Hakikat aleyhine hürriyet olamaz. -- salazar
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL
@serhatbingol

KÜRESEL GÜÇLERİN ENSE TRAŞI!?

28 Mart 2016 Pazartesi
Yorum

KÜRESEL GÜÇLERİN ENSE TRAŞI!?

12

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

3814

Okunma

Okuduğunuz yazı 28.3.2016 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
KÜRESEL GÜÇLERİN ENSE TRAŞI!?

KÜRESEL GÜÇLERİN ENSE TRAŞI!?

Cumhuriyet tarihi boyunca süre gelen muhalefet anlayışı ve ülkemizin siyasi duruşu, demokratik ve ekonomik gelişmişlik seviyesine ulaşmış güçlü ülkelerle mukayese edildiğinde. Yani medeni devletler kategorisinde yer alan toplumlara kıyaslandığında çok farklı bir seyir izlediğini görürüz.

Bir ülkede muhalefet en az iktidar kadar önemlidir. Muhalefet o ülke insanlarının sigortası ve emniyet kilididir.

Muhalefetin birinci görevi millet adına iktidarın icraatlarını denetlemektir.
İkinci görevi de ülke ve millet adına, gelecek seçimlerde iktidar olmayı planlayıp proje üretmesi ve bu doğrultuda çalışmasıdır. Bu tanımlama siyaset biliminde aynen böyle geçer. Dünya ölçeğinde de bu tanımlama aynı işleve sahiptir.

Muhalefet partileri, iktidarın yaptığı bir yatırımı gidip yerinde görmesi, icraatın niteliğini ve niceliğini incelemesi başlıca görevlerindendir. Örneğin; Niteliğine göre yatırım inşaat ise İnşaatın kalitesinden, maliyetine, çalışan işçilerin iş güvenliğine kadar vs birçok alanda gözlem yapıp şartların niceliğine göre de notlar tutup bu notları meclise taşımak ve tartışmaya açıp kamuoyuna duyurmaktır. Ancak muhalefete dönük bu evrensel tanımlama, maalesef bizim ülkemizde çok farklı seyreder. Mesela hükumetin icraatlarını gidip yerinde de görüp denetleme görevini başka ülkelerde görülmeyecek bir işleyişle ‘’ yan gelip yatmak. İnceleyip notlar tutmak yerine ise, ‘’karalama, küçümseme veya yok sayma şeklinde’’ tuhaf bir şekilde yerine getirilir.

Muhalefetin ikinci önemli görevi de iktidarın alternatifi olarak ülke ve millet adına plan ve proje üretmek ve hükumet olma faaliyetleri içerisinde hareket etmesidir ki, maalesef bizde plan ve proje üretmek yerine ‘’iktidara komplo kurmak yalan ve iftira atmak şeklindeki bir refleks olarak tezahür eder.

On yıllardır süre gelen bu olumsuz refleks, meclisteki tüm partiler için geçerlidir. Seçim zamanı ülke insanına daha iyi bir yaşam standarttı sunacağını vadetmek yerine milletin ortak değerleri üzerinden propaganda yaparak seçim sürecini sürdürürler. Örneğin; Atatürkçüye, Atatürk’ü. Müslümana, Müslümanlığı. Türk’e de Türkülüğü pazarlayarak ve bu ortak değerler üzerinden duygu sömürüsü yapıp hem ucuz yollu rey toplarlar. Hem de, Üzerlerindeki evrensel muhalefet tanımından ve siyasi sorumluluklarından sıyrılırlar.

Birde, ülkemizde on yıllarca süren gelen despotik siyasi uygulamaların bir sonucu olarak, sosyolojik ve psikolojik manada ezilip bastırılmış toplumun bireysel gelişimini tamamlayamamış sığ bir anlayışla ezbere dayalı siyasi kültürsüzlüğe sahip A politik seçmen yapısı düşünüldüğünde. Ülkemizdeki siyasi partilerin özellikle de muhalefet partilerinin işlerinin çok kolay olduğu açıkça görülebilir.

Aslında bu durum sorumluluktan kaçan meclisteki muhalefet partilerinin, denetleyicisi konumunda olan seçmen içinde geçerlidir. Yani bu sakat mantık doğal olarak uzun vadede ülkemizde demokrasi kültürünün yeterince gelişmemesi, insan haklarına saygılı olma bilincinin oluşmaması ve gelir dağılımı bozukluğu olarak kendini göstermiştir.

