HİÇ İNSAF KALMAMIŞ BENÎ ADEMDE / ANAMI .... ACIBADEMDE. -3-

• 12 Nisan 2016 Salı 00:45:28

Eğer Müslüman olmasaydık?

Müslüman olmasaydık sanırım Hristiyan olurduk. İşin doğrusu bu gün dünyanın Hrıstiyan ülkelerine baktığımızda büyük bir bölümünde Hrıstiyanlıktan ziyade deizm veya ateizmin daha yaygın olduğunu görürüz. Onlar Yaşar Nuri Öztürk’ün de ifade ettiği gibi gerçek kurtuluşu deizm ya da ateizmde bulmuşlar(!)

Kısaca biz de dini günlük hayatımızdan tamamen çıkarmış olsak?

Yahu biliyorum uzatıyorum ama işin doğrusu bizim de dini günlük hayatımıza soktuğumuz filan yok aslında.

Mesela bizde sık sık Diyanet İşleri Başkanlığının fetvalarına karşı tepkiler ayyuka çıkar. Yakın zamanda mesela Diyanet ‘’ Kadınların kaşlarını aldırması haramdır.’’ Diye bir fetva vermişti. Hoş böyle bir fetvası olup olmadığı da malum değildir ya, verdi diyelim. Vay efendim ‘’Diyanet kadınların kaşına gözüne ne karışır.’’ Ya da bir hoca ‘’ Kadınların kahkaha atarak gülmesi haramdır.’’ Dedi. Millet işi gücü bırakıp ‘’Vay efendim bir hoca nasıl bunu der.’’

Sanırsın bizim milletin tamamı tüm hayatını Diyanetin verdiği fetvalara göre tanzim ediyor. Hele hele de kusura bakmasınlar ama Alevi kardeşlerim...Yahu her fırsatta ‘’Diyanet kaldırılsın’’ Diyorsunuz, Diyanetin, hocaların hiç bir fetvasını kesinlikle sallamıyorsunuz o halde size ne Diyanetin fetvasından, size ne hacının-hocanın laflarından?

Kendine Sünni Müslüman diyen farklı mı? Onların da Diyanetin fetvasını salladıkları yok. Vatandaş haftada bir Cuma namazına gidiyor, namazdan çıktıktan sonra akşam kafayı çekmek için marketten içki alıyor. ( Çok şahit olmuşumdur) Peki o günün hutbe konusu ne ‘’ İçki içmek haramdır. Bir damlası bile boğazınızdan aşağı inse tevbe istiğfar etmeniz gerekir’’

Velhasılı kelam imam da cemaat de bildiğini okuyor.

Evet...Müslüman değil de farz edelim Hristiyan olsaydık?

O halde gelin Hristiyan ülkelerde ensest ile ilgili durumlar nasılmış tek tek bakalım.

Arjantin’de ensest, bireylerin ikisi de rüşt yaşının üzerindeyse yasaldır.Üçüncü dereceden ve üstündeki akrabalar arasında evliliğe izin vardır.
Brezilya’da ensest, iki kan bağı olan insan arasındaki her türlü cinsel temas olarak kabul edilir. Kişiler 14 yaşın üzerindeyse, kendi yasal haklarını kullanabilecek durumdaysalar ve ilişkiye rızaları her türlü baskı ve istismardan bağımsızsa, hukuki bir cezası yoktur. Amca ya da dayının, teyze ya da halanın, sağlık kontrolü yapılması kaydıyla, yeğeniyle ilişki kurmasına izin vardır.
Avustralya: Yetişkinler arasındaki (18 yaş ve üzeri) rızai cinsel faaliyet Avustralya’nın tüm yargı alanlarında 1994 İnsan Hakları (Cinsel Yönetme) Yasası gereğince bir insan hakkıdır. Dikkatinizi çekerim: İnsanın mesela kendi annesiyle cinsel ilişkiye girmesi ( Karşılıklı rıza varsa) İnsan hakkı (!)
Yeni Zelanda’da. Ebeveynlerle çocuklar, büyük ebeveynlerle torunlar, kardeşler ve üvey kardeşler arasındaki ensest yasaldır. Ensest ilişki yaşayanların yaşları 16 dan küçükse hiç bir cezası yoktur. 16 Yaşından büyük ve birinin rızası yoks ceza 10 yıla kadar hapistir.

Fransa: Ensesti, "kurban üzerinde yasal ya da fiili yetkeye sahip akraba ya da diğer herhangi kişi tarafından" rüşt olmayan kişiye uygulanan tecavüz ve cinsel istismar olarak tanımlamaktadır. Rızai yetişkinler arasında ensest yasaklanmamıştır.( Karşılıklı rız varsa suç da yok yaptırım da..)

