Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
Mıftahi
Mıftahi
@miftahi

Gözüm yollarda kaldı 11...

4 Nisan 2016 Pazartesi
Yorum

Gözüm yollarda kaldı 11...

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

577

Okunma

Gözüm yollarda kaldı 11...


UYARI1: Okuyacağınız bu yazı, absürd öykümün 11. bölümüdür, isterseniz sırasıyla okuyunuz, istemezseniz de siz bilirsiniz, saygılar ve de iyi eğlenceler...
UYARI2: Tarzı biraz farklı gelebilir bu nedenle okumayı hemen bırakmamanızı rica ederim, birkaç bölüm şans verdikten sonra yine de sarmıyorsa zamanınızı çalacağım için şimdiden kusura bakmayın...

Hava yağmurluydu, o gün sağ elimde olan ve 2 yıl evvel aldığım 5 tl’lik şeffaf şemsiyeyi rüzgarın açısına göre konumlandırmada bir uzman sayılırdım, dile kolay, 2 yılda sadece bir çubuğu yamulmuştu ve hala başımı yağmurdan koruma yetisine sahipti… Ayrıca havanın bozuk olması sebebiyle insanlar, gidecekleri yere daha da bir odaklanmış, etrafında olup bitenleri de güneşli bir gündekinin 3’te 1’i kadar bile umursamaz hale gelmişlerdi… Tam o esnada küçük bir çocukla bakışlarımız kesişti, ilkin taktığım korsan bandını garipsedi sanırım, sonra hoşlandı ve tebessüm etti, ben de güldüm… Ardından annesi, çocuğun kolunu bir hışımla çekti ve hızla uzaklaştılar, küçücük mutluluğumuzun içine etmişti belki de kadın o kadar mutsuz ve yaşama sevincinden uzaktı ki farkında olmadan diğer insanların da mutlu olmasını istemiyordu, kim bilir, belki de korsan bandıyla küçük çocuklara sırıtınca sübyancı bir sapık gibi görünüyordum…
Yağmur durmak üzereydi, montumun cebindeki çakmakla oynamakta olan sol elimi çıkardım ve şemsiyeyi kapattım… Balonun yapılacağı yere yaklaşmıştım, bir karıncanın bile en fazla 2 saatte ulaşacağı mesafedeydim… Henüz içeriye nasıl gireceğim konusunda bir karar verememiştim, biraz heyecanlı aynı zamanda da aç idim, kapının önüne gelince girişteki korumaya korsan bandını işaret ettim ve herhangi bir atraksiyon yaşamadan, diğer davetliler gibi içeriye adımımı attım… Girdikten sonra idrak ettim ki kapıdaki korumanın aslında hiçbir işlevi yoktu, ne de olsa bandın altını kontrol etmemişti diyordum ki arkadan seslendi “Merak etme sen, ben insanların içinden geçenleri okuyabiliyorum…” O an dona kaldım… Nasıl bir yere gelmiştim, bu bir tuzak mıydı, tuzaksa amacı neydi, değilse ne işler dönüyordu burada… Adımlarımı hızlandırdım ve ilerdeki holden geçerek geniş bir salona geldim, ilk anda aydınlıktan gözlerim kamaştı, içerisi oldukça kalabalıktı, duvarlar bembeyaz, yerler mermer, tavan ise camdan yapılmıştı… Sonra 60 yaşlarında, kır saçlı, hafif irice bir amca, sırıtarak eliyle geçmem gereken yeri gösterdi… Konukların hepsi, bu amca tarafından 2 gruba ayrılıyordu ve diğer gruba ayırdıklarına bana davrandığı gibi sıcak bakışlar atmıyordu… Diğer grup oldukça kalabalıklaştı, biz ise ben dahil 7 kişiydik ve gruptakilerin en az bir gözü yoktu, tek gözlü olanların ise göz rengi elaydı…
Artık anlıyordum, ilk koruma kimin gerçekten özürlü olduğunu anlıyor, bu amca ise kimin son 3 gün içerisinde gözünü kaybettiğini tespit ediyordu, bizler seçilmişlerdik ama ne için?
Aniden ışıklar kapandı ve salonun diğer yanında bir arbede başladı, ne yapacağımızı şaşırmıştık ki inanılmaz bir şimşek çaktı, cam tavan sayesinde her yer aydınlanmıştı, diğer gruba doğru baktığımızda salonda yedimizden başkasının kalmadığını ve yaşlı amcanın hızla bize doğru geldiğini gördük… Korkudan altımıza sıçacaktık, şimşeğin ışığı gitmiş, panikle çil yavrusu gibi dağılmıştık, 2-3 sn sonra zifiri karanlıkta duyduğum o gök gürültüsünü asla unutamam, adeta 7 kat göğün 7’si birden yarılmıştı da üstümüze bir çığ gibi düşmüştü ve peşi sıra inanılmaz bir sessizlik… O kadar sessizdi ki damarlarımda dolaşan kanın sesi, bir şelale, kalbimin atışı ise art arda ateşlenen bir havan topuydu sanki…
Bayılmıştım galiba ya da bayıltılmıştım… Gözümü açarken şu cümleleri duydum;
(Yaşlı ve sıkılmış bir ses…) - “Bu da sonuncusu efendim, umarım aradığınız kişi budur…”
(Tedirgin ama güzel tınılı bir kız sesi…) - “Gözü yaklaştırın…”
(Yaşlı ve aşırı heyecanlı bir ses…)
“Efendim, gözde hareketlenme var, bir anda canlandı, galiba bu sefer olacak efendim…”
(Mutlu ve sabırsız bir kız sesi…) - “Çıkarın şu bandı, takın gözü yerine, çabuk, çabuk…”

Devamı gelecek...
Dipnot: Yorum yaparsanız sevinirim, yapmazsanız üzülmem...

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gözüm yollarda kaldı 11... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gözüm yollarda kaldı 11... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gözüm yollarda kaldı 11... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.