PAMUK İPLİĞİ
Hayat pamuk ipliğine bağlıdır. O yüzden düşünmeden attığın adımlar felaketin olur ve o felaket sadece seni değil, seni seven herkesi yakar.
Küçükken dünya daha bir güzeldir. Gökkuşağı daha bir renkli görünür ve bütün hayallerin pembedir. Kendine bir dünya kurarsın o pembelerin içinde fakat geçen zamanlar seni o kurduğun hayattan alır ve sana hayatın gerçek yüzünü gösterir. Acımasız gerçeklerle baş başa bırakır seni. İşte o an başlar isyanın, ağır gelir her şey. Umut bir kere gidince hayal de kalmıyor geriye. Tutacak el ararsın ama yalnızlık ağır basar. Bir süre sonra yalnızlık bile seni anlatmakta aciz kalır. Sonra o pamuk ipliğini boynuna yakıştırırsın, ellerinle süsler düğümler atarsın. Yürümekten aciz ayaklarını boşluğa bırakırsın… işte o an pişmanlık takılır boğazına, aciz olan ayakların kurtulmak için basacak yer arar fakat hayat sana son bir ders verir: son pişmanlık fayda etmez, hakkını veremediğin dünyanın helalliğini isteme…
Düşünmeden hareket etmek insanı felakete götürür sadece. Kaybettiklerini kazandıklarına değişirsen eğer hayat çekilmez olur. Ey acizliği boyunda büyük insan! Sen kendi elini bırakırsan kimse tutamaz o eli senin gibi. Ruhunu teslim edersen sonsuzluğa bedenin toprak altında sürüngenlere meze olacak. Bırak ellerini o pamuk ipliğinden yoksa gittiğin sonsuzlukta ondan da ince bir yol göreceksin. Azap olur o yol sana. İmtihanı ne zaman geçtin de sınavdan kaçıyorsun böyle? İmtihan sahibi vaktin geldi demeden nasıl acı çektirirsin bedenine? Duymadın mı hiç sabreden muradına erermiş. Sabredenlerden ol muradın elbet bulur seni.
20.02.2016
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.