HAYAL
"Hayal" kelimesi ne kadar hoş geliyor insana...
Anlamı büyüleyici olduğu gibi, harflerin görünüşü de bir o kadar etkileyici.
Aklımın en ücra köşelerine kadar inebilecek yeteneğim, güçüm, cesaretim vardı eskiden.
Küçük bir çocukken yaptığım en iyi işlerden biriydi hayal kurmak.
Büyük bir adam olma telaşıyla anında yetişkinliğe ermek isterdim.
Kimseye hasıl olmamış fikirlerimi, o büyüdüğüm gün, insanlarla paylaşacaktım...
Fakat paylaşmaya ne mümkün...
Eser yoktu o hayallerimden.
Hayata küskünlüğü daha da artmış, bir yeni yetme rolü verilmişti bana.
Artık hayal kuran çocuk rolünden çıkıp, hayatın gerçek yüzüyle karşılaşmış, ’buralarda sadece hayal kurulur; gerçekleştirilemez’ fikriyle donatılmış, geleceğe nasıl bakacağını bilemeyen bir genç rolünü oynamaya başlamıştım.
Bize biçilen kaftan bu mu bilemem, ama bana küçük geleceğini hissediyorum.
Öyle küçük gelecek ki, dünya üzerinde bulanan ölçü birimlerinin yetersiz kalacağı kesin...
Gençleri temsil etme bakımından tartışılabilirim fakat bir genç adam olarak, geçenlerde yine hayal kurma yetisine kavuştum. O çok özlediğim ve bir daha kavuşamayacağım hayal dünyasına...
Gecenin ilerleyen saatlerinde insanlar bilmem kaçıncı uykularıdayken kendimi yine yatağımda gökyüzünü izlerken buldum.
Her zaman olağan şeylerdi gözümün önündeki nesneler...
Apartmanların arasından bana göz kırpan bir dolunay vardı sadece farklı olan...
İşte bu farklılıkta bu yazıyı yazamaya sebep oldu...
Belki saçmadır sizin için, bir değeride olmayabilir...
Fakat yıllardır hayal kuramayan bir çocuk için bulunmaz bir fırsat...
Dolunaya gözlerimi iyice açarak baktım.
Hiç bir değişiklik yoktu.
Sıradan bir görüntüydü.
Ancak gözlerimi kıstığımda Ay bir delik şeklini aldı...
Sanki birileri ordan bize bakıyordu.
Anlaşılan ışıkları yanık bırakmışlardı.
O deliğin içinden gelen ışık gözlerimi alıyordu.
Bazan içimden bir ses kalkıp sende o delikten öbür tarafa bak diyordu.
Burdan o kadar güzel ışık saçıyordu ki sanki en mutlu insanların yaşadığı yer gibiydi.
Her gece bu olayı gerçekleştirmeye başladım.
Ay benim için Dünya’nın uydusundan çok, o herkesin umut ettiği hayatın bir başlangıç noktası.
Ay her gün bir başka taraftan çıktı.
Kimi zaman büyüdü, kimi zaman inceldi.
Bu tür hareketleri benim yaratıcılığıma, yaratıcılık kattı.
Hilal şeklini aldığında birileri o deliğin önüne geçmiş duruyor hissini veriyordu.
Ya da bizi izliyorlardı.
İzlediklerinde pek harekette bulunmuyordum.
Beni gördükleri için tedirgindim.
Ama ne zaman ben kendilerine bakmaya kalkışsam, bir şekilde bana engel oluyorlardı.
Görememezliği pek sıkıntı etmedim kendime.
Bu durumu oyunun bir parçası olarak addettim.
Ve her gece o bunaldığım dünyadan uzaklaşıp, bizi gizilice izleyenlerle saklambaç oynuyorum...
Sonra sabah olunca anlıyorum, bir yerde uyuya kalmışım...
Oyunum sona erdiğinde yine bana sunulan rolü oynuyorum, ta ki geceye kadar...
Taner YAPKU
HAYAL Yazısına Yorum Yap
"HAYAL" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.