Bir cennet hayaliydi. Bir kalemin mürekkebini kağıda aşık eden…

Modern fiziğin ve teleskopik astronominin kurucusu İtalyan bilim adamı Galileo Galilei Dünya’nın döndüğünü söylediğinde engizisyon mahkemesi tarafından idama mahkum edilmiş sözünü geri alması karşılığında affedileceğini öğrenince hayatta kalma isteği bilime yenik düşmüş ve dünyanın yerine sözünden dönen kendisi olmuştu. Her ne kadar mahkeme çıkışı "Kim ne derse desin dünya dönüyor" demiş olsa da..
Böylelikle insanlar kendilerinin tek ayak üstünde topaç misali döndüklerini düşünmetip dünyanın döndüğünü sanıyorlardı..

Aya hiç gidilmemişti örneğin. Gidilmiş olsaydı ayın yaşlı bir ay dede değil bir içim su misali bir genç kız olduğunu görürlerdi. Yıldızlar ise bu genç kızın ipek elbisesinin dev bir şemsiyeyi andıran eteklerine tutunmuş sallanan binlerce ilham perileriydi.
Bu da gösteriyor ki yer çekimi diye adlandırılan bir güçte koca bir kuyruklu yalandı! Bu dünyadaki estetikçilerin kadıları kandırıp sarktığını düşündükleri her bir yerlerine neşter atıp ceplerini doldurmaktan başka bir şey değildi.
En can alıcı gerçek dışı palavra ise dünyada ölümcül hiçbir hastalık yoktu. Bu da ilaç sektörünü ayakta tutmanın bir başka versiyonuydu.
Uzay savaşlarının çıkacağı masalı ise silah tüccarlarının gezegenler arası ticari bir anlaşmaya dayanıyordu yalnızca.
Temel Reis pazularının gücünü ıspanağın demir stokundan değil Safinaz’ın merdanesinin maharetinden alıyordu.
Ne adem Havanın elinden o ünlü elmayı yemişti ne Havva Ademin kaburga kemiğinden yaratılmıştı.
Üreme amacıyla bir araya gelen kadın ve erkekten doğan çocuklar gayrimeşru sayılırdı. Çünkü atılan imzaların kalpte yeri yoktu.

Bundan böyle evrene akıllı zeki mantıklı yaratıcı ve hatta bilge insanlar değil. Alim ve bilginler de değil. Kabinin sesini duyan gönül gözüyle seyreden ruhunun sonsuz okyanuslarında o nadide inci cevherini aramaya çıkanlar hükmedecektir.

Yarın öyle bir gün olacaktır ki bütün insanlık için...
Çırakta biz olacağız usta da.
Yaşamın mürekkebi de biz kağıdı da.
Aşık olan da biz aşık olunan da…