- 717 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İkinci Sultan Mahmud
İkinci Sultan Mahmud’un ilk devirlerinde, Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi olan Ali Nutki Dede Efendi, sözü sohbeti dinlenir, içi dışı temiz bir zattı.
Müstesna şairimiz Şeyh Galib, müşarünileyhin dervişi idi.
Sultan Mahmud sık sık tekkeye gelir ve dervişlere ihsanlar verirdi.
Şeyh efendi dervişlere bu ihsanı hoş görmüyor, fakat bir sebep bulamadan , nazik ve terbiyeli Padişah’a bu hissini izah edemiyordu.
Bir gün padişah yine dergaha geldi ve ibadetten sonra Nutki Dede Efendi ile konuşmaya başladı. Bir aralık:
- ‘’Şehim…dedi. Bana bir şey emret misiniz?’’
- Dede efendi padişaha teşekkür etti ve bir şey rica etmediğini söyledi.
İkinci Mahmud çok ısrar edince sükûnetle dedi ki:
- ‘’Var ama, yapamazsınız’’
Bu cevap padişahın hayretine mucip oldu:
- ‘’Nasıl olur, siz lütfen söyleyiniz’’
Dede Efendi yerinden doğruldu:
- ‘’Öyleyse bu tekkeye bir daha gelmeyiniz…’’
İkinci Mahmut büsbütün şaşırmıştı:
- ‘’Beni Evliyaullah kapısından kovuyor musunuz?’’
Dede Efendi, aynı sükûnetle cevaplandırdı:
‘’ Buraya ‘’ Mahmut Efendi’’ olarak gelirseniz gelin, yoksa ‘’Sultan Mahmut’’ olarak gelip, dervişlere ihsanda bulunarak onların kalbini Allah’tan sizin kesenize çevirirseniz, gelmeyiniz’’ çünkü kudret sahibi bir insan için en büyük günah, hakikat âşıklarını maddeye bağlamaktır. Sizi böyle bir günahtan korumak isterim…’’
Değerli âlim Prof. Dr. Amiran Kurtkan Bilgiseven ‘’İslamiyet’in Kültürel Özellikleri ve İslami Kavramlar’’ adlı çalışmasında:
- İlmin temelinde tanıma aşkı yatar.
- Böylece ilim yapmak aşk haline glir.
- ‘’Gerçek alim, gerçek aşık, gerçek kul’’
Talebimiz budur da, şu devlet bu aşkı bir istismar etmese…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.