- 1202 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
kimilerinin hayalleri suya düşmeye mahkum. tam ona dokunuyorsun, hatta avucuna alıyorsun... bakıyorsun yok.
ayakkabılı anılarım geldi aklıma; annem pazardan alırdı, sorardım "bunlar hızlı koşturuyor mu?" "evet" derdi. hızlı koşturmaları su geçirmelerine engel olmayan lastik ayakkabıları paralanana kadar giyerdim. sonra bizim de yaşımız 19 oldu bi gün, artık ayakkabıda aradığımız özellik hızlı koşturması değildi. sonra, sonra...
okuması çok keyifliydi.
nitemtran
Ama sonra, tam da senin dedğin gibi bir cephe açıldı benim de önümde.
Sağlıcakla,
orta alt sınıf çocukluk ve ilk gençlik öyle güzel anlatılmış ki.
şanslı olanlar hariç çoğumuzun bir çıraklık hikayesi vardır
alın teri
ilk kazanılan para
veyahut alın teri ile kazanılmış ilk paranın boşa gitmesi.
ayrıca patron esnaf ( küçük ve orta) sınıfının genel çakallık algoritmasınıda öyküde çok iyi görüyorum.
sanki o masada çay içip Tokatlıya köylü diyenlerden biriyim.
eline kalemine sağlık ustam
çok lezizdi.
nitemtran
O masada çay içip, Tokatlıya köylü derken ben de senin yanında olurdum muhtemelen.
Sağlıcakla,
nitemtran
Güzel öykülerde buluşmak üzere.
Sağlıcakla,
nitemtran
İyi günlerde görüşmek üzere.
Sağlıcakla,
Öykünün karakterleri bu sefer çok gerçekçi olmuş. Bu karakterleri öyle çok severim ki oturup saatlerce dinleyebilirim. Anadolu'da çok şükür çokça var. insanın aklına Şaban'ın kahvede bir olayı anlattığı sahne geliyor. İtiraf edeyim, sonunu öyle beklemiyordum. Ama bu şekilde öykü usta bir kalemden çıkmış gibi güzelleşti. Günün en güzel öyküsü. Çok tebrikler, selamlar
nitemtran
Sağlıcakla,
Özveriyle alınan bir çift ayakkabı.
Ve zevkini çıkaramadan ondan ayrılış.
Hepsi bu mu olayın?
Değil tabii.
O diyaloglar, o ruh hali, o verilen mesajlar...
Tam bir usta işi.
Siz ustasınız zaten bunu bilmeyen yok.
Selamlarımla.
nitemtran
Saygılar, selamlar
Dokuma hatası, defolu mallardan alırken acayip bir heyecan basardı. Adam derdi ki, al bunları koy üzerine birkaç kuruş kar, oh mis gibi kazanırsın. Çorap satarken, bazen yan tezgahta ayakkabıcılar olurdu. Sebze, meyve satandan ziyade tabi ayakkabıcı yanında durmakta hoş oluyordu. Uyumlu esnaf halleri, 'abla ayakkabıyı oradan, çorabı buradan al tarzı.'
Nüktedan tüm alt kişiliklere rağmen yine de hikaye temelinde yatan garibanlığı sona geldikçe insan damardan hissediyor. Tel tel bükülüp, iç içe geçip, ayrı bir boşlukta kendini arama ihtiyacı hissediyor.
Ayakkabının bir numara büyük oluşu, paketi zevkle yeni pabuçlarla vurma heyecanı...
Yani tadı damağında kaldı hikayenin diyebilirim.
nitemtran
Çok çektik elinden. Ama, bu mekanlar, tüm o bitirim ayaklarına rağmen garibanlık yuvasıydı. Ezik insanlar eziklerden çıkarırlardı hınçlarını.
Vicdalıydı esnaf takımı. Dostluk önemli miydi, değil miydi hala anlayamadım.