Bunun sonucu olarak Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında, aynı kategoride olduğumuz devletler. Ülkemizin dört, beş katı seviyesinde gelişmişlik konumuna ulaşmışlardır. O tarih itibariyle adı sanı duyulmamış ve ülkemizin sahip olduğu avantajların yarısına bile sahip olmayan (Malezya-Singapur- Brezilya- Kore vs gibi) Ülkeler aradan geçen doksan üç yılın sonrasında. Demokratik ve ekonomik kalkınmışlık seviyesinde ülkemize göre en az iki buçuk katı gelişmişlik ölçüsüne sahip olmuşlardır. Bu aynı zaman da milli gelirden kişi başına düşen payın da bir ölçüsüdür. Bizim ülkemizde milli gelirden kişi başına yıllık on bin dolar civarında bir pay düşerken o ülkelerde en az yirmi beş bin dolardan başlayıp elli bin dolar ve üzeri bir pay kişi başına düşmektedir. Bu gerçeklerle yüzleşmek Cumhuriyetimizin kendisiyle değil siyasi yanlışlarımızla yüzleşmektir.

Şu tartışılmaz bir gerçektir ki günümüz dünyasında uluslararası dev şirketler gibi ülkeler arasında da her alanda kıyasıya bir rekabet vardır. Bu rekabetin adı da küresel pazardan pay kapma mücadelesidir. Bu mücadelenin kuralları bellidir. Bu kurallar da tüm kurum ve kuruluşlarıyla demokrasisi gelişmiş kendi sanayisini oluşturmuş güçlü bir ülke olmaktan geçer.
Bu nedenle hepimizin bilmesi gereken bir gerçek var ki o da bizim kısır tartışmalara anlamsız çekişmelere zaman harcayacak lüksümüzün olmayışıdır.
Çünkü bizimde içinde yer aldığımız üçüncü dünya ülkeleri diye adlandırılan ülkeler de hızla gelişimlerini tamamlayıp küresel pazardan pay alma çabasındadırlar.

Ara not: (Bu gün ülkemizdeki mevcut hükumeti yöneten siyasi parti daha kurulmamışken bir gazetenin ekonomi sayfasında şöyle bir haber okumuştum. ‘’Türkiye gelişmiş ülkelerle arasında ki makas farkını kapatması için sahip olduğu coğrafik yapısı, genç nüfusu gibi vs avantajlarını doğru kullanabilirse gelişmiş ülkelerle arasındaki makas farkını otuz (30) yıl gibi bir sürede kapatabilirmiş.’’)

Mevcut hükumetin on üç yıldır iktidar da olduğunu düşünürsek bu habere göre önümüzde on yedi (17) yıllık bir süre kalıyor. Aslında çokta uzun bir zaman değil ama yine de ülkemizin avantajlarını göz önünde tutarsak gazeteci yazar merhum Çetin Altan’ın dediği gibi ‘’enseyi karartmamak lazım’’

Yok, eğer bizler ülkemiz adına çok çalışıp bu şansımızı doğru değerlendirmez ve birlik beraberlik içerisinde hareket edip zamanın kıymetini bilmez ve siyasi partilerin bizleri kendi değerlerimiz üzerinden avutup enerjimizi boşa harcatmalarına müsaade edersek, küresel pazarlardan hakkımız olan payı alır mıyız? Orası bilinmez. Ama kesin olan bir şey var ki, kendi ensemizin kararıp kararmadığını görmeye bile fırsatımız olmadan, küresel güçlerin ense tıraşına bakıp onların istediği standarda yaşar ve onlardan emir alan ülke olmaya devam ederiz.



Serhat BİNGÖL 28.03.2016


Edebiyat Defterinin Değerli Yöneticilerine,
Seçki kuruluna, yazımı okuyup değerlendiren sayfa dostlarıma çok teşekkür ederim.
Saygılarımla,

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Küresel güçlerin ense traşı!? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Küresel güçlerin ense traşı!? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KÜRESEL GÜÇLERİN ENSE TRAŞI!? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
31.3.2016 15:56:46
yoruma geç kalmışlığım için affola en azından bir kez daha okuma fırsatı buldum.
kutluyorum tüm yüreğimle.
her ne kadar siyasetin uzağında dursam da güçlü bir kalemden böylesi bir makaleyi okumak bir ayrıcalıktır ki bilgi gerçek manada engin bir derya üstelik her konuda ve her anlamda...
tek bildiğim ise; gerçek manada hiç bir şey bilmediğim.
saygılarımla değerli Serhat bey...
esenlikler diliyorum efendim.
beren yılmaz
beren yılmaz, @berenyilmaz
30.3.2016 01:33:38
Siyaseti en iyi anlatan yazarların başında Sizi bulmuşumdur hep ' siyasi görüşlerimiz aynı olmasa da .:) .severek okudum yine ..küresel güçlere ancak stratejik yönetim ve demokratik birliktelikle çözüm ve güç sağlana bilir kanısındayım

Selam ve saygılar sayın Bingöl ''
Davidoff
Davidoff, @davidoff
29.3.2016 23:55:01

Öncelikle okuyup da cevap veremediğim rahatsızlığınız için kısa da olsa bir geçmiş olsun demek isterim.