Hollanda’da yetişkinler arasında rızai ensest yasaldır.
İspanya’da yetişkinler arasında rızai ensest yasaldır.

Lüksemburg’da yetişkinler arasında rızai ensest yasaldır.

Rusya’da yetişkinler arasındaki rızai cinsel ilişki, ensest de dahil olmak üzere, suç değildir. Ancak Rusya Aile Medeni Kanununa göre kan bağı olan kişiler, kardeşler, üvey kardeşler, üvey anne-babalarla üvey çocuklar, birbirleriyle evlenemez.

Portekiz: Spesifik olarak yasak.

Almanya: Esest yasak. Cezası 3 yıl hapis. Ancak, 18 yaşından küçükler için cezai müeyyide yok. Bu arada çok önemli bir husus da şudur: Ensest ilişki eğer vajinal bir birleşme ise ceza veriliyor. Bunun dışındaki ilişkiler cezalandırmadan muaftır. Yakın akraba evliliklerine izin verilmez.

İsveç: Aynı soydan kişiyle ya da öz kardeşle ensest, İsveç yasalarınca yasaklanmıştır.Üvey kardeşler evlenebilir, ancak hükümetten özel izin gerektirir

Avusturya’da aynı soydan kişiler ve öz kardeşler arasında ensest yasaklanmıştır. İki yıla kadar hapisle cezalandırılabilir.
İskoçya, İngiltere ve Galler’de yasa dışıdır. Bir kişiyle ebeveyni (evlat edinen de dahil), büyük ebeveyni, çocuğu, torunu, kardeşi, kız kardeşi, üvey kardeşi, üvey kız kardeşi, amcası-dayısı, teyzesi-halası ve yeğeni arasındaki cinsel ilişki olarak tanımlanmıştır. İki yıla kadar hapisle cezalandırılabilir.
Danimarka’da aynı soydan kişiler ve öz kardeşler arasında ensest yasaklanmıştır. Aynı soydan biriyle seks yapmak altı yıla kadar hapisle cezalandırılabilir. Kardeşler arasındaki seksin iki yıla kadar cezası vardır.
Finlandiya’da kardeşler (üvey hariç) ve aynı soydan kişiler arasındaki cinsel faaliyetler "yakın akrabalar arasında cinsel faaliyet" gerekçesiyle iki yıla kadar hapisle cezalandırılabilir. 18 yaşından küçüklere ceza yok.
İsviçre, İtalya, Polonya, Romanya, Yunanisyan gibi ülkelerde de ensest yasaktır.

Görüldüğü gibi Hristiyan ülkelerin bazılarında ensest, karşılıklı rıza söz konusu ise yasal. Hatta Avustralya’da bir insan hakkı sayılıyor. Kesin bir yargıya varmak doğru olmasa da sanırım onlarda ensestin bizdeki kadar konuşulmamasının en önemli sebeplerinden biri bu. Bir suçun cezası olmayınca, daha doğrusu ortada bir suç olmayınca konuşacak bir şey de olmuyor tabii ki.

Peki karşılıklı rıza olması durumunda ensest bir insan hakkı olabilir mi?

İşte burada pek çoğumuzun ensestle ilgili yanlış bir ifadesinden bahsedeceğim.

Bizler ensestle ilgili yorumlarımızda genel olarak ‘’ Hayvanlaşmış insanlar ‘’ İfadesini kullanıyoruz. Peki hayvanlarda ensest var mı?

Kesin bilmiyorum. Bilmediğim konuda da ahkam kesemem ama yaşadığım bir olayı anlatmadan da geçemeyeceğim.

Antalya’nın Manavgat ilçesinde gören yaptığım yıllarda bir gün komşu Mehmet abinin ahırdan çıktığını ve ağladığını gördüm. Merak etttim ‘’Abi ne oldu, niçin ağlıyorsun?’’ Dedim. Mehmet abi cevap verdi: Hocam benim ineğin döllenme zamanı geldi. Onu alıp bir boğaya götürsem boğa sahibi dünyanın parasını isteyecek...

Durun, burada bir parantez açalım anıya devam etmeden önce.

Çiftleşmek, hayvanların en doğal hakkıdır. Diyanet der ki ‘’ İneklerin boğa ile çiftleşmesi için boğa sahibinin inek sahibinden para talep etmesi haramdır.’’ Ama görüldüğü gibi genelde pek çok kişi sallamaz bu fetvayı.

Neyse, Mehmet abi devam etti. ‘’ Ben de bizim tosunu anasına çıkarmak istedim. Ne yaptım ettimse anasına çıkmadı. Anası olmayan öteki ineğe götürdüm, onu hemen halletti. Hayvan, hayvanken annesini biliyor da biz insan olduğumuz halde -hayvan da olsa bir canlının- kendi annesi ile cinsel ilişkiye girmeyeceğini akıl edemiyoruz. Ona ağlıyorum.’’

Yani aslında ensest ilişkiye giren hayvanlaşmıyor. Bir başka mahluka dönüşüyor ama o dönüştüğü mahluka hayvan demek kesinlikle doğru değil.

Gelelim bir diğer hususa ki en fazla dillendirilen konulardan biridir: ‘’ Toplum muhafazakarlaştıkça taciz, tecavüz, ensest, pedofili, çocuk gelinler olayı daha da arttı’’ Meselesi.

Gerçekten de toplum muhafazakarlaştıkça bunlar daha fazla mı arttı?

Bu soruya cevap vermeden önce asıl cevap verilmesi gereken husus toplumun giderek daha muhafazakarlaşıp muhafazakarlaşmadığı hususudur.

Bana kalırsa aslında toplum daha muhafazakarlaşmadı. Evet vitrine baktığımız zaman görüntü öyle gibi olmakla beraber özde bir muhafazakarlaşma değil tam tersine gelenekten, görenekten ve özellikle de dinden bir kopma söz konusu.

Şimdi dindar ve dinci kavramlarının yanına bir kavram da ben ekleyeyim: Biz toplum olarak daha dinli bir toplum haline geliyoruz ama bu dinin ne Allah’ın indirdiği dinlerle, ne de Buda, Konfiçyus gibi zât-ı muhteremlerin getirdiği ahlaki ya da felsefi inanç sistemleriyle bir alakası yok. Adına İslam dediğimiz ama İslamla da uzak yakın bir alakası olmayan kendi şahsına münhasır bir dinli toplum oluyoruz. Buna muhafazakarlaşmak denirse evet daha muhafazakarız ama neyi muhafaza ediyoruz? İşte sıkıntı orada zaten.

Yukarıdaki karikatür (Resim 1 ) sanırım ne demek istediğimi gayet net ifade ediyor.

Ne yardan geçiyoruz ne serden. Bir yanımız Avrupalı, bir yanımız Asyalı. Yarı insan, yarı balık, görülmemiş bir yaratığa dönüşüyoruz aslında.

Resim 2 deki hatun kişi sizce neyi muhafaza ediyor? Dinini mi? Genel ahlakı mı? Örfünü mü? Aile terbiyesini mi?

Resim 3 teki kızlar hangi milli ve manevi değerleri muhafaza ediyorlar?

Resim 4 deki ablaların muhafaza ettiği şey nedir?

Gelin şimdi de başka resimlere bakalım.

Resim 5 deki kızlarımız sizce neyi muhafaza ediyorlar?

Resim 6 ve Resim 7 deki kızlarımızın muhafaza ettikleri ne?

Resim 8 de kocasının yeğeni Behlül ile sevişen Bihter topluma nasıl bir muhafazakarlık mesajı veriyor sizce?

Muhafazakarlaşan bir ülkede sokak ve cami manzarası ( Resim 9 ) Muhafazakarlaşmak böyle mi oluyor?

Ve 10. Resim: Muhafazakarlıkta zirveye çıkmışız maşallah.)))))

Aslında muhafazakarlaşmak diye bir şey söz konusu değil. İsteseniz de olamazsınız zaten. Çünkü bu gün artık internetin girmediği ev yok. İnternette ise bir tıkla ulaşamayacağınız hiç bir porno çeşidi mevcut değil.

Hamile porno, Türbanlı porno, Yaşlı porno, Ensest porno, ne ararsanız ( Aman aramayın sakın ) var. Nispeten engellenebilen tek porno çeşidi ise çocuk pornosu. Onun dışındaki tüm porno çeşitlerine oturduğunuz yerden bir tıkla ulaşabildiğiniz müddetçe görüntü olarak ne kadar muhafazakar olsanız da beyninizin muhafazakar kalması asla mümkün değildir. Ama gelin görün ki porno bize bu kadar yakın buna karşılık cami ya da seccade bu kadar uzakken ‘’Suçlu ayağa kalk’’ Dendiğinde parmakla gösterilen suçlu Din oluyor.

Devam edecek...