Gidenlerin Ardından
’Ulan ben senin için’ diye söze başlamak isterdim ama böylesi yazık olur. Ziyan olur! Kendime yaptığım en büyük ayıp olur... Bazı insanlar sadece sever. Ortalığı ayağa kaldırmadan, yaygara yapmadan kızılca kıyametin tam ortasında kalsa da sever. Şikayet etmek ne haddine? Bir çift bakışa, bir gülüşe ömrünü adayan insan kendinde şikayet etme hakkı bulamaz zaten. İşte öyle. Edebiyatım yetmiyor kelimelere sığınmaya! Yanımda olsan Mirim, tam karşımda... Belki o zaman dilimin döndüğünce anlatırdım, susarak büyüttüklerimi. Ateşi sönmüş külleri etrafa savrulmuş bir yangın içimdeki. Hissettiklerimi tam olarak tarif edemiyorum. Böyle kocaman, büyük bir boşluk. Eksik değilim dolmasın istiyorum sol yanımdaki o yasaklı bölge. Kimse farkına varmasın, adım atmasın oraya. Geride kalacak ayak izlerini görmeye tahammülüm yok. Cesetlerle kaplı bir mezarlık inşa ettim orada. Etraf zifiri karanlık. Benim cehennemim orası... Ben nefsi müdafaa derim ama duygusuz bir katil olarak yargılanırım. ’Duygusuz değilim biraz eksilmiş, eksiltilmiş ve defalarca katledilmiş bir kadınım!’ diye bağırsam da, sesim duyulmaz Mirim. Sesimi duyan olmaz. Anlatamıyorum eğer anlatabilseydim tarihlerine sızlayan vicdanları olarak yazılırdı adım. Bağışlayamıyorum da üstelik, en önde ve en öncede kendimi. Muhtacım aslında... Geceler boyu ağlamamak için direnmeye, acımaya, ağrımaya. Ağlayamamak anlatamamaktan bile zor Mirim. Eskiden olsa tüm organlarını sızlatmaktan ayağa kaldıracak olayları ve insanları boş gözlerle izlemek... Bir fırtınanın tam ortasında kalmış gibiyim. ’Kaptan gemi batıyor!’ çığlıklarına ’bi sigara uzatır mısınız?’ sakinliğiyle karşılık verecek kadar soğuk kanlı. Artık gemi limana yanaşsa ne olur ki zaten? Her limanda bin hayal kırıklığı. Belki bir gün bizde... yalan söylemeyeceğim biz artık iflah olamayacağız...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.