(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
kimilerinin hayalleri suya düşmeye mahkum. tam ona dokunuyorsun, hatta avucuna alıyorsun... bakıyorsun yok.
ayakkabılı anılarım geldi aklıma; annem pazardan alırdı, sorardım "bunlar hızlı koşturuyor mu?" "evet" derdi. hızlı koşturmaları su geçirmelerine engel olmayan lastik ayakkabıları paralanana kadar giyerdim. sonra bizim de yaşımız 19 oldu bi gün, artık ayakkabıda aradığımız özellik hızlı koşturması değildi. sonra, sonra...
orta alt sınıf çocukluk ve ilk gençlik öyle güzel anlatılmış ki. şanslı olanlar hariç çoğumuzun bir çıraklık hikayesi vardır alın teri ilk kazanılan para veyahut alın teri ile kazanılmış ilk paranın boşa gitmesi.
ayrıca patron esnaf ( küçük ve orta) sınıfının genel çakallık algoritmasınıda öyküde çok iyi görüyorum. sanki o masada çay içip Tokatlıya köylü diyenlerden biriyim.
Can arkadaşım yine bulmuşsun konuyu ve çok güzel öykülemiş-sin. Önce nereye varacak dedim ama cigara paketiyle buruşan yüzümü gülücükler kapladı. Var ol. Yolculuktan geldiğim şu anda ilaç gibi geldi. Sevgiyle
Öykünün karakterleri bu sefer çok gerçekçi olmuş. Bu karakterleri öyle çok severim ki oturup saatlerce dinleyebilirim. Anadolu'da çok şükür çokça var. insanın aklına Şaban'ın kahvede bir olayı anlattığı sahne geliyor. İtiraf edeyim, sonunu öyle beklemiyordum. Ama bu şekilde öykü usta bir kalemden çıkmış gibi güzelleşti. Günün en güzel öyküsü. Çok tebrikler, selamlar
Özveriyle alınan bir çift ayakkabı. Ve zevkini çıkaramadan ondan ayrılış. Hepsi bu mu olayın? Değil tabii. O diyaloglar, o ruh hali, o verilen mesajlar... Tam bir usta işi. Siz ustasınız zaten bunu bilmeyen yok. Selamlarımla.
Dokuma hatası, defolu mallardan alırken acayip bir heyecan basardı. Adam derdi ki, al bunları koy üzerine birkaç kuruş kar, oh mis gibi kazanırsın. Çorap satarken, bazen yan tezgahta ayakkabıcılar olurdu. Sebze, meyve satandan ziyade tabi ayakkabıcı yanında durmakta hoş oluyordu. Uyumlu esnaf halleri, 'abla ayakkabıyı oradan, çorabı buradan al tarzı.'
Nüktedan tüm alt kişiliklere rağmen yine de hikaye temelinde yatan garibanlığı sona geldikçe insan damardan hissediyor. Tel tel bükülüp, iç içe geçip, ayrı bir boşlukta kendini arama ihtiyacı hissediyor.
Ayakkabının bir numara büyük oluşu, paketi zevkle yeni pabuçlarla vurma heyecanı... Yani tadı damağında kaldı hikayenin diyebilirim.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.