İnsanların Serzenişleri
İnsanların Serzenişleri
Carl Marx’ ın en sevdiği söz insana dair her şey beni ilgilendirirdir. Bence de haklıdır bu görüşte. Ne var hayatta; insan ve insana dair her şey. Yıldızlar, Güneş, Ay, Dünya üzünç, sevinç, kaygı, her şey ama her şey.
Köpek balıklarını bilir misiniz? Bilirsiniz bilirsiniz.
Bunu yazacaktım; ama olmuyor. Bırakın bunları yahu. Bırakın gitsin. Aklımdan çıkmıyor o. Yazamıyorum bugünkü konumu. Gitmiyor parmaklarım klavyedeki yerlerine. Benden bağımsızlıklarını ilan ettiler. Umarsızca bir hareket halindeler. Post modern bir yazı arayışında da değilim. Duygularım coşuyor. Ben ben değilim artık. Bir hikâyesi var özümün; onu yazıyor...
Öyle bir Aşk
İşten geldim çok yorgunum. Yarın raporlar var. Yatmam lazım. İyi geceler Mualla.
Gözlerimi açıyorum etraf karanlık Zaman yıllardan 2028 de kalmış. Saat 24.30’ u gösteriyor. Gözlerimi ovuşturup tekrar bakıyorum; ama öyle yine 24.30ve yıl 2028. Evden çıkıyorum, bakıyorum. Hiçbir yerde ışık yok Hayat durmuş. Eve geliyorum. Bodrum katına iniyorum. Sandığı açıyorum. Babamın telsizi onu evdeki birkaç canlı pille çalıştırıyorum. Her kanaldan şu haykırışı duyuyorum.
—Işık yok tamam.
— Güneş yok oldu tamam.
— Bilinmeyen bir sebepten tamam.
Neden, neden diye soruyorum cevap yok. Düşündüğümün başıma gelmesinden korkuyorum. Öyle bir üzüntüyle; mikrofona yaklaşıp:
—Patronlar nerde tamam.
—Onlar kaçtı tamam.
—Nasıl tamam.
—Galaktik gemilerle tamam.
Biliyordum, biliyordum bunun böyle olacağını. Hayır, hayır diye öyle bir haykırıyorum ki kulak zarlarım patlıyor. Niye karşı çıkmadım ki karanlığa? Kulaklarım kanıyor. Kulaklarımı kapatıyorum kanama devam ediyor. Bana inat daha da artarak. İçimden bir ses:
—Koş Can koş.
Gözlerimle yolu arıyorum, bulamıyorum, sendeliyorum. Bir şeye takılıp kafa üstü düşüyorum. Artık kafamda yarıldı. İçimdeki ses sesleniyor. Ben deliriyor muyum ne.
—Koş Can koş.
—Koş Can koş.
—Evet, evet sus koşuyorum.
Nasıl geldiysem bilmiyorum. Yoldayım. Işığı arıyorum. İçimden bir ses gene bir şeyler söylüyor.
—Bir yerlerde ışık olması lazım. Koş baba koş.
—Of, of. Gitmek bilmiyor yollar.
Artık vücudum isyan etme noktasında. Çok yoruldum. Acaba aydan veya başka yerden ışık yansıyor mudur diyorum. Koşuyorum. Güney Pasifik kıyılarında mıyım? Galiba öyle. Gözlerim kapanıyor. Tokatlıyorum kendimi. Açılıyor, açılıyor; kapanıyor. Ölüyorum gayrı.
—Güneşim nerdesin? (Haykırış)
Derin bir sessizlik.
Ertesi gün
Zırzırzırıııııııır. Hay Allah saat 8.30 olmuş işe gitmem gerek. Aydınlamış her yer. Güneş var; ama ama benim güneşim yok. Radyodan:
Uzak diyarlarda evli barklı. Mutluluk en çok onun hakkı. Geliyor kulağıma bu cümleler ve yıkıyor beni. Ağlıyorum. Şu düşünceler geliyor tek tek: Sadece güneş tutulması bizimkisi. O ay bir süre sonra çekilecek nasıl olsa. Gerçek olmadığını biliyorum bunların. Karar veriyorum. Güneşim yoksa bende yokum. Çıkıyorum tepeye. Açıyorum kollarımı. Atıyorum, kendimi. Bağırıyorum:
—Elbet bir gün yanıma geleceksin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.