Çocukluğumun evimizin ve babamın değerli misafirlerinden biri olan, Çetin Altan'ın dünya görüşlerine hayranlığımla, sahiden de "enseyi (çoktan) karartmak gerek. Sözünü şimdi daha derinden düşünüyorum.

Muhalefet nedir? Perdenin arkasında susan taraf mı, yoksa susturulan mı, susması gereken mi, düşünüp ne yapılmasını ortaya koyanlar mı?

Neden bu kelimenin karşılığı yok.

Güzel bir yazıydı. Beğeni ile okudum. Tebrik ve teşekkür ederim.





levent taner
levent taner, @leventtaner
29.3.2016 19:20:22
Kim demiş bir edebiyat sitesinde siyaset konulu yazı yayınlanmaz ve hatta başarı göstermez
Bir futbol takımı taraftarlığı edasıyla değil de; siyasi kültürü yediren ve edebi lezzetli, bilgiyi yoğuran bir üslup ise neden olmasın

Yine vaktiyle Erol Evgin bir parçasında "Kim demiş ki ben bilmem aşkı sevdayı" derdi ya; sayın hocamızda aynı tatta siyaseti aşkla, şevkle, bilgiyle, akılla, işçilikle yoğurmuş bile

Hocam değerli yazınızdan süzdüklerim bana "Yan gel Osman tarlada bostan" tabirini de hatırlattı, hatırlatıyor da

Yine muhalefet anlayışımızın öteden beri değerler üzerinden gittiği ve belden aşağı vurduğu söyleyişinizde karşılığını bulan olumsuzluk "Türk'e Türk propagandası" yapmak misali kuşkusuz

Sizi alalım hocam
Yazılarınız ve başka sayfalardaki yorumlarınız ölçülü, dengeli, üsluplu, saygılı bir beyefendiyi önüme koymakta hep

Sizde Müslümanlık, Türklük, Atatürk, Cumhuriyet, Osmanlı, Doğu, Batı, Modern, Gelenek her şey bir tamam derim,

Elbette kusursuzluk anlamında değil, teşbihte hata olmaz, hiçbirimiz sütten çıkmış akkaşık değiliz şüphesiz

Fakat bendeniz, sizde hep bir yapıcılık görürüm

Sizin gibi bin göle bedel bir göl niteliğinde, nice insan olsa bu ülkede serhat boyları emin ellerde olur kanımca


Nihayet hocam
Güne gelen yüreğe, emeğe, kaleme, kelama selam ve saygılarımla
Nice eserlere inşaallah
Ve dilerim ülkemizdeki her türlü olumsuzluğun yerinde yeller eser...





levent taner tarafından 3/29/2016 7:27:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kyle-
Kyle-, @Kyle-
29.3.2016 18:42:07
son zamanlarda okuduğum en sağlam nesirlerden birisiydi.
günün yazısı harikaydı


saygılarımla hep
Göktürkmen
Göktürkmen, @gokturkmen
29.3.2016 17:32:41
Seçkiyi kutluyorum, öncelikle...

Millet adamı yok; devlet adamı var, "kath-ı rical" diyorlar.

Zaten millet tanımı da ne yapsak; iktidara göreceli..

Millet üzerinden ümmet, devlet üzerinden de bu temelden bir millet koordinasyonu çok zor görünüyor.

Ben yine de şu aşamada öncelikle devleyçiyim.. devleti olmayanları veya ileri ( batı tipi) demokrasi getirilmiş, örnek olsun Arap baharı vurgunu devletsizleri görüyorum.

Devletçi oluyorum.

Esenlik.




Göktürkmen tarafından 3/29/2016 5:33:32 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
29.3.2016 13:15:24
Bu zamana kadar boş bir yazı yazdığını görmedim. Bu yazında da özellikle muhalefetin ne ve nasıl olması gerektiğini bana göre gayet objektif bir şekilde dile getirdin.Kutluyorum ve tebrik ediyorum. Saygılarımla.
Yinsani
Yinsani, @yinsani2
29.3.2016 12:18:30
Çok kısa bir zamanda çok büyük travmalar yaşayan bu millet, sanki gençliğini kaybetmiş, orta yaştan hayli uzakta ihtiyarlamış bir izlenim doğuruyor.

Kırsal hayattan kent hayatına zorunlu olarak ancak rakip olduğunu ülkelerden çok zaman sonra geçti. Bütün sıkıntımız bu ihtiyarlık ve geç kalmışlık telaşından kaynaklı..

O yüzdendir ki karşısına dinamik, enerji dolu ve umut aşılayan bir parti çıktığında, o partinin oy patlaması yaşamasını normal olarak görülmeli.

Tarihinde bir çok halk ve milletle iç içe yaşamış, onları gücü ve aklıyla kontrol edebilmeyi başarabilmiş olması, inançlarına son kertede sıkı sıkıya bağlılığı, bağımsızlığına düşkünlüğü de onu yönetmek isteyenlerin düşünce alt yapısını oluşturmuş ki;

a) birlikte yaşadığı halk ve milletlerle birbirine düşürülmeye
b) inançları üzerinden etkilenerek, sorgulama yapmasına izin verilmemesine
c) devamlı bir düşman devletler, toplumlar ve inançlar karşısında, eski delişmen haline sürüklenmeye çalışılmakta

olması ve dünyadaki yönetim anlayışındaki hızlı değişime de ayak uydurmakta geçikmesi bugünün halinin kısa izahı olabilir mi?

Kısacası 100-150 yıllık demokrasi geçmişinde çoğu zaman sorgulayarak, yorumlayarak, düşünerek değil, devamlı duygularıyla hareket etmiş bir milletiz.

Son yüzyılda bizi bir arada tutan din ve milliyet bağlarımız da yara almış, kemalist düzen kamplaşmaya neden olmuş, tarihin öne sürdüğü kültürel baskı görülmemiş, yine ve her defasında başka bir baskı ile yönetilmeye çalışılmış olmamız bizi çıkmaza sokmuştur.

Bu çıkmazı aşmak için yapacağımız seçimlerin, bu gidişe dur demesi neredeyse zor ve çetin bir yola girmiştir.

Denize mi düştük bilinmez...

Ne yapacağımızın kestirilemeyeceği tarihsel dönemdeyiz.

Ancak böyle durumlarda yönetenler her zaman milleti savaşa sürükleyerek böyle kördüğümleri çözmeye çalışmış....

vb vb vb

bu konuda söz biter mi serhat ağabey...
güzel bir analizdi.
selam ve saygılarımla
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
29.3.2016 11:30:52
İyi bir tespit, güzel bir yorumlama.
Ne demeli?
Ben, gerçekten biraz karamsarım bu konuda.
Bir türlü birlik beraberliği sağlayamıyoruz.
Herhalde siyaset yapmayı beceremiyoruz.
Vatan için, yarınlar için ne yapsak ta milleti bir araya toplayabilsek?
Bilemiyorum...
AYŞEN DAŞKIN
AYŞEN DAŞKIN, @sahraavurgun
28.3.2016 15:23:03
Oncelikle şunu belirteyim ben siyasetten hiç anlamam ama gerçekten okumaya değer bir yazıyı ilgimi çekti beğeniyle okudum aydinlatici bir yazıyı tebrik ederim hocam kıymetli sayı serhat bey saygı sevgi dua ile kali saygilar
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
28.3.2016 14:11:14
Değerli kardeşim, bir şeyin özünü ifade eden tanımlar, o şeyle ilgili olanlar için, belli bir birikimi, dolayısıyla feraseti olanlar için anlamlıdır...
Özlü bir biçimde yazılmış bu yazı için de geçerlidir bu...
Evet, biz, muhalefet deyince Köroğlu'nu, Dadaloğlu'nu, İnce Memet'i, zeybekleri, sonra yakın tarihin sorumsuz, omurgasız, hikmeti kendinden menkul anarşist figürlerini anlıyoruz...
Bu çarpık, güdük anlayışın memlekete hâlâ hakim olmasını isteyen güçler, üniversitelere yerleştirmek istedikleri huzursuzlukla, zaten dünya standartlarında olmayan akademik ortamı baltalamakta buluyorlar bizi engellemeyi...
Elbette, bu durum muhalefet anlayışımızı çok etkiliyor...
Her şeye rağmen dediğim dedik takıntımızı, biraz da bu yönden düşünmek gerekiyor sanırım...
Kısacası, sizin de isabetle teşhis ettiğiniz gibi, bizde muhalefet anlayışı objektif, Allah'tan korkar, kuldan utanır nitelikte değildir, ne yazık ki...

Selam ve saygılarımla.
Kemnur
Kemnur, @kemnur
28.3.2016 03:50:56
10 puan verdi
Değerli Serhat Bingöl dostum, gerçekten çok güzel bir analizdi. Siyaseti sevmeyen bana bile merakla okuttu kendini. Yüreğine sağlık. Saygıyla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.