş şeklin sözlüksel manayı da aşacağı yönündedir.
İşin ilginç yanı Kılıçdaroğlu’nun daha sonraki konuşmasında sözlüksel tanımı verdiğine bakılırsa ilk söyleyişte de hazırlıklı olduğu hani ağzından kaçırmadığı izlenimi de uyanabilir.
Ben bazen iyi niyetin kurtarmayacağı durumlara ya da sıkıntı meydana getireceği hususunda birkaç örnek vermek istiyorum.
Yıllar önce bayanlı erkekli bir meclisteyim. Şüphesiz birbirini oldukça tanıyan insanlar bulunmaktadır. Bir hanım arkadaş bir konuda erkek arkadaşa aferin diyecek oldu da, erkek arkadaşın birden tepki gösterdiği aklıma gelir. Vay efendim nasıl aferin dersin? Bayan şaşkınlıkla sordu aferin ne ki? Meğerse kırsalda çamurdan çıkmış eşeğe aferin denirmiş. Bende o gün öğrendim açıkçası. Ne ki, şehirde doğmuş hayatı kentsel ortamda geçmiş bir hanımın bu anlamda bir beye aferin demesi mümkün müdür? Kuşkusuz hayır. Buna mukabil değer yargılarının insanı nasıl etkilediği hatta ezebildiği hususunda manidar bir örnektir kanımca.
Bir başka örnek yine vaktiyle gazeteci yazar Selahattin Duman’ın bir yazısından hatırımdadır. Ünlü gazetecimiz, Satılmış Ordu isminde bir arkadaşından söz etmektedir. Düşünsenize diyor; 27 Mayıs ihtilalini takip eden günlerde Ankara’da Kızılay’ın göbeğinde bu arkadaşınızı belirli bir mesafeden gördünüz ve Satılmış Orduuu! Şeklinde sesinizi duyurmak maksadıyla kendisine bağırdınız. İki kolunuza girip götürürler ve bir daha da hakkınızda haber alan olmaz. Kuşkusuz Duman’ın anlattığı durum kurgusalda olabilir. Ola ki var böyle biri ve arz edilen olayda yaşanmaktadır. Durumunuzu açıkladığınızı ve hatta o sırada Kızılay’da ardından seslendiğiniz somut bir kişi olarak arkadaşınızın varlığını ispatta ettiğinizi düşünelim. Ne var ki, o esnada çevrede bulunan yüzlerce vatandaşın nazarında siz orduya söven bir nümayişçi izlenimi vermez misiniz?
Şimdi sevgili Kılıçdaroğlu tutturmuş, efendim! Haksız mıyım? Aile bakanı vakıf olaylarını örtbas edici davranışlarda bulunmuyor mu? Yahu bulunuyor da sarf ettiğin söz dilimizin esnekliği içerisinde eğilip bükülmeye müsait.
Vaktiyle rahmetli politikacımız Ayvaz Gökdemir’in bazı PKK militanlarının ve DEP’li milletvekillerinin serbest bırakılması istemleri üzerine Alman siyasetçi Claudia Roth ve diğer bazı Avrupalı kadın parlamenterler hakkında fahişeler tabiri kullandığını hatırlayanlar olacaktır. Hep düşünmüşümdür, merhum siyasimiz sözkonusu çıkışıyla o Claudia ise ben de Gladyoyum benzeri bir hisle mi hareket etti acep? Tam olarak dediği bu muydu, merak ederim öteden beri. O değil de, kendi hesabıma Gökdemir’e hak vermedim diyemem. Türkiye’ye çeşitli dönemlerde insan hakları baskısı yapan Avrupalı siyasilerin gerçekte emperyal bir buyurganlığın sarhoşluğu içerisinde oldukları da bir reality show söylemi değil realitedir. Dolayısıyla ülkemize bu tip baskılar yapan Avrupalıların hatta kadın olanları da dâhil olmak üzere cinsel bağlamda değilse de siyasi birer fahişe oldukları o kadar açıktır ki. Müşkül şu ki, gerek kadına şiddet gerekse uluslararası ilişkiler boyutunda böyle bir söyleyiş hukuksal düzlemde ülkemizi ve ünlü politika adamımızı döneminde köşeye sıkıştırır vesselam. Hani isterseniz efendim! Ben siyasi fahişe demek istedim deseniz bile.
Velhasıl-ı kelam, kadın sözkonusu oldu mu dünya değişir baylar bayanlar. Her ne kadar ben öyle demedim de böyle dedim de, sonra benim gibi biri nasıl kadını aşağılamış olabilir, yahu ben ya ben olacak şey mi desenizde kurtarmaz. Bence Kılıçdaroğlu özür dilemeli, ancak ondan sonra lafzı kastini aşmak mıdır değerlendirilir.
L.T.
YORUMLAR
Eline yüzüne bulaştıracağın sözü söylememek gerek bence özetle; niyet ne olursa olsun! :)))
Yeni yazılarınızı bekliyorum!
Saygı ve dostlukla
levent taner
Kıymetli varlığınızla onur bahşettiniz her dem olduğu gibi
Saygı ve selamlarımla...
levent taner
Kılıçdaroğlu temelde beyefendi bir insan
Ne ki, güçlü ve etkin bir siyasi kişilik olarak görmüyorum
CHP'nin tarihindeki en pasif karakter bence
Fakat insan profilinden dalga dalga yayılan duruş pozitif
Kadını aşağılayacak biri de değil
Tamamen siyasi bir eleştiri yaptığının da farkındayım
Eeee! Daha ne diyebilirsiniz de
Ancak karşı tarafın istismar edeceği belli olan bir sözü neden sarf ediyor?
Aile bakanı birileri adına olayları örtbas ediyor diyip geçebilirdi bence
Elbette başka siyasiler neler söylediler bugüne kadar
Ancak onların şiarına uyabilirde bu
Hani derim ki, meşrep meselesidir biraz da
Bir sözü söylediğinizde tabiatınız ve vücut diliniz müsait değilse ağzınıza yüzünüze de bulaştırabilirsiniz kanımca
Mesela Kılıçdaroğlu önce önüne yatmak dedi günler geçipte üzerine gidilince altına yatmak tabirini kullanmaya başladı
Hadi bunları da bırakalım
Bir ara Cumhurbaşkanı bozuntusu demesi de siyasi nezakete hiç uymadı bana göre
Ben Cumhurbaşkanını sorgulayan, eleştiren biriyim yerine ve şüphesiz kendime göre
Ancak sorgulama şekli ters köşeye yatırmamalı kişiyi derim
Nihayet efendim!
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duyduğumu söylemem bile abes
Nadide şiirlerinizle bizleri daha yıllarca beslemenizi ümit ediyorum
Saygı ve selamlarımla...
glenay
Gerçekten o söylediği söz kişiliğiyle de bağdaşmıyor.
Kendince bir çıkış yapıyorum sanmış olabilir.
Şiirlerim hakkındaki düşüncenize çok teşekkürler,
selamlar..
Üstadım, Kıbrıs Savaşı sırasında çizilmiş bir karikatüre rastladım...
Yunanlı pilot bulunduğu irtifaya ilk defa çıkmış gibi öğürüyor...
Teşbihte hata olmaz, değil mi?...
Selam ve saygılarımla.
levent taner
Karikatür sizin erbabı olduğunuz bir tür
Paylaşımlarınızdan da bunu görmek mümkün
Yorumunuzun üstüne söz söylemek ise ne mümkün?
Katılım ve katkınız dolayısıyla her dem olduğu gibi şükran duydum
Saygı ve selamlarımla...