Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
tolga çağlayan
tolga çağlayan

SIR

Yorum

SIR

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

648

Okunma

SIR

Önce aydınlık tarafına baktım sahilin, sonra karanlık tarafına. bir yanında dünyanın sahte ışıltıları, diğer tarafında hayatın gerçek karanlığını taşıyordun. Işık olmaya geldim ya güya, nasıl olduysa kaybolmaya başladım karanlık sularında. Bir sandalda kürek çekerken buldum kendimi,ışığımla gelmiştim, aydınlatırım o karanlık suları demiştim. Giderek yitti aydınlığım, bir ateş böceğinin parıltısı kadar kaldım. Sonra bir fırtına koptu zamansız. Çalkaladı karanlığı, büyüttü dalgaları. Dermanım kesilmişti adeta. Acıyan kollarımla asıldım küreklere, rüzgar beni sahilin sahte ışıklarına doğru iterken, kapanırken hayal kapılarım, birden dalgaların arasından bir umut doğdu. Sıkı sıkıya kavradı sandalımı, önce ellerimin ıssızlığını, sonra yüreğimin mührünü kırdı. Ben İbrahim gibi girmiştim oysa mabedine, kafalarını kırıp atmıştım yüreğindeki putları. Kendine hayrı olmayanın sana da hayrı olmazdı. Bıraktım baltayı yüreğine, çıkıp gitmek üzereydim kapından. Birden sarıldın baltaya, bir anda fırlattın bana doğru. Derin bir acı duydum önce, sonra eşsiz bir tat verdi o acı bana. Çünkü bir anda kesip atmıştı, kalbimde yapışmış olan, kibir denen o keneyi. Tam kibrimin ve kalbimin arasından geçmişti keskin tarafı. Kendimi bulduğum karanlığında, biriktirdiğim ne varsa damladı sularına. Ardıma baktığımda kaybolmuştu şehrin büyülü ışıkları. Ben yeniden başlamışken parlamaya, başka bir ışıkta boğuldu. Işığın geldiği yöne doğru baktım. Orada bir çift göz, kendi dünyama açılan kestirme bir kapı gibi. Çekip aldı beni dalgalı ve karanlık sulardan. Şimdi dünyam ile dünyanın arasındayım, şimdi bir araftayım aslında. Ya geçeceğim gözlerinden öteye, ya bekleyeceğim güneşin beni gelip almasını. Şimdi düştü kalbimin uçurumuna, mağara kapısını sırlayan bir örümceğin ağından, aşkı koruyan güvercinin bakışlarına. Öyle sırdır işte hayat, bir örümcek ile bir güvercin sırlayabiliyorsa aşkı, bir kelebek te taşıyabilirdi beni. İlk kelamı oku olmuştu cebrailin. Okumadan yazılmazdı, şimdi yaz artık, ne okuduysan onu yaz.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sır Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sır yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SIR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL