Söylediklerinizi duyurmak için kimseyi kolundan tutmayınız ; zira insanlar sizi dinlemeye arzulu değillerse, onları tutacak yerde çenenizi tutmanız daha hayırlıdır.-- chesterfield
serdar_evrem
serdar_evrem
@serdar-evrem

Yaratıcılık ve bilimkurgusallık üzerine..

25 Mart 2016 Cuma
Yorum

Yaratıcılık ve bilimkurgusallık üzerine..

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

537

Okunma

Yaratıcılık ve bilimkurgusallık üzerine..

Biz bir iki hamleden fazlasını düşünmeyiz yaşarken.Uzun uzadıya geleceğini tasarlayan ayrıntıcı insanlara baksak dahi durum farklılaşmayacaktır.Onlar kendilerine ileri görüşlü sıfatını yakıştırmaktan çekinmezler,halbuki tasarladıkları şey sadece 30-40 yıl sonrasıdır.Bir veya iki hamle ileriyi düşünmekten fazlası değildir.Ve cabası olan bencilliklerinden söz etmeme gerek dahi yoktur.

Verne’i farklı yapan budur.
Bilimkurgu başlığı altında yayınlanan bir çok film ya da verilen bir çok eser, günümüzden en fazla 500 yıl ilerisini düşünürek tasarlanıyor.

Günümüz kalıplarına bağlı kalınarak yapılan bu bir çok "benzetme" kötü kurgulanmış uzaylı filmlerinden farksız.Uzaylıların biyolojik olarak insan iskeletine benzetilmesi dahi bu eserlere "benzetme" demeyi zorlaştırmıyor.Bazı akıllı tüccarlar, uzaylıları bir bulanıklık olarak göstererek ya da görünmez ve halüsonejik bir formda tasarlayarak işten yırtıyor.

"Öyle ki, kimse hiç görmediği bir renk hakkında konuşamıyor."

Mermilerin yerini lazerler, çarkların yerini daha komplike elektronik sistemler, benzinin yerini ise uranyum alıyor.Şekil algımızı
değiştiremiyoruz.

Da vinci’yi farklı kılan da budur. O bir nesneyi incelerken ne olduğuna dair düşünmekten çok, kendine "bu ne değildir ?"
sorusunu sorarmış.Şair Lucretius’ın desteklediği gibi ;

"Bir şeyin tek bir doğru cevabı olsa dahi, daha fazla cevap vermek gerekir."

Dünya eski formların ana hatlarını fazla bozmadan,bulduğu yeni materyallerle aynı çizgide gelişen bir yer.Merminin yerini lazer aldıktan sonra
lazerin yerini ne alacak ? sorusuna bulunacak cevap bilimkurgu oluveriyor.
Ancak eminim ki o silah ne sıkarsa sıksın, tetiği büyük ihtimal aynı yerde olacak.

Pantolununu iki bacağının birleştiği noktadan kafası sığacak kadar kesip, bacaklarını kollarına geçirip giyen insan,
statüsüne göre ;

1. ya çok modern bir sanatçı ya da tasarımcı
2. ya da kafayı yemiş bir manyak

ilan ediliyor.Bunlar alkışlanıyor ya da küçümseniyor bu sürekli değişiyor; Fakat kimse bu yeniliği kullanmaya yeltenmiyor.

ya müzede ya da sergilerde çürüyor ya da deli ölene kadar var oluyor.

Asıl hayalgücünün işlerliği pek yok gibi. Bu, şu saatte Romeo ve Juliet’i izleyip, metresinin yanına gitmeye benziyor.

İşte tam burada yine Lucretius parmak kaldırıp dilleniyor bizim için ve susuyoruz:

"İnsan kendini saran çemberin içinde döner durur.
Ne işimiz var burada bizim ?

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yaratıcılık ve bilimkurgusallık üzerine.. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yaratıcılık ve bilimkurgusallık üzerine.. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yaratıcılık ve bilimkurgusallık üzerine.. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.