- 452 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YEMENİMDE YARE VAR...
Bu yareler hiş tükenmedi ki kendimi bildim bileli zaten. İnsanlık tükendikçe bunlar daha vahim bir hal aldı bende. Kendime yandaş yoldaş bulamadım. Bütün isteğim gördüğüm yaşadığım acı gerçekleri haykırmak tehlikelerin büyüklüğüne dikkat çekmekti yalnızca.
Ancak hiç hoş karşılanmıyor hatta düşmanlık uyandırıyordu bunları dillendirmek toplum indinde. Dışlanıyor itiliyor 99 köyden kovuluyordunuz göz göre göre.
Şahsen benim itibarım defterde bile sıfıra inmişti.
Burası küçük Türkiye dediğim için altın lakabım bir anda tedavülden kalkan madeni paraya düşmüştü oturduğum apartmanda bile.
Anlıyorum...
İnsanların dramatik olaylara inanılmaz kabul edilemez karanlık gerçeklere tahammülleri yoktu belki ama...
Güneş bir daha doğmamak üzere terk ediyordu bu toprakları yavaş yavaş.
Herkes her şeyin farkındaydı . Çünkü her şey gözler önündeydi.
Çok da bilgi sahibiydiler.
Yazıyor okuyor deneyimliyorlardı hayatı kendilerince bol bol.
Lakin;
Kimsenin hiçbir ideali yoktu. Kimse elini minik bir taşın altına sokmuyordu.
Olan bitenleri görmek yerine günlerini gün etmek daha çok mutlu ediyordu onları.
Ne çok maddi olanaklara sahiptiler. Nasıl da geziyorlardı her mevsim. Nasıl da memnundular hayatlarından böyle.
Onlar;
Zarab’ın serveti , ayakkabı kutularının sayısı, sarayın altın kaplama muslukları, zayıflama metotları, paralel yapı, futbol maçları ve gündelik olaylarla oyalanırken ülke elden gidiyordu fark ettirmeden.
Sayısız gizli sığınaklar ne zaman yapılmıştı?
Dünya savaşına yetecek savaş ve tıbbi malzemeler nereden gelip nasıl taşınmıştı buralara?
Başta kuran kursları olmak üzere bunca çocuğun ırzına kimler geçmişti?
Ne olmuştu da birkaç yıl içinde yediden yetmişe başlarda tuhaf örtüler yerleri süpüren giysiler moda olmuştu böyle?
Ensar vakfı ne amaçla oluşturulmuştu ve oralarda neler dönüyordu?
Bu hükümet toptan gitse bile yaptıkları yanlarına kar kalacak mıydı?
Katledilen ağaçların yakılan ormanların zapt edilen yağmalanan arazilerin betonlaşan koruların hesabını kimler verecek?
Bedavacılığa alıştırılan bu güruhu kim ıslah edebilecek?
Şehitlerin ardından gözyaşları sel oldu! yerine bu masum insanlar ne uğruna ne amaçla toprağa düştüler! Sorusu kimlere sorulacak?
Kısacası kaldırılması asla mümkün olmayacak bu enkazı kimler kaldıracak. Toplumun yerle bir olan ahlakını kimler gelip de kurtaracak ?
Bunun cevabını da sizler verin bana!
Ben asla değişmeyecek olsam da içinizi açacak bir haber de benden olsun yine de.
O görkemli Çamlıca camisi tamamlanmak üzere. Hemen karşısındaki bir kooperatif binasında küçük ve derme çatma dairesi olanlara pırıl pırıl ikişer daire üste para verdiler. Bunlardan biri de arkadaşımın kayınvalidesi. Sağ kalırsam balkonuna kurulup seyre dalarım aziz İstanbul’ u yedi tepenin birinden…
ESENLİKLER…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.