UMUTSUZCA
Çoğunluğun içinde yalnızlıkla dans ettiğim bir günü yaşıyorum; anlamsızca ve nedensizce. İçimdeki kelebekler pır pır etmiyor, yüreğimin kanatları havalanmıyor bugün. Sessizce köşeme çekilip ruhumu temizlemek, tekrar kelebekleri uçurmak, içimdeki kanatları kaldırmak istiyorum...
İşte böyle bir anda çıktım karşına, masumca ve çaresizce...
Seninle konuşmak, içimi dökmek ve rahatlamak için. Aslında biliyorum buna da yüzüm kalmadı, ya da var olanları da kırıntılar halinde birer birer kaybettim. Ama sen öyle geniş yüreklisin ki, bu kez de beni dinleyecek, benim ruhumun kapılarını açmayı başaracaksın… Belki de ben senin geniş yüreğinin bir köşesinde nokta misali kalmış bir konuma sahibim ve orayıda kullanmaya devam ediyorum. Aslında o noktanın bile eseri kalmamış olmalıydı şimdiye kadar...
Ben böyleyim işte, varlığımla zarar verdiğim kadar yokluğumla da zarar vermeyi ve seni incitip, kırmayı başarabiliyorum. Buna rağmen farkında olduğum zararlardan seni uzak tutmak istememe rağmen çoğu zaman başaramıyorum. Çünkü beni senden başka anlayan biri olduğunu düşünmüyorum etrafımda. Bu nedenle diyorum ya, çoğunluğun içinde yalnızım diye…
Şimdi ise sen nerelerde, kimlerle ne yapıyorsun bunu bile bilmiyorum. Seni en son görmemin üzerinden doksan dokuz gün geçti ve günleri saydıkça yıllarla eş değer gelmeye başladı. Aslında her şey iki dudağımın arasındaydı ama o her şey dediğim hiçbir şeydi belki de? Aslında ne dediğimin bende farkında değilim şuan. Bunları isteyen ben değil miydim? Israrla pişman olmayacağımı söyleyen ben değil miydim?
Bendim!!!
Lanet olasıca bendim, bendim, bendim, BENDİİİM!!!
Ne için yaptım bunları, bilmiyorum. Hem hiç kimse için, hem de herkes için. Ama şimdi o kadar pişmanım, o kadar üzgünüm ki bunu anlatamıyorum, anlatmak için kelime dağarcığımın yetersiz kaldığını hissediyorum. Terk ettiğimi, kazandıklarımla karşılaştırdığımda hâlbuki hiç bir şey kazanmadığımı anlıyor ve kahroluyorum.
Düşünüyorum da, son yılımız içinde üç-beş kez terk edip geri döndüğümde sen o geniş, tertemiz yüreğinle her şeyi kabulleniyor, her şeyin düzeleceğini söylüyordun. Son terk edişimde kararlıydım ve bu kararımdan dönmeyeceğimi biliyordum, bu nedenle seni bırakıp gidişimin üzerinden günleri saya saya bu güne ulaştım ve şimdi telefon numaranı tuşlayacak yüzüm bile kalmadı. Olsa bile sonunu göremediğim bir durumda tekrar seni terk etmekten korkuyorum. Ne seni kendimle sürüklemek, ne de seni ebediyen kaybetmek istiyorum.
Yani anlayacağın ben zavallının biri olup çıktım. Şimdi ise beni görmediğin o doksan dokuz günde doksan yaşına gelmişçesine her şeyden usandım ve umudumu yitirdim. Şimdi ise ailesini kırmamış mazlum kız olarak sürünmeye devam ediyorum. Ne kazanmışsam?..
Belki de sen bu satırları okurken her şeyin bittiğini söylüyorsun yüreğinden ve hiçbir şey hissetmeden sıradan birinin mesajını okur gibi davranıyorsun. Bende öyle olduğunu umut mu etmeliyim, daha beter mi kahrolmalıyım bilmiyorum. Bildiğim tek şey, ne senle ne de sessiz bir yaşam…
***
Gözlerime inanamadığım, pes yani dediğim bir yazıydı okuduklarım; beklemekle beklememek arasındaki bir durum yani. Çünkü beklediğim günler geride kalmış, umutlarım teker teker silinip yok olmuştu ve öyle bir anda bu yazılanlar...
Her şey sil baştan oluyor!
Beni sevdiğini biliyorum ama yaptıklarına anlam veremiyorum. Her şeyin bu kadar zor olacağını bildiğin halde bunca şeye katlanmak nedendi, bende buna bir türlü cevap bulamıyorum. İsyanlar ve sitemler artık çok boş be aşkım… Karar bir defa verilmeli geri dönüşü olmamacasına. Çok geri döndük ve bir şey elde edemedik. Hep kayıp, kayıp… Şimdi son aşamada bir kez daha geri dönmek ve tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Yani güven mekanizması tamamıyla yok oldu; o senin bahsettiğin geniş yüreğimde…
Şunu da söylemeden edemeyeceğim, yüreğimde hiçbir şey hissetmeden, sıradan birinin mesajı gibi okumadım yazdıklarını; çünkü her şey küllenmeye yüz tutmuş bile olsa sen asla sıradan biri olamazsın.
Senin huzurlu, rahat ve mutlu olduğunu duymaktan başka bir şey istemiyorum. Ailenin dediği gibi benimle belki de onların hayal ettiği o rahat dünyayı yaşayamayacaktın, var olduğun dünyada ve yeni nişanlınla mutlu olman dileklerimle.
Unutma ki seni üzgün görmek, beni de üzecektir. Sıkıldığında her daim yanında olacağımı bil yeter. Her ne kadar acı verse de, dostun olmakta güzel…