- 719 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Acemi
Yıl 1985! Vazifeye atanmışlığın verdiği gurur ve Devlet memurluğu (Eski tabirle Kalemi cebinde!) heyecanıyla, gençliğinde verdiği hararet ile Sarıyer de Sarıyer Karakolunda Vazifemi Polis Memuru olarak aldım.
İstanbul’un boğazdaki en son ikinci Karakolu. Sarıyer Karakolundan sonra Rumeli Kavak Karakolu vardı. Bir zaman sonra Caraim’i (İşlenen suçlar, cürüm, cinayet) az olduğundan kapatıldı ve Kavak ta Sarıyer Karakoluna bağlandı. Sarıyer İstanbul’un mesire yerlerinden, doğal güzelliği ve yeşilliği bakımından da en güzel semtlerinden birisidir. Hafta sonları aşırı derecede kalabalık olurdu!
O zamanlar Karakollarda çalışma şartlarımız 24.00 / 24.00 saatine göreydi. Yani sabah saat 10.00 da görev alırsın, ertesi gün yirmidört saat sonra diğer guruba devreder, yirmidört saat te istirahat edersin. Daha sonra bu düzen 12/24 dediğimiz saat ayarlamasıyla düzenlenmişti.
Karakola alınan bir suçlu, bir Polis Memuru nezaretinde İkinci Şubeye götürülür yedi tane kısım gezdirilir suç kaydı, aranan kişilerden olup olmadığı araştırılıp, daha sonra Parmak izine götürülüp dönüp tekrar Karakola getirilirdi! Bura da böyle kısa bir şekilde özet verdim!!! Bu işlem bizler ve suçlular (Şüpheliler)için tam çile idi.
Yine bir gün onbir kişi ile (Şüpheli) ben ve hem devrem hemde hemşehrim olan Salim arkadaşımla, Sirkecideki Sansar han da bulunan İkinci şubeye gittik. Şubede ilk işimiz altıncı kısım olan İnfaz kısmından başlayıp yakalamaları olanları tespit ediyorduk. Şubenin üçüncü katında olan kısıma çıktık. Koridorda götürdüğümüz şahısları sırtları duvara dayalı vaziyette
sıraya dizdim ve en başlarına da Salim arkadaşımı koydum ki kimse kaçmasın. Ben evrakla içiri girdim. Orada masa başında oturan Pala bıyıklı, babayiğitce ve gür bir sesli ağabey ’’ Buyur koçum! Neydi durum ’’ diyerek karşıladı. Bende Sarıyerden şüpheliler getirdiğimizi söyleyince, ayağa kalkarak ’’ Hele bir bakalım kimmiş bu teresler’’ diyerek elimden evrakı aldı ve dışarı yöneldi. Ben de tabiiki peşinden yürüdüm. Yürüdüm amma benim boyum 1.78 adamın boyu ben omuzlarında kalıyorum... Maşallah ki ne maşallah! Polis dediğin zaman biraz da bu ağabey gibi gösterişli olacak ki karşısındaki de korksun.Hemde Memurlar bile...
Görevli ağabey önde ben arkada koridora çıktık. Benim içim rahat , adamları duvara doğru dizmişim. Salim arkadaşımda en başlarında kapı gibi duruyor. Koridora daha adım atar atmaz o muhteşem gür sesiyle şüphelilere hitaben ’’Yüzünüzü duvara dönün laaynn’’ diye gürlemesiyle sanki askerde mangaya emir vermiş gibi duvara dizili olan on iki kişi birden, tamamen Askeri düzen ile yüzlerini duvara döndüler. Ben ağabeyin arkasından yavaş ca geçerek arkadaşım Salim’in yanına gittim ve kolundan tutup ’’ sen neden dönüyorsun, sen geri dön’’ dercesine salladım ve onun geri dönmesini sağladım.
Henüz bir haftalık dahi olmayan bizler için bu yaşadığımız korku yıllarca içimizde mutlu bir anı olarak yerini çoktaaan aldı.
Sezai KAYA
YORUMLAR
Sezai KAYA DeliGarip
Selam ve dualarımla.
devam abim ..çok güzel anılarla dahada kalemin güzelleşecek yüreğine emeğine saglık kalemin hep yazın varol
saygılarıml
zaralıcan
Sezai KAYA DeliGarip
Meslekte Anılar çok fazla, seçerek devam.
Selam ve dualarımla.