- 887 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ZOR YAŞAM
Soğuk bir gündü. Sanki uzullarımıza kadar buz tutmuştuk. Her bir köşeden sanki yitik suratlı insanlar çıkıyordu. Etrafa sanki yabancıydım boş gözlerle bakınıyordum. Herşey o kadar boştu ki anlatılmazdı. Her yanı aşk kokan bir şehirde yaşamak kadar güzel bir şey yoktu. Birgünü kırgın geçirmemezlik olmazdı. Hüzünlü, yalnız, kırgın ve sanki her şey bitmiş gibi saçma sapan davranışlardır. Of ne diyeceğimi de tam olarak bilemiyorum. Ama hayat bu işte yaşamak için çaba göstermek gerek… Eğer ki çaba yoksa bomboş bir odanın içerisinde hissedersin kendini kapısı, penceresi olmayan bir odada olduğunu farzet nefes dahi alamıyorsun. İçinden bir şeyler çatlarcasına haykırsanda kimse duymayacaktır. Ve olan sizin hayatınıza olacaktır.
Bu hayatta en sevdiklerimiz değer verdiklerimiz değil mi bizi üzenlerin bir çoğu…
İyilik yapıpta kötülük gördüklerimiz değil mi içimizde en derin yaraları açan? Değer verdiklerimiz değil mi arkamızdan hünharca konuşan bizim dedikodumuzu yapan… Aslında biz bunları bildiğimiz halde herkese yine gülebiliyoruz. Ben iyilik yapayımda kötüyü Rahman zaten biliyor diyerek kendimizi avutuyoruz. Ama şunu unutmamalıyız ki Rabbim’in bildiği şeyler olmasa bize dayanma gücü vermez. Aslında biz bir sınav evresindeyiz. Hakkın sınavından geçiyoruz. İmtihanımız büyük evet ama bunun yanı sıra sabrımızı deniyoruz. Şunu biliyoruz ki Yaradan yardır. Bende bıraktım her şeyi iyilik yaptıklarımı sonrasında kötülükle karşılık bulduklarımı… Karşılıklı yapmadım ama yine de zoruna gidiyor insanın değil mi sana karşı iyi geçinenlerin sonrasında seni insan yerine koymamaları… Ama bir şeye çok dikkat ettim. Ne kadar insanların saçma sapan konuşmalarına maruz kalsan ve seni haklıyken haksız durumuna düşürmelerine sonrasında onların canının yandığını görüyorum. Her gözden düşen haksız yaşa Rahman hep bir yerden o insanlara vuruyor. Yani kimsenin ahı kimsede kalmıyor diyelim kısacası…
Ey insanlar ne var ki bu kadar itici, bu kadar sıkıcı oluyorsunuz.
Sizi bu denli şeylere ne itiyor da bu kadar zalim olabiliyorsunuz. Tabiki söz ümüzböyle olanlara… Öyle ya hayat bazen çok acımasız her istediğimiz yerinde ve o zamanda olmayabilir. Hani dilden düşmeyen sabır sükunettir, sabretmek şarttır deriz ya işte öyle… Aslında her insanın kendine hazırladığı bir düzenek vardır. Ama sabırsız olursa geç olur ve güç olur onun için. Bazen kafanda milyonlarca hayal kurarsın ama gerçekleşmeyince sanki karanlık bir boşluğa düşersin. Bir yerde hayal kurmak işten değil lakin yinede her şey toz pembe olunca gözlerde, kurmadan edemiyorsun. Hayaller gerçek gibidir ama suya düştüğünde kocaman bir hüzün…
Unutma ki yaşamak için arsız olmak gerek, kimseyi takmayacaksın. Birisi bir laf söylediğinde bile canın yansada gülümsemeyi bilmelisin. Hayat adil değil diyoruz ya; Aslında sorun hayatla alakalı değil, sorun düpedüz bizde… Çünkü insanlara bizi kırma, üzme şansını ellerimizle biz taktim ediyoruz. Altın tepside sunmak dendiği gibi açıklarımızı biz sunuyoruz. Peki ne yapmak gerek…
Acımasız olana tabiki acımasız olmayacağız. Sadece ayıracağız tıpkı bir çatlak bardağı ayırdığımız gibi insanlarıda öyle ayıracağız.
Eğer atmazda onu kullanırsak şunu da bilmeliyiz ki ya yüreğimiz yada kalbimizi kanatacaktır. Uzun lafın kısası her seçimimizde adımlarımız sert ve temkinli atacağız, olması gerekende bu…